30 yıldır Amerika'da yaşayan Barış Karadoğan, Silikon Vadisi'nde başarılı olabilmiş Türk işadamlarından bir tanesi. Lise eğitimini Robert Kolej'de tamamladıktan sonra, Stanford Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünden yüksek lisans ile mezun oluyor. İş hayatına bir teknoloji şirketinde yazılımcı olarak başlıyor. USRobotics / 3Com şirketinde hızlı internet üzerine çalışıyor ve araştırmaları sonucunda iki patent alıyor. Üzerine Stanford Üniversitesi'nde MBA yapıyor. Risk Sermayesi (Venture Capital) sektörüne girerek, dijital medyadan yarı iletken ve elektronik endüstrisine çok çeşitli iş alanlarında yatırım yapıyor. 2010 yılında melek yatırımcısı olduğu Like.com Google tarafından 100 milyon dolara satın alınıyor. Sıfırdan yarattığı şirketi Hip Digital'ı halka açık bir online iletişim platformu olan Snipp Interactive'e satıyor. 2016’da Snipp’ten ayrılıyor ve Endless Solutions adlı şirketini kuruyor. O zamandan beri bu şirkette CEO olarak görev yapıyor.
Peki bütün bunlar nasıl oluyor?
Barış Karadoğan'dan kendi öyküsü üzerinden, Silikon Vadisi hayali kuran gençlere tavsiyeler vermesini rica ettim. Bu röportajın aslında tek bir büyük sorusu var. "Silikon Vadisi'nde nasıl başarılı olunur?"
Silikon Vadisi
Köklerim Türkiye'de, kanatlarım Amerika'da
Silikon Vadisi beyin göçünün kutsal toprağı. Yine de ilk zamanlarda kendinizi "öteki" gibi hissettiğiniz , göçmen olarak zorlandığınız oldu mu?
Kendimi göçmen olarak hiç görmedim. Çalışma hayatını Amerika’da geçirmeyi seçen bir Türk vatandaşıyım. "Köklerim Türkiye’de, kanatlarım Amerika’da" diye düşündüm hep. Kaliforniya çok kozmopolit bir yer olduğu için "öteki" olmadım. Ama Chicago ve Pensilvanya’da bu duyguyu yaşadığım oldu.
Bu duyguyla nasıl başa çıktınız?
İşime odaklandım, takılmadım. Benim gibi bir sürü insan vardı etrafımda. En yakın arkadaşlarımdan biri Bolivya, diğeri Nepal'dendi.
Bir bedel ödediğinizi düşünüyor musunuz?
Ailenizden uzakta yaşamanın en büyük bedeli çocuklarınızın aileden ayrı büyüyor olmaları, kültürü ve rutinleri paylaşamamaları... Beni en çok üzen bu olmuştu. Neyse ki çocuklarıma Türkçe öğretebildim. Amerika’da üniversitede Türkçe dersi alıyorlar. Dedeleri ile aile Whatsapp grubunda Orhan Veli ve Nazım Hikmet şiirlerini tartışabiliyor olmaları büyük mutluluk veriyor bana.
Bir tane büyük müşteri aldığın zaman gerisi geliyor
"Olmayacak bu iş ya! Döneyim ben en iyisi Türkiye'ye!" dediğiniz hiç oldu mu?"
Hem de kaç kere! “Dönüp kendime bir bakkal dükkanı açayım” dedim ama bakkal olmak o kadar kolay değil! Bildiğim işten şaşmayayım dedim sonuçta.
İlk ne zaman başardığınızı hissettiniz ve nasıl bir duyguydu?
Hip Digital’da "Kellogg’s"un peşindeydik. Biliyorsunuz kahvaltılık gevrek şirketi. Kellogg’s çok önemli bir proje için bizden yüz kat büyük, bin kat daha olanakları olan büyük bir şirket yerine bizi seçti. O zaman “Bu iş olacak!” dedim. Harika bir andı.
Sizce, niye sizi seçti?
Çok basit. Ürünümüz daha iyi tasarlanmıştı ve daha ucuzdu. Bu çok önemli. Çünkü bir tane büyük müşteri aldığın zaman, gerisi de geliyor. Referans oluyor.
Fırsatlar gelip geçebilir, cesaret önemli
Peki, dünyanın bir ucunda CEO olabilmek için nereden başlamak, hedefi ne zaman koymak lazım?
Belli bir zamanı yok. Fırsatlar gelip geçebilir, o cesarete sahip olmak daha önemli. Risk sermayesi sektöründe geçirdiğim 10 yıl içinde, yavaş yavaş kendimi yatırım yaptığımız CEO’lara daha çok benzetmeye başladım. Yatırım yaptığımız iki şirketi birleştirip CEO olacağım bir plan yarattım. Yatırımcılar ve yönetim kurulu kabul ettiler. Önemli olan o fırsatı yaratmak ve değerlendirecek cesareti bulabilmek.
Yatırımcı nasıl olunur peki?
Bunun aslında cevabı çok uzun. Ben henüz üniversite birinci sınıftayken bir risk sermayesi şirketinde, ücretsiz çalışmaya başladım. Amacım mezun olduğumda bu alanda iş bulabilecek deneyime sahip olmaktı. Normalde insanlar başarılı bir start up'ta çalışarak bu işi öğreniyor, oralarda yükseliyor, hatta CEO deneyimine sahip oluyor. O tecrübeyle yatırımcı oluyor. Benim durumumda işler biraz tersten gelişti.
Barış Karadoğan
Ortada iyi bir fikir ve başarılı bir iş varsa yatırımcı sizi bulur
Genç girişimciler nasıl yatırımcı bulabilir? Siz hâlâ yatırım yapıyor musunuz?
Aslında iyi bir fikriniz ve başarılı bir işiniz varsa, yatırımcı sizi buluyor. Dolayısıyla ilk şart orjinal bir fikir ve iyi bir şirket. Referans bulabilmek de önemli. Benim önüme bir iş, bir tanıdık vasıtasıyla gelirse daha çok ilgilenirim. Bir de Türkçe'deki tabirle yırtık bir karaktere sahip olmak lazım. Kapıdan kovulanın, bacadan zorlaması lazım. Girişimci çok, yatırımcı az. Dolayısıyla kendinizi gösterebilmeniz gerek. Ben ara sıra yatırım yapmaya devam ediyorum.
Amerika'da şirket kurmak kolay mı?
Çok basit. 2-3 saat süren basit bir şey. İnternetten kuruyorsunuz.
Korkularınızla değil, umutlarınızla hareket edin
Silikon Vadisi'nde başarılı olabilmenin, ilk kriterleri neler peki?
İyi bir eğitim elbette. Bilgisayar dünyasını bilmek, yazılımcı, mühendis olarak çalışmış olmak, yapılan ürünleri anlamak açısından çok önemli. Ama belki de en önemlisi açık fikirli olabilmek, kendine karşı dürüst olabilmek. Bir insan ile tanıştığımda kendime şunu soruyorum: “Bu kişi korkuları ile mi hareket ediyor, umutları ile mi?” Eğer korkuları ile hareket ediyorsa, o kişiyle uzun vadede sağlıklı ilişkiler kurabilmek çok daha zor. İyi insan ilişkileri başarının temeli.
Para ne kadar önemli?
Bu da çok detaylı bir soru ama kısaca fikrin paradan çok daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Amerika'da okumuş olmanın önemi de burada devreye giriyor. Türkiye'den direkt gelenlere karşı biraz güven problemi olabiliyor. "Bu fikir o kadar iyi mi ki, Stanford'dan değil de, Türkiye'den gelen birine yatırım yapıyoruz" denilebiliyor. Türkiye'den gelenlerin şirketlerinin, yaptıkları işin biraz ortaya çıkması lazım. Ürünün müşterisi olması lazım. Güven müşteriyle sağlanıyor. O nedenle önden işe biraz para harcamak gerekebilir.
Birçok şeyi hızlı öğrenebilme yeteneğini öğrenmeniz lazım
Rekabet çok fazla. Size göre tutunabilmenin sihirli bir formülü var mı?
Her zaman kendinizi yenileyebilmeniz lazım. Yuval Harari’nin son kitabı '21. Yüzyıl İçin 21 Ders' te dediği gibi, çalışma hayatı boyunca insan değişik işler yapabilmeli, mühendislikten pazarlamaya, pazarlamadan finansa geçebilmeli. Türkiye'de Harari'nin tasvir ettiği bu insan modeline "Ah yazık! Hiçbir işte dikiş tutturamadı" derler. Halbuki aynı işi 30 yıl yapabilmek artık imkansız gibi. Hiçbir iş, hiçbir birikim 30 yıl erozyona uğramadan dayanamıyor. Benim de ilk 10 yılım mühendis, ikinci 10 yılım yatırımcı, üçüncü 10 yılım CEO olarak geçti. Bana göre sihirli formül, birçok şeyi hızlı öğrenebilme yeteneğini öğrenebilmek.
Türkiye'den oraya gelme hayali kuran gençlere dışarıdan her şey güzel gözüküyor. İçi öyle mi?
Kaliforniya cennet gibi bir yer. Ancak Amerika’da mücadele etmeden hiçbir şey olmuyor ve Türkiye’ye nazaran aile desteği çok daha az.
Apple Store ve Android sayesinde Silikon Vadisi ayağınıza geldi
Silikon Vadisi'nde başarılı olmuş Türkler olarak, genç Türkler'e destek oluyor musunuz?
Elbette. Ben buradaki Türk çevreye çok değer veriyorum. Sık sık bir araya geliyor, fikir alış verişinde bulunuyoruz. Mezun olduktan sonra Stanford'daki Türk öğrencilere yılda bir kez yemek verir, neler yaptıklarını öğrenirdim. Şirketime de her zaman Türk öğrencileri stajyer olarak aldım. Yaptığım en önemli şeylerden birinin bu olduğunu söyleyebilirim.
Silikon Vadisi hayali kuran gençlere genel olarak neler önerirsiniz?
Yazılım öğrenin ve uygulamalar yapın. Apple store ve Android sağ olsun Silikon Vadisi ayağınıza geldi. Yeter ki kendinize ve markanıza isim yapacak mücadeleyi verecek gücünüz olsun.
CEO olmaya giden yolculukta size göre en önemli 5 kelime hangisi?
Eğitim, farkındalık, Yaratıcılık, Kararlılık, Tutku.
Gelişmekte olan ülkelerin Microsoft'u olmaya çalışıyoruz
Şu an CEO'su olduğunuz Endless Solutions isimli şirketi kısaca tanıtır mısınız?
Dünyada hiç bilgisayar kullanmamış 3 milyar insan var. Bunların çoğu Afrika’da, Latin Amerika’da ve Asya’da. Yaşadıkları yerlerde internet yok, güneş enerjisi dışında bazılarında elektrik bile yok. Ama çocuklarının iyi bir geleceğe sahip olabilmeleri için, eğitimin şart olduğunu biliyorlar. Bu insanlar için bir işletim sistemi ve onun altında uygulamalar yarattık. 100 doların altında, içinde yüzlerce uygulaması olan bir bilgisayar düşünün. Çok özetle, gelişmekte olan ülkeler için Microsoft olmaya çalışıyoruz. Zorlu bir hedefimiz var.
Endless Solutions'dan sonra ne yapacaksınız?
Bu soru bir girişimci için çok önemli bir test. Buna cevabı olan girişimci bana göre iyi bir girişimci değildir çünkü aklı işinde değildir. Hayatını şirketine verebilmen, işine odaklanabilmen lazım.