Umarım yazıda, başlıktaki soruya cevap bulacağınızı ummuyorsunuz.
Ben soruyu bu yazıyı okuyanlara sormak için başlığa kondurdum. Çünkü cevabı epey kafa patlatmama rağmen bulamıyorum.
Önce 30 Ekim günü T24'te yayınlanan Tırmık’tan alıntılarla kısa bir hatırlatma turuna izin verin:
Kurban bayramı arifesinde “Kafes planı” ile ilgili olarak iki albay ile bir yarbayı tutuklandı; kısa sonra da serbest bırakıldılar.
Hepsi de denizciydi...
Birkaç adım daha geriye: Kasım ayında Albay Belgütay Varımlı intihar etti ve bunun intihar olduğuna pek az kişi inandı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil’in yolsuzluklarını tespit edip onu mahkûm ettiren soruşturmayı o yürütmüştü.
Denizciydi.
Bu yılın Mart ayında Yüzbaşı Olgun Ural, Gölcük’teki askeri lojmanında intihar etti. Olgun Ural’ın adı da darbe yapılanmalarında bilgi sahibi olarak Ergenekon iddianamesinde geçiyordu ve Deniz Kuvvetleri'nde sivil savcılara bilgi sızdıran subay olarak epey düşman edinmişti...
O da denizciydi...
Hatırlatma bu kadar...
* * *
Ve dün...
Oramirallere suikast soruşturması kapsamında tutuklanan ve avukatlarının yaptığı itiraz üzerine İstanbul nöbetçi 11. Ağır Ceza Hakimliği'nce geçen Çarşamba günü serbest bırakılan Deniz Yarbay Ali Tatar, hakkında yeniden gözaltı kararı çıkınca Beykoz'daki Deniz Kuvvetleri'ne ait lojmanda dün tabancasıyla intihar etti.
Ne oluyor kuzum?
İntihar edenlerle ilgili en küçük ve somut bir bilgim yok. Zaten “deniz kuvvetlerinde olup bitenler” üstüne kimsenin doğru dürüst bir bilgisi yok.
Ama bu kadar sık, bu kadar üstüste intihar da “Olup biteni açıklayın, bilelim” hakkı doğuruyor.
Sahiden bir subay neden intihar eder?
* * *
Bitmedi küçük, kısa, kuru ajans haberleri ardarda geliyor.
Deniz Kuvvetleri'nde görevli bazı teğmenler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, itiraz üstüne serbest bırakılıyor.
Peki bir (ya da birkaç) teğmen koskoca amirallere neden suikast düzenler? Hani koramiral filan olsalar “Onlar ölürse yerine biz geçeriz” gibi aptalca bir hesap yapmışlar filan derdik. (Sahiden de çok aptalca olurdu!)
Ama gencecik teğmenlerden söz ediyoruz...
Sahi niye suikast düzenlemeye kalkışmış olsunlar ki ?
Yok, böyle bir hesapları sözkonusu değilse böyle bir suçlama nerden çıktı?
Gel gör ki soruşturmayı yürüten savcılardan çıt yok.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan çıt yok...
Ordunun en tepesinden çık yok...
Bu kadar çok “çıt” olmayınca, fısıltı gazetesi kahvehane köşelerinde işlemeye başlar.
Başladı da...
Biraz kulağınız delikse sizler de duydunuz...
Uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen yüklü paraların paylaşılma kavgasından tutun da cemaat dolaplarına kadar dedikodunun bini bir para...
O yüzden bir kere daha yazmak ve bir kere daha sormak ihtiyacındayım:
Deniz kuvvetlerinde ne oluyor?