Aydın Engin

17 Kasım 2009

İşte Tam da Bu !..

Hasılı telefon dinlemeler gündeme damga vuran konulardan biri oldu...

Şu gizli ve yaygın telefon dinlemenin endazesi şaştı,  zembereği boşaldı ya, sonunda devletin en tepesindekiler de soruna eğilmek zorunda kaldılar...
Başbakan konuyla ilgili görüşünü belirtti; Cumhurbaşkanı Adalet Bakanını ve ardından Yargıtay Başkanını köşke çağırıp görüştü.
Hasılı telefon dinlemeler gündeme damga vuran konulardan biri oldu...
Kimi savundu. Mesela dün Başbakan Tayyip Erdoğan,  "Kimse bize yasadışı bir uygulamayı yakıştıramaz...... Herhangi bir mahkeme kararı olmadan atılmış bir adım değildir...” dedi.
Kimi önceki gün yakındı. Mesela Yargıtay Başkanı, “Telefon dinlemeler toplumda bir paranoya haline geldi. Herkes dinlendiğini düşünüyor. Böyle devam edemez” dedi.
Ama kanımca en doğrusunu yine Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker dün söyledi: Yasal dinleme hukuka aykırı olabilir !..
*    *    *
3 Temmuz 2005’de, ninem zamanından (1934)  kalma, ama o zamandan bu yana kimbilir kaç kez değiştirilip yamalanmış Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na bir yama daha yapıldı. Değişiklik metnini buraya koysam sayfa bir kaç kez dolar. Ama can alıcı yerini aktarabilirim:
“... hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir...”
Hatırlayın.  Avrupa Birliği ile uyum çabaları sırasında çıkarılan demokratikleşme paketlerinden birinde Türk Ceza Yasasısının gözaltına alma, dinleme, izleme, konutların aranması gibi kişinin dokunulmazlığı ile doğrudan ilişkili konularda bir dizi yeni düzenleme getirildi. Bir başka deyişle ceza yasası ve onunla bağlı  bazı yasalar Batı Avrupa standartlarına uyumlu kılınmaya çalışıldı.
Kısa süre sonra polisin, jandarmanın, ve ordunun tepelerinden (dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt’tan) itirazlar geldi. “Bu yasal düzenlemelerle ne teröristleri yakalayabiliriz, ne uyuşturucu kaçakçılarını, ne kapkaç çetelerini” dendi.
2005’de sessiz sedasız bir düzenlemeyle Polis Vazife ve Selahiyet Kanununa yeni bir yama yapıldı. Yamanın özünü yukarıda aktardım.
Sonra...
Sonra polisin, jandarmanın istediği yurttaşı istediği kadar ve hatta istediği süre boyunca dinlemesinin önü iyice açıldı.
Yani şu anda  polis kimi dinlediyse, jandarma kimi dinlediyse bütün bu işlemler sonuna kadar yasal. Yani kanuni; yani kanuna uygun. Yani ortada kanunların çiğnenmesi diye bir suç filan yok.
İster Yargıtay santralının dinlenmesi (ki sonra doğru olmadığı belirtildi), ister YARSAV’ın eski başkanının dinlenmesi, ister İstanbul Cumhuriyet başsavcısı Engin’in dinlenmesi, ister  -eğer bir yargıç kararı varsa- şu fukara gazeteci Aydın Engin’in dinlenmesi...
Hepsi yasal...
Ama hukuk dışı...
Yasalara uygun yapılmış, yapılmakta ve hukukun ırzına geçilmiş, geçilmekte, adalet hoyratça ve pervasızca  çiğnenmiş, çiğnenmekte...
*    *    *
Yasalara kanmayın.
1925’de, Şeyh Sait isyanını bastırmak için “Takriri Sükun Kanunu çıkarıldı. Kanun isyanın bastırılması için Hükümete gerekli her türlü tedbiri alma yetkisi veriyordu. Yetki kullanıldı, Dersim mağaralarına sığınmış çocuk, kadın ve ihtiylarlar mağaraya sıkılan zehirli gazlarla yok edildiler. Operasyon sonuna kadar yasaldı; kanuna uygundu.
Evet yasaldı ve orada, o dönemde adalet ağladı, hukuk ölümcül yaralar aldı...
Albay Çiçek, mahkeme kararı ile tutukluluğu kaldırılarak serbest bırakıldı. Yasa, yargıçlara tutukluluk halini sürdürmek yada kaldırmak yetkisi veriyor. Yani Albay Çiçek’in serbest bırakılması sonuna kadar yasal.
Ama halkına karşı psikolojik harekat uygulayan bir askeri dairenin kilit önemdeki bir kişisinin  serbest bırakılması “Bugüne kadar yaptıklarına devam edebilirsin” anlamına gelir. Yasaldır ama hukuka aykırıdır...
*    *    *
Bir kere daha: Bu çapta ve kararı polis şeflerine bırakacak kadar geniş tutulmuş bir telefon dinlemesi tamamen yasaldır.
Ama hukuka aykırıdır...
“Ama onlar darbeci. Onları dinlemek gerek” diyenler yarın kendilerinin özel yaşamının derinliklerine polis, jandarma kulakları sızdığında şikayet etme hakkını da yitirirler...
Dahası hukuku çiğneyerek demokrasiye ulaşılmaz...