Ayşe Acar

05 Mart 2025

Anora; güçlülerin dünyasında bir Sindirella hikâyesi

Bu hafta 97’nci Akademi Ödül Törenleri’nde beş Oscar kazanan Anora’nın Akademi’yi ve izleyenleri neden etkilediğini, 11 maddede yazdım

-Filmden alıntılar içerir

Birçok çocuk gibi, benim de büyürken favori masal kahramanım Külkedisi’ydi. O zamanlar katlanan ve açıldığında üç boyutlu hale gelen bir masal kitabım vardı. Kimbilir kaç kez, o kitabın sayfalarını karıştırırken yakışıklı prens ve Sindirella’nın evlendikten sonraki hayatlarıyla ilgili hayaller kurmuşumdur. Masalların, “Sonsuza Kadar Mutlu Yaşadılar” a bizi inandırdığı, gerçek hayatın da aksini öğrettiği bir jenerasyonun ferdi olarak, 97’inci Akademi Ödül Törenleri’nde beş Oscar kazanan Anorayı izlerken, filmin neden bu kadar beğenildiğini önce anlamadım. Ancak izledikçe yönetmen Sean Baker’ın bir Külkedisi masalını alıp da, kahramanların yalnız, acımasız, kırılgan, güçlü, şefkatli olduğu, güçlünün çalışan kesimi ezdiği, parayla hemen her şeyin satın alınabildiği, neonların ışıl ışıl parladığı ama bir o kadar da karanlık bir hikayeye dönüştürerek, suratımıza çarpmasını hayranlıkla izledim. Sinemadan çıkıp eve döndüğümüzde kızım Defne bir süre sadece susmak, düşünmek, filmin yarattığı duygularla başbaşa kalmak istediğini söyledi. Anora’nın Oscar’larda yarattığı etki ile, bizim evde yarattığı etki pek de farklı olmadı.

Evet, çoktan bildiğiniz üzere, 97’nci Akademi Ödülleri’ne Brooklyn'li striptizci Ani’nin (Anora-Mikey Madison), bir Rus oligarkın şımarık oğlu Vanya (Ivan-Mark Eidelstein) ile yaşadığı beklenmedik aşkı konu alan, Sean Baker’ın son filmi Anora damgasını vurdu. 26 yaşındaki Mikey Madison’ın ruhumuza işleyen muhteşem oyunculuğuyla, en kuvvetli adaylardan biri olarak gösterilen Demi Moore’u ekarte ederek En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına uzanması da, filmin yönetmeni ve yazarı Sean Baker’ın En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu Oscar’larını kucaklayarak, toplam dört Oscar’la tek bir kişi tarafından, tek bir gecede, en fazla akademi ödülünü kazanan kişi olarak rekor kırması da tesadüf değil. 

Peki, 6 milyon dolarlık bütçesine rağmen, dünya çapında 41 milyon dolar hasılat yaparak gişede de çok büyük bir başarı sağlayan, Altın Palmiye, Writers Guild of America, BAFTA, Critics’ Choice, New York Film Critics Circle gibi törenlerde de ödülleri silip süpüren Anora’yı bu kadar özel kılan, bambaşka hayatlar yaşasalar da izleyenlerin Anora ile empati yapmalarını sağlayan nedenler nedir? Kızımla film sonrası yaptığımız sohbette konuştuklarımızı listeliyorum.

Sean Baker, Oscar’ını seks işçilerine adadı

1. Hollywood’da seks işçilerinin yanlış temsili: Hollywood, ekranda seks işçiliğini kötü veya tamamen yanlış tanıtmasıyla ünlü. Starlet, Tangerine, Florida Project gibi filmleriyle seks işçilerini ekranda olabildiğince gerçek hayata yakın bir şekilde tasvir etmesiyle tanınan Baker, En İyi Orijinal Senaryo Oscar’ını seks işçilerine adadı ve kabul konuşmasında, "Yıllar boyunca hikayelerini, hayat deneyimlerini benimle paylaştılar. En derin saygılarımla, teşekkür ederim” dedi. Gerçek bir striptizcinin hayatına yakın bir tablo çizen Anora, ne Pretty Woman gibi naif bir peri masalı hikayesi içeriyor, ne de Taxi Driver veya Requiem for a Dream gibi filmlerde olduğu gibi sadece seks işçilerinin çaresiz, tehlikeli ve acılı hayatlarına odaklanıyor.

2. Sahte ışıltılar: Parıldayan renkler, neon ışıklarıyla film gösterişli ve coşkulu bir dünyaya açılıyor. Ani herhangi bir işte çalışıyormuş gibi rahat, çalışkan, işinde başarılı biri. Mesleğinin ne olduğunu önemsemiyor, hatta işini severek yapıyor. Ani'nin saklama kabında kalan yemekleri yediği, çalışma koşulları hakkında diğer dansçılara yakındığı, gece yarısı üzerinde kocaman siyah bir palto, kafasında siyah bir bere ile makyajsız bir şekilde trene binip eve döndüğü sahneler, Ani’nin yaptığı işin karanlık ve zor yüzünü yansıtıyor.

Para ile yalnızlık

3. Yalnız hayatlar: Ani'nin çalıştığı kulübe gelen erkekler bir tür deneyim ve şehvet arayışındalar ama aynı zamanda bağ kurma peşindeler. Ani dans ederken, müşterileri ona işlerinden, kaygılarından, hatta ailelerinden bahsediyor. Sohbet edebileceğimiz bir insan için para ödemenin yalnızlığı var, bir de o yalnızlığa para karşılığı hizmet etmenin yalnızlığı var. Ani’nin iş arkadaşlarıyla arası iyi olmasına rağmen, herkesle arasında bir mesafe var.

4. Karışık duygular, karışık janralar: Saf bir romantik komediden, gangster filmine, fanteziden, bağımsız sanat filmine değişik janralar arasında dolaşan Anora, derin üzüntünün yanında neşe, trajedinin içinde kara komedi barındırıyor. Baker, seks işçiliği ve seks işçileri hakkında yaptığı filmlerle tanınsa da, Anora’nın ritmi farklı atıyor. Çünkü hikâye doruk noktasına ulaştığında bizi hazırlıksız yakalıyor.

Aşka merhaba, striptizciliğe elveda

5. Aşka inanmak: Vanya, ebeveynlerinin New York’taki malikanesinde, ne yapacağını bilemediği kadar çok parayla gününü gün ederken, striptiz kulübünde Ani ile tanışıyor. Pretty Woman'da Richard Gere’in yaptığı gibi, Ani’ye bir hafta boyunca kız arkadaşı olması için para teklif ediyor. Birlikte geçirdikleri hafta, Las Vegas'ta evlilik teklifiyle sona erdiğinde, izleyiciler olarak Ivan'ın niyetinin iyi olduğuna inanıyoruz.

6. Eski hayata veda: Ani, Vanya ile evlendikten sonra iş arkadaşlarına veda ediyor ve Disney World'de, küçüklüğünden beri hayalini kurduğu favori masal kahramanı Sindirella'nın Şatosu'nda balayı planladıklarından bahsediyor. Kızım Defne, Ani’nin sadece aşk fikriyle kandırılmadığını, aynı zamanda hayatında bir daha yaptığı işi asla yapmak zorunda kalmayacağı fikriyle de kandırıldığını ve bunun çok daha önemli olduğunu söylüyor.

Süper güçlülerin çalışan kesimi ezdiği bir dünya

7. Sinderella hikayeleri masallarda olur: Anora, Pretty Woman gibi filmlerin seks işçilerini ve onların iyi kalpli müşterilerini tanıtırken yaydığı romantik hava ile başlasa da, sonradan izleyicileri alt üst eden gelişmelerle ilerliyor. Vanya’nın ailesi durumu öğrendiğinde eve iki adamını gönderip, evliliği iptal ettirmeye çalışıyor. Filmin bu noktasında kaçan prens oluyor ve prenses onu ailesinin silahlı adamlarıyla birlikte sokaklarda, barlarda arıyor. Bulduğunda ise Vanya, hiçbir şey olmamış gibi davranıp, Ani’ye Amerika’da geçirdiği güzel zaman için teşekkür ediyor.

8. Sınıf farkı: Gerçek hayatların "Sonsuza Dek Mutlu Yaşadılar"ı yoktur; gerçek hayatların devam etmeleri gerekir. Sindirella hikayesi nezaketi yüceltip, bencilliği söverken, Anora bencilliğin, kötü kalplilerin kazandığı bir dünyada yaşıyor. Film, süper zenginlerin, güçlülerin, çalışan kesimi hiç önemsemeden, kendi bencil kaprislerine göre nasıl yönettiklerini suratımıza sert bir şekilde çarpıyor.

Geçmişten ve köklerden kaçılmıyor

9. Seks herkese göre farklı bir şeydir: Ani duygularını seks eyleminden ayırabilirken, Vanya’ya âşık oluyor ve gardı düşüyor. İçinde bulunduğu Külkedisi hikayesine inanıyor. Son sahnede Vanya’nın ailesinin eve yolladığı adamlardan biri olan Igor, Ani’yi evine bırakırken, arabada nikah yüzüğünü geri veriyor. Ani minnetini başka türlü ifade etmeyi bilmediği için, teşekkür etmek amacıyla Igor’la sevişiyor. Ancak Igor onu öpmeye kalktığı zaman uzaklaşıp, ağlamaya başlıyor. O ana kadar seks onun işiydi. O anda ise aşk acısına, kandırılmış olmanın kederine ve başka bir insanla kurulan derin bir bağa dönüşüyor.

10. Ani’nin (Anora) Rus kökleri: Filmin en başında Ani’nin Rus olan anneannesi Anora’nın ismini aldığını, fakat kendisine Ani denmesini tercih ettiğini, Vanya ile tanıştığı ilk sahnede de Rusça bildiğini ama konuşmamayı tercih ettiğini öğreniyoruz. Brooklyn’li Ani’nin Rus kimliğini ve geçmişini inkâr etmesi bana akıllı ve başarılı bir seks işçisi olarak çalışırken, yaptığı işin ağırlığını inkâr etmesiyle paralel geldi. Baker, bu nüanslarla Ani’nin karakterini bir aidiyet yoksunluğu ve kimlik krizi üzerine kuruyor.

11. Igor’un Rus kökleri: Son sahnede Ani, Igor’un eski model arabasının anneannesinin arabası olduğunu ve onu çok sevdiğini öğreniyor. Igor Ani’nin arabayı beğenip beğenmediğini sorduğunda, Ani öfkeyle “Beğenmedim!” Ani tüm film boyunca Rus geçmişini yok sayarken, son sahnede geçmişine ve köklerine sahip çıkan bir Rus olan Igor’la yakınlaşması Baker’ın filme kattığı müthiş bir tat. Ani’nin bu yakınlaşma sırasında ağlaması hem köklerinden hem de geldiği hayattan kaçamadığını, Igor gibi geçmişini sahiplenirse mutlu olabileceğini anlamasıyla da bağdaştırabilir. Hoop, bağladık mı yazıyı yine göçe...