Aydın Engin

22 Mayıs 2019

Bir ikinci Afrodit doğursun analar

Bugünün Türkiye'sinde, Türkiye'nin kalbi İstanbul'da "Buna mı fit olacağız" diye soruluyorsa cevap pek kısa: Evet, buna fit olacağız

Yazının başlığı çocukluğumdan; kadim ve merhum arkadaşım, Ödemişli hikâyeci ve şair Fethi Savaşçı'nın bir taşlama şiirinden.

Bir ortak tanıdığımız evlenmek istiyor ama bir türlü kız beğenemiyordu. Güzel olacak, kültürlü olacak, kitap okumayı sevecek, klasik batı müziği dinleyecek, görgülü bir aileden gelecek, flörtçü olmayacak. ve... Ve ister istemez görücü usulüyle evlenecek.

Fethi Savaşçı dayanamadı, o yıllarda Ödemiş aydınlarının da katkı yaptığı, yerel Cephe gazetesinde iki dizelik bir taşlama döktürdü:

"Kız beğenmiyor yiğidim / Bir ikinci Afrodit doğursun analar"...

İki dizede kimin kastedildiğini hemen herkes anladı, hepsi kıkır kıkır güldü...

*   *   *

Buraya kadar okuduysanız, burada "Eeee, Aydın Engin, n'olmuş yani? Ne alakası var şimdi bu paragrafların" demiş olabilirsiniz...

Haklı gibisiniz.

Gel gör ki önceki akşam CNN Türk'te "Tarafsız Bölge"programının konuğu olan Ekrem İmamoğlu ile ilgili, sosyal medya denen "atış serbest" alanda öyle cümleler okuduk, öyle yargılara tanık olduk ki...

Hayır, Ahmet Hakan'a yönelik eleştirilerden, kınamalardan, alaylardan söz etmiyorum. O Ahmet Hakan'ın sorunu. Altından nasıl kalkacağını ben de merak ediyorum.

Ama besbelli ki önceki gece çok izlenen olan Tarafsız Bölge bahanesiyle ya da vesilesiyle Ekrem İmamoğlu'na giydirenler, laf çarptıranlar, eleştirenler (eleştiri?), alay edenler beni önce kıkır kıkır, sonraları kahkahalarla güldürdü. En sonunda da Fethi Savaşçı'ya bir "nazire" düzdüm:

"Bu başkan adayını beğenmiyor yiğidim / Bir ikinci Marks doğursun analar."

*   *   *

Biri yazmış: İmamoğlu meselelere sınıfsal açıdan bakamadığına dün gece bir kere daha şahit olduk.

Biri yazmış: Herkesi kucaklama iddiasındaki CHP adayı İmamoğlu bir türlü 'Evet Trabzonluyum. Evet, atalarım belki de Pontos Rumlarıdır' diyemedi. Kıvrandı da kıvrandı. Asla topa girmedi. Herkesi kucaklamak böyle olurmuş zahir...

Adının başına TC kondurmuş bir kadın yazmış: Kafamda ilk soru işareti seçimden önce 17 Mart'ta Eyüp Sultan Camiinde TV kameralarına göstere göstere Yasin okuduğu gün belirdi. Dün gece kafamdakinin yanlış olmadığına bir defa daha inandım. ‘Lâik’ CHP'nin adayı böyle bir milliyetçi-mukaddesatçı demek...

Biri yazmış: Kürt diyeme, Kürtlerden oy iste. Başkanı Samsun'da gladyocu, kontrgerillacı çete ile fotoğraf çektiriyor, İmamoğlu'nda tık yok.

Biri yazmış: İmamoğlu'nun popülizminden uzak durmak gerek. Her şey daha güzel olacak dedi diye işçi sınıfı için ne güzel olacak ki?..

Devam edeyim mi?

Etmeyeyim. Sonu yok. Klavye şövalyeleri dur durak bilmeden İmamoğlu'na giydiriyorlar.

Yazılıp söylenenlerin özü özeti pek yalın:

Benim gibi düşünmüyor. Öyleyse kötüdür.

Benden farklı düşünüyor. Demek ki kötüdür.

Benim istediklerimi söylemiyor. Demek ki kötüdür.

*   *   *

Bütün bu ahkâm kesmelerin, itirazların sonucunun AKP Reisi ile onun has adamı Binali Yıldırım'a yarayacağını kestiremeyecek, düşünemeyecek kadar akıl fukarası olmak da bir marifet bence...

Hepi topu şeffaf bir belediye yönetimi ve çalmayacak, elinden geldiği kadar  çaldırmayacak bir belediye başkanı seçilecek. Siyasal İslam'ın rant kaynağının atardamarı kesilecek.

Başka?

Tutun ki başka yok. Tutun ki hepsi bu kadar.

Bugünün Türkiye'sinde, Türkiye'nin kalbi İstanbul'da "Buna mı fit olacağız" diye soruluyorsa cevap pek kısa:

Evet, buna fit olacağız.

Daha iyi bir önerisi ya da çözümü olan?