Aydın Engin

10 Haziran 2014

Bıçak sırtında…

Bıçak sırtında olan sadece barış süreci değil, çatışmasızlık hali hiç değil; ülkenin geleceği bıçak sırtında…

Yurdun çeşitli kentlerinde Lice’deki canpazarını protesto etmek isteyenleri linç etmek üzere kolları sıvayan ırkçı-milliyetçi saldırılara tanık olduk, oluyoruz.

Lice’de öldürülen gencin Diyarbakır’daki cenaze töreni sırasında patlak veren protesto eylemlerinde suratına maske geçirmiş biri (çocukmuş) askeri birliğin duvarından atlayıp, direğe tırmanıp, bayrağı indirip belki kendini tatmin etti, ancak aslında yangına benzin dökerek halt etti.

Yangına benzin döken maskeliyi kıskanan Başbakan (Evet evet, doğru okudunuz: Başbakan) da yangına bir koca kova benzin boca etti; “Tokat'taki vatandaşın ortaya koyduğu tavrı aynı şekilde herkesin ortaya koymasını söylüyorum” buyurdu…

Diyarbakır’da dağa çıkmış çocuklarını geri isteyen annelerin eylemi sürüyor.

15 Haziran’da toplanacağı bildirilen BDP kongresi ertelendi, gerekçesi henüz bilinmiyor.

Hafta sonu Diyarbakır’da adı iddialı, anlaşıldığı kadarıyla içi epey kof bir “Çözüm Süreci Çalıştayı” toplandı.

Çalıştay’da, Hükümetin çözüm sürecini yürütmekle görevli bakanı Beşir Atalay konuştu:

- Çözüm süreci İmralı’ya gidip gelmelerle devam edemez, siyaset kurumunun elini taşın altına koyması ve çözümün siyasi zeminde güçlenmesi gerekir.

Dün PKK Yürütme Komitesi açıklama yaptı:

- Üç kişilik HDP heyetinin arada bir İmralı’ya gidip gelmesi artık hiçbir sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır.

Derken dün öğle saatlerinde üç kişilik HDP heyeti İmralı’ya gitti; akşam saatlerinde döndü. Heyet üyelerinden Pervin Buldan sekiz, on gün içinde yeniden İmralı’ya gidileceğini belirtti.

Öcalan, HDP Heyetinin aktardığına göre “Sürecin iyi gittiğini, umutlanmak, umudu korumak  için yeterli sebep bulunduğu” söylemiş.

Oysa Kandil’den gelen açıklamalar, özellikle Duran Kalkan’ın sözleri  var. Duran Kalkan, Öcalan’ın  müzakere sürecinin iyiye gittiğini, takvime bağlanmak üzere olduğunu ima eden, yapıcı olmaya özen gösteren sözlerine karşılık Kandil’den epey farklı bir ses yükseltti…

*    *    *

Bir fotoğraf çizmeye çalıştım. Eksiği vardır ama genel çizgileriyle de durumu yansıtıyor.

Bu fotoğrafı kim nasıl okur, nasıl değerlendirir bilemem. Ama ben “bıçak sırtındayız” demenin yeterli ve doğru olduğu kanısındayım.

Bıçak sırtındalığımızın pek çok alameti gözümüzün önünde. Üstelik bıçak sırtında olan sadece barış süreci değil, çatışmasızlık hali hiç değil; ülkenin geleceği bıçak sırtında…

Kalıcı bir barışa hiç bu kadar yakınlaşmamıştık ve hiç bu kadar uzaklaşmamıştık…