İki gündür Kemal Kılıçdaroğlu üstünden CHP'nin HDP'ye "mesafeli yaklaşımı"nı kendimce tırmıklıyorum.
Ve dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eşbaşkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan bir araya geldiler. Hem de CHP Genel Merkezi'nde.
Meslekte acemi olsam, bir de kendimi siyasetçilere, siyasi partilere akıl verecek kadar "önemli bir gazeteci" sansam ne biçim övünürdüm.
"Vay be" derdim, "Üst üste iki yazı yazdım. Daha mürekkepleri kurumadan CHP Genel Başkanı ile HDP eşbaşkanları CHP Genel Merkezinde bir araya geldiler. Öyle kapalı kapılar ardında değil, kameraların önünde buluştular. Diyaloğun, görüş alışverişinin önemi üstüne yapıcı ve umut saçan açıklamalarda bulundular. Demek benim yazılar çok etkili olmuş. Ben neymişim be…"
Bereket meslekte dünkü çocuk değilim ve ustalarımdan öğrendiğim gibi "Gazeteciysen eleştirinin mutlaka olumsuzu değil olumluyu da görmek ve değerlendirmek olduğunu unutmamalısın" öğüdünü becerebildiğim kadar unutmamaya çabalarım.
Aferin bana…
* * *
Buluşma sahiden önemli ve değerli. Her üç siyasetçinin konuşmalarından aktaracağım paragraflara bir göz atın. Bana hak verirsiniz:
Kılıçdaroğlu: "Bu ülkenin beraber olmaya, kucaklaşmaya, helalleşmeye ihtiyacı var. Kavgalardan çok acılar çektik. Kavgayı değil, barışı öncelemeliyiz, oturmalı, konuşmalıyız. Bütün sorular akılla, birikimle çözülebilir. Türkiye'nin sorunlarını masaya yatırdık. Ekonomiden, esnaf, emekli, ücretlinin sorunlarından söz ettik. Elbette farklı görüşlerimiz var ama her görüş son derece değerlidir."
Buldan: "Türkiye'nin acil çözülmesi gereken konuları bellidir. Muhalefet olarak bu konuları nasıl çözebiliriz diye konuştuk. Türkiye'nin bir geçiş sürecinde yapılması gerekenleri konuştuk, bu konuda görüş alışverişinde bulunduk. (…) TBMM'ye vereceğimiz bir ortak önerge ile erken seçim isteme talebini gündeme getirme teklifimizi de sunduk sayın Genel Başkan'a. İstişare edecekler ve bize görüşlerini bildirecekler."
Sancar: ""Türkiye'nin çoklu krizde olduğu konusunda hemfikiriz. Bu krizlerden çıkış yollarını en geniş istişare, diyalog, tartışma yolu ile bulabiliriz. Türkiye'de demokrasi her alanda yok ediliyorsa bizim toplumsal zeminde ve muhalefet partileri arasında bunu canlandıracak yolları bulma görevimiz de var. (…) muhalefet güçlerinin topluma verecekleri en büyük vaat toplumsal barışı birlikte kuracağımız sözüdür. Farklılarımızı koruyoruz, koruyacağız ama biz toplumsal barışı sağlama konusunda ortak iradeye sahibiz mesajını verebildiğimiz ölçüde elbette toplumdan da büyük bir karşılık alacağımızı biliyoruz."
* * *
Bu yazıda epey yer tutan cümleleri yazıyı uzatması pahasına aktardım. Çünkü kulaklarımız böylesi sözlere alışık değil.
Kuşkusuz bu buluşma HDP'nin siyasi partilere "seçim için ortak önerge verelim" önerileri bağlamında yaptıkları ziyaretlerden biri. Sancar ve Buldan daha önce de DEVA ve Saadet Partisi liderleriyle de buluştular. Ama yine de -o ziyaretleri küçümsemeden- HDP eşbaşkanlarının CHP lideri ile bir araya gelişlerinin ve aktardığım cümlelerde gözlenen yaklaşımların değerli ve önemli olduğunu kanısındayım. Seçim öncesi, sırası ve sonrasını içeren vurgular var.
Bugünün Türkiye'sinde bu gerçekten önemli ve değerli.
Bakalım sonrası nasıl gelecek?