İzin yöneticiden istenir. Biliyorum. Ama Doğan Akın nasıl olsa bana kıyamaz. "Demek yorulmuş, demek bir süre kendiyle baş başa kalmak istiyor" der ve izin verir.
Ama aynı hoşgörüyü okurlardan bekleyemezsin. O yüzden izni sizlerden istiyorum.
İstanbul "Covid-19 kapanması"na girmeden tüydüm. Evet şimdilik göstermelik bir kapanma var, ama eninde sonunda tam kapanma olacak gibi. O günü beklemektense tüymek daha doğruydu.
Öyle yaptım. Marmara Adası'na kapağı attım. Tamam burası da soğuk, burada da üşünüyor. Ama hiç olmazsa penceremden beton duvar gibi yükselen bir apartmana değil, göz alabildiğine uzanan denize bakıyorum.
Üstelik yakın arkadaşım hırsız saksağan'ı da özlemiştim. Geldiğimi sezer sezmez, uçtu geldi çınarın dalına kondu.
Bahar henüz patlamadı. "Muştu böcekleri" uçuşuyor, mor salkımdan özsu emiyorlar. Yani baharı müjdeliyorlar. Tamam, bahar geldi. Ama henüz patlamadı. Çınar, asmalar, zeytinler, akasya, zerdali, acem borazanı, ceviz, bademler,hatta zakkumlar henüz mahmur.
Ben de mahmurum.
10 gün sonra silkinmiş, uyanmış olarak karşınızda olacağım.
Şimdi izninizle…