Aydın Engin

01 Aralık 2010

Yeni Bir Medya Çağının Eşiğinde...

Önce bir fıkra. Belki daha önce de anlattım ama, olsun. Bugüne daha bir “cuk” oturuyor...

Önce bir fıkra. Belki daha önce de anlattım ama, olsun. Bugüne daha bir “cuk” oturuyor.
Paşa, konağının önünden bağırarak geçen cevizciyi yukarı çağırmış. “İki okka alacağım. İyi mi cevizlerin” diye sormuş. Öteki ne desin, “Tadından yenmez paşam” demiş.
Paşa aldığı cevizlerden birini alıp kırmış. İçi boş. Bir tane daha alıp kırmış, içi küflü. Bir tane daha. Kurumuş, kavruklaşmış. Bir tane daha. O da boş...
Paşa adamlarına dönüp kükremiş:
- Alın bu cevizleri birer birer bu sahtekarın k.çına sokun!
Adamları kudretli paşanın sözünden çıkacak değil ya. Bir cevizi sokmuşlar. Cevizci kıkırdamış. İkinci. Cevizci gülmüş. Üçüncü. Cevizci kahkahadan kırılmaya başlamış.
Paşa “Bre nabekar niye gülersin” deyince cevizci iki kahkaha arasında cevaplamış:
- Valla paşam arkamdan karpuzcu geliyor. Onun karpuzlarının hepsi kabak. Garibanın halini düşünüp gülüyorum...
Wikileaks belgelerinin daha binde birinden azı açıldı. Bildiğiem kadarıyla belgeleri dünya kamuoyuna ulaştıran beş büyük medya kuruluşu, 60-70 kişilik uzman ekipleri ile belge yığınını didiklemekteler.
Yani açılanlar sadece ceviz. Karpuzcu daha gelmedi...
Ama gelecek. 
İyi olacak. Çooook iyi olacak...

*    *    *

“Devlet sırrı” kavramını önce icat eden, sonra onun ardına saklanıp halklarına ve öteki dünya halklarına karşı binbir türlü suç işleyenler çağın değiştiğini, bilgi (=information) çağında, eski alışkanlıklarını sürdüremeyeceklerini, köpeksiz köyde değneksiz dolaşamayacaklarını, çoğu kirli ve kanlı planlarını eskisi gibi rahat ve pervasız uygulayamayacaklarını farkedemiyorlarsa, bu onlara farkettirilir.
Ettiriliyor da. 

Wikileaks
bunun bir örneği. Üstelik bir ilk adım. Arkası gelecek. Gelecek günlerde, aylarda, yıllarda yeni Julian Assange’ler çıkacak; yeni Wikileaks’lar kurulacak. 
Belgelere ulaşım fırsatını kendi çıkarı için değil, halka ait bilginin halka ulaşması için kullanan Amerikalı asker Bradley Manning’ler çıkacak, çoğalacak.
Dünden beri “Abi sence bu Wikileaks’ın hesabı ne?... Engin bey siz gazetecisiniz, belki bilirsiniz. Bu Wikileaks kurucusu Assange sizce kime hizmet ediyor... Aydın abi, bu Wikileaks işi de Amerikanın yeni bir dümeni olmasın” gibi sorular yağıyor ekranıma...
Bu kaygıları ve sorgulayıcı tavrı elbette anlıyorum. Yıllar ve yıllar boyu devlet zırhının ardında saklanıp, “ulusal çıkarlar” yalanına sarılıp binbir dolap çevirenlerin ülkesinde  bunları sormak, böyle sorgulamak çok doğal.
Ama yine de  Wikileaks’ın kuruluş ve varoluş ilkesini “Halkın medyasını özgürleştirmek, rezilliklerin, pisliklerin örtüsünü sıyırmak ve tarihsel önem taşıyan belgeleri korumak” olarak açıklayan Assange ve arkadaşlarının hiç bir kişisel çıkar beklemeden “aydın sorumluluğu” ile davrandıklarını niye düşünmeyelim? 
Irak’ta görevliyken Amerikan Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının gizli belgelerine ulaşım yetkisi ile belgeleri ele geçiren asker Manning istese bunları bir başka ülkeye, mesela Rusya’ya, Çin’e, İran’a  milyon dolarlar karşılığı satamaz mıydı? 

Sözü Manning’e vereyim: 
“İnsanların gerçeği görmelerini istedim. Kim olduklarına bakılmaksızın, herkesin...... Evet, bunları başka bir ülkeye satıp köşeyi dönebilirdim ama aklıma bile gelmedi.para kazanmayı düşünmedim çünkü bunlar benim değil, halkların malı...... (Elimdeki) bilgiler halka aitti, halka gitti. Eğer her şey günışığına çıkarsa, bu sadece halkların yararına olur.”
Yeterince açık değil mi?
Bilgisayar teknolojisindeki, yları iletkenler sektörünhdeki devrim nitelikli gelişmeler, haberciliğin önündeki resmi ve parasal bütün duvarları yıkarak, zorbaların gücünü un ufak ederek yeni bir medya çağı başlatıyor. Devletlere, şirketlere, gizli servislere karşı özgür; devletlerden, şirketlerden, gizli servislerden bağımsız yepyeni bir medya çağı...