Aydın Engin

30 Kasım 2009

Deniz mi Tutuyor Bunları?

Umudum, bu Tırmık’ı genç bir haberci arkadaşımın okuması ve kolları sıvamasıdır...

Ben tembel ve yaşlı bir haberci değil de cevval ve genç bir haberci olsaydım işi gücü bırakır; şeflerimin, yazı müdürlerimin kapısını aşındırır, izin koparır; koparamazsam, iş saatleri dışındaki saatlarımı, izin günleri dışındaki günlerimi “Deniz Kuvvetleri'nde ne oluyor” sorusuna cevap aramak üzere geçirirdim. Mesleki hünerlerimi sonuna kadar kullanır; haber kaynaklarımı bıktırmacasına zorlar; kaynağım  yoksa yeni kaynaklar yaratmak için her türlü meslek cambazlığına başvurur ve ille de sorunun cevabını arardım:
Deniz Kuvvetleri'nde ne oluyor?

Cevabı bulduğumda ise nasıl olsa Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin sonuçları yıl sonuna doğru açıkladığı yarışmada “haber” dalında “yılın gazetecisi” seçilir; aldığım minik heykelciliği çalışma masamın baş köşesine kondurur, şefimden bir maaş ikramiye koparır ve kendime bir yıl boyunca “tembel haberci” olma hakkı tanırdım.
Ne çare ki habercilik için bir miktar yaşlı, çok miktar tembel, daha çok miktar bıkkınım...
Umudum, bu Tırmık’ı genç bir haberci arkadaşımın okuması ve kolları sıvamasıdır...
*    *    *
Sorunun haklı olduğuna siz de hak veriyor musunuz ?
“Hayır” diyenler için bir hatırlatma...
Sondan başa doğru gidelim:
Genelkurmay’ın Taraf gazetesinin haberini reddetmediği sadece sürmekte olan bir davayı etkileyen yayın yaptığı için Taraf hakkında suç duyurusunda bulunduğu şu ünlü ve ürkütücü Kafes Planı’ndan başlayalım. Genelkurmay açıklamasından bu konuda askeri savcılıkça bir soruşturma yürütüldüğü anlaşılıyor. Ancak askeri sır mıdır nedir, kim ya da kimler hakkında, ne gibi bir soruşturma yürütüldüğünü bilemiyoruz.
Ama bayram arifesinde sivil mahkeme savcılığın itirazı üzerine “Kafes planı” ile ilgili olarak iki albay ile bir yarbayı tutukladı.
Hepsi de denizciydi...
Birkaç adım daha geriye: Kasım ayında Albay Belgütay Varımlı intihar etti ve bunun intihar olduğuna pek az kişi inandı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil’in yolsuzluklarını tespit edip onu mahkûm ettiren soruşturmayı o yürütmüştü.
Denizciydi.
Bu yılın Mart ayında Deniz Yüzbaşı Olgun Ural, Gölcük’teki askeri lojmanında intihar etti. Olgun Ural’ın adı da darbe yapılanmalarında bilgi sahibi olarak Ergenekon iddianamesinde geçiyordu ve Deniz Kuvvetleri'nde sivil savcılara bilgi sızdıran subay olarak epey düşman edinmişti...
Bitmedi. Oramiral İlhami Erdil’i mahkûm eden yargıç yüzbaşı Olgun Ural da , 24 Mart 2009’da  İzmir’de intihar etti.
O da denizciydi...
Yine bu yılın – galiba - başlarında İzmir’de Deniz Kuvvetleri'nde görevli bazı teğmenler tutuklandı. Teğmenlerin bazı amirallere suikast düzenlemeye hazırlandıkları belirtildi. Hâlâ tutuklular mı, tutukluysalar hangi amirallere ve en önemlisi neden suikast düzenleyeceklerdi? Bunları bilmiyoruz. Bildiğimiz tutuklandıkları ve onların da denizci olduğu.
İnanmayacaksınız ama hâlâ bitmedi.
Bir süre önce Deniz Kuvvetleri'nde görevli sivil kadın memurların bazı subaylarla cinsel ilişki filan kurarak bilgi topladıkları belirtildi ve tutuklandılar. Bu kadınlar kimin için, ne amaçla bilgi topluyorlardı ve neyin parçasıydılar? Bilemiyoruz. Bildiğimiz onlar da Deniz Kuvvetleri'ndeydiler.
Oramiral İlhami Erdil. Yolsuzlukla suçlandı, mahkûm oldu. Rütbeleri er düzeyine indirildi. Emekliliği iptal edildi. Edindiği mülklere ve banka hesaplarına el kondu. Karısıyla birlikte sahte faturalarla çıkar sağladıkları kanıtlanmıştı. (Mesela evlerine misafirler için alınan kahveyi Deniz Kuvvetleri'ne yüklemişlerdi ve faturada alınan kahve miktarı 10 ton idi).
O da denizciydi. Hem de en tepeye çıkmış denizci...
Ve Oramiral Özden Örnek. Hani şu mahkeme kararıyla ona ait olduğu tescil edilmiş “Darbe günlükleri”nin yazarı. Hani Mustafa Balbay’ın “Ben burdaysam o niye burada değil” diye sorduğu oramiral...
Rütbesinden belli, o da Deniz Kuvvetleri'ndeydi ve gırtlağına kadar darbe planlarına bulaşmıştı. Son anda su koyvermesini öteki (karacı) generaller, “Trilyonlardan vazgeçemediği için” diye açıklamışlardı. Bu trilyonlar neydi ve Örnek paşa bu trilyonları maaşından tasarruf ederek mi biriktirmişti? Bilemiyoruz.
Bildiğimiz o da Deniz Kuvvetleri'ndendi.
*    *    *
Devam etmeyeyim değil mi ?
Yoruldum zaten. Üstelik buraya kadarı için ne arşivime baktım, ne Google’a girdim. Hepsini sadece belleğimde kalanlarla sıraladım. Bir de Google’layıp, arşive dalsam bunların iki katı daha “ilginç” bilgiye ulaşacağım...
Yani “Deniz Kuvvetleri'nde ne oluyor” sorusu son derece ciddi bir sorudur...
Yok mu haber dalında yılın gazetecisi seçilmek isteyen genç bir haberci?