Başbakan Erdoğan’ın dünden beri duyurusu yapılan Dolmabahçe’de buluşacağı gazete yazarları ve sivil toplum kuruluşları toplantısına kimlerin katıldığı, yani kimlerin çağrıldığı bugünün (Cumartesi) merakla beklenen sorusuydu.
Soru cevabını öğle saatlerinde buldu: Hükümete yakın, çok yakın ve en yakın duran gazetelerden yazarlar çağrılmıştı. Cemaat medyası denen kesimden de çağrılan yazarlar vardı ama onlar Cemaat’ın görüşlerini seslendiren yazarlar olarak tanınmıyorlar.
Ben tek tek saymayacağım. T24’ün haberine tıkladığınızda liste önünüze çıkacak ve göreceksiniz.
Yine Hükümet’e yakın durmayan gazetelerden (Mesela Hürriyet, Radikal) çağrılanlar da “Tayyip Erdoğan’ın sevmediği, sevmeyeceği ” yazarlar olmamasına özen gösterilmişti.
Bu besbelli ki Erdoğan’ın tercihi. Yazı günüm olmadığı halde oturup kısa bir yazı yazmaya beni zorlayan da zaten bu tercih.
Bu tercih ise bir zihniyetin yansısı.
Kestirmeden söyleyeyim: Erdoğan’ın basını bilgilendirme toplantısına çağırılan meslektaşlar değil çağrılmayanlar listesi daha önemli.
Çünkü “çağrılmayanlar listesi” Erdoğan’ın kişiliğinde artık AKP’nin de resmi çizgisi haline gelmiş o zihniyeti pek güzel yansıtıyor.
O zihniyet Erdoğan’ın demokrasi kültürünün (“kültürsüzlüğünün” diye de okuyabilirsiniz) bir sonucu.
Yolsuzluklar üstüne doğru dürüst bir söz söylemeden, söyledikleri sade suya tirit ayrıntılardan ibaretken yine o bildik “Bana karşı uluslararası bir komplo,bir hükümeti devirmeyihedefleyen bir darbe girişimi” edebiyatına sarıldı ve çağırdığı meslektaşlara adını koymadan “Bu noktaya vurgu yapın. Yolsuzluklara ve onu izleyen polis ve yargıdaki hallaç pamuğu konularına bulaşmayın” demişoldu. Çağrılı meslektaşlar bu dolaylı tavsiyeye uyacaklar mı,uyacaklarsa ne kadar uyacaklar göreceğiz.
Ama kabul edin ki çağrılmayan ve eğer toplantının amacı yazarları, yorumcuları bilgilendirmek ise (ki öyle tanıtıldı) bilgilenmelerine ihtiyaç duyulmayan gazeteciler de Dolmabahçe’de olsalardı toplantının pek şenlikli geçeceğini tahmin etmek için kâhin olmak gerekmiyor.
Şenlikli olacaktı bu kesin. Ama Başbakan’ıhiç de mutlu etmeyecek bir toplantı olacağı da kesindi.
Çağrılmayan meslektaşlar ne düşünür bilemem. Ama bizim T24’den mesela Doğan Akın, Nuray Mert, Hasan Cemal, Murat Sabuncu ve ille de ben ( :) ) katılsaydık…
Cümleyi bilerek bitirmedim. Onun yerine terzi Sadık’ın pek sık kullandığı bir halk deyişini aktaracağım. Gerisini siz getirirsiniz artık.
Terzi Sadık söylerdi:
- Yerden göğe küp dizseler, en alttakini çekseler,seyreyle sen gümbürtüyü…