Aydın Engin

12 Temmuz 2013

Harar yasa

Ortada bir saçmalık var. Saçmalayan da bizim siyaset erbabı, hele hele “işbitirici” AKP siyasetçileri…

Genç kuşaklar için açıklama: Harar büyük, çok büyük çuvala denir. Kökü Arapça. Bizde Harar olmuş. Sırpça ve Bulgarcaya da Türkçeden geçmiş. Belgrad’da Osmanlıdan kaldığı besbelli bir halk deyişi duymuştum:

- Keseye sığmazsa torbaya koy;  torbaya sığmazla çuvala koy; çuvala sığmazsa harara koy; harara sığmazsa nereye koy?

Bu sevimli (Sırp) deyişi  yakında dönüp geldiği kaynağa dönerse şaşmayın.

Hangi köylü kurnazı siyasetçinin icat ettiğini bilmiyorum. Ama “Torba yasa” diye bir dümen dilimize de girdi, devletin yasama organının işleyişine de…

Sanal bir torbaya bir dizi yasa dolduruyorlar.

İçinde yok yok. Köy yolu yapım ihalelerinde ilan verilmesi şartnamesini yeniden düzenleyen kanundan asma yaprağı salamurasında tuz oranının belirlenmesine dair kanuna;  Kültür bakanlığının sanatsal teşvik fonlarının kullanımına dair kanundan Danıştay’a yeni üye seçiminde takip edilecek usule dair kanuna; depreme dayanıklı yapı denetimine dair kanundan Patagonya ortaelçiliğinin büyükelçiliğe yükseltilmesine dair kanuna; milletvekillerinin birinci dereceden akrabalarının Meclis sağlık fonundan yararlanmasına dair kanundan madencilikte ÇED raporundan muaf tutulacak işletmelere dair kanuna, canlı hayvan ithalatında vergi indirimi yartlarına dair kanundan, TMMOB’nin teknik denetim görevlerinin Çevre Bakanlığına devrine dair kanuna…

Ortada bir saçmalık var. Saçmalayan da bizim siyaset erbabı, hele hele “işbitirici” AKP siyasetçileri…

Bu gidişle torba değil çuval bile yetmeyecek ve başlıktaki “harar”a ihtiyaçları olacak…

Bunun adı da Türkiye Büyüüüüüük Millet Meclisinin yasama faaliyeti olacak…

Olmaz demeyin; “Biz yaptık oldu” derler…

*    *    *

Ortaokul yurttaşlık bilgisi kitabından:

Kanunlar yasama erki (TBMM) tarafından çıkarılır. Yürütme erki (Hükümet) bunları uygular. Yargı erki de denetler…

Gazetecilik mesleğindeki acemilik yıllarında ustaların derslerinden:

Hükümetler yasa tasarısı hazırlar ve Meclis’e sunar. Milletvekilleri ise yasa teklifi hazırlarlar ve Meclise sunarlar. Meclis’te milletvekilleri  tasarı ya da teklifleri tartışır, gerek görürse değiştirir, oylar ve kabul edilirse tasarı ya da teklifler yasalaşmış olur. Resmi gazetede yayınlandıktan sora da yürürlüğe girer.

Peki kocamaaaan bir torbaya, yetmezse çuvala ve galiba yakında harar’a doldurulmuş onlarca (yüzlerce?) kanun teklifini milletvekilleri ne zaman okur, ne zaman kavrar, ne zaman tartışır da oylar ?

Bu soruya sıradan, ucuz bir cevap verenler var: Milletvekilleri zaten liderlerin tayin ettiği emir kulları. Onların okumasına, tartışmasına gerek yok. Parmak kaldır, parmak indir. Bittiiiii…

Bitmedi.

Zaten bir dizi aksaklığı olan, bir sürü sakatlığı bağrında besleyen parlamenter temsil sistemi bu torba yasa pratiği ile ağır yaralar alıyor. Egemenliğin temsilciler (milletvekilleri) aracılığıyla somutlanması şu iletişim çağından gitgide katılımcı demokrasinin önünde bir duvar ördüğü için eleştirilirken onu bile fiilen devre dışı bırakan şu torba yasa uygulaması Anayasanın anasını belleyen bir kepazeliğe dönüşmekte.

Hukuk bilgim yetmiyor. Acaba Anayasa Mahkemesinde bu uygulamayı kökünden kazımak amacıyla bir dava açılamaz mı ?

Siz yazıyı okuyadurun, ben bunu bilgisine güvendiğim hukukçu tanıdıklara bir sorayım. Cevap olumluysa size de haber veririm.

Olumsuzsa caydırıcı bir demokratik direniş yöntemi üstünde kafa patlatmanın zamanı geldi demektir…