Aydan Çelik

03 Şubat 2024

Fatih'te Hristiyan bir Türk

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet Akademisi'nin mezuniyet töreninde: "Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir" deyince, aklıma yıllar önce tanıştığım Hristiyan Türk, Dimitri Savastin geldi

Aşağı yukarı 20 sene önceydi. Birgün gazetesinde çalışma arkadaşım Özgür "Benim oturduğum binada çok ilginç bir adam var. Türk ama Hristiyan. Gagauz bir ressam. Eskiden Kültür Bakanıymış, tanışmak ister misin?" diye sordu.

Hemen durumdan vazife çıkardık ve ertesi hafta Özgür, ben ve Yıldız Bilgin Beyazıt, kalktık Çarşamba'ya gittik. Bir zamanlar Gagauz Özerk Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı olan, şimdi Fatih'te küçücük bir dairede hayatını sürdüren Dimitri Savastin ile tanıştık. Hayatımda tanıdığım ilk Gagauz... Hüzünlü bir adam, ama nasıl da konuşkan. Kayıt aletine kaset yetiştiremedik.

Savastin, Gagauzların Lozan Mübadelesi'nde Türkiye'ye gelmek istediklerini, ama Türkiye'nin Hristiyan oldukları için onları istemediğini, buna rağmen Türkiye'ye hep sevgi beslediklerini anlatarak başladı. Sonra da "Ortodoksuz biz. Bir sürü Hristiyan Türk var, bilirsiniz. Şamandık önce, geldi papazlar, Hristiyan olduk. Geleydi Müslümanlar üyle olurduk" diye tamamladı.

Daha sonra sevgili Yıldız, üstün kalem yeteneğiyle söyleşiyi yazıya döktü ve Dimitri Savastin sevimli Gagauz aksanıyla Hayvan Dergisi sayfalarında boy gösterdi. Birazcık alıntı yapayım, siz de tanık olun:

"Adım Dimitri Savastin. Dimitri'yle Mete aynı. Küçükken bizde Mete diyırlardı. Büyüyünce oldu Dimitri. 42 doğumluyum ama daha genç gösteriim. Belkim de genetik. 95'ten bu yanı buradayım. Ama her sene gidiim eve. Bakiim biraz, duriim. Unutmiim isterim uraları. Komrat'tanım. Başşehir. 150 bin belkim nüfus.

...Te şimdi anlatacam. Gagauz otonom bölgesi. Bizde haçan yoktu otonom bölgesi. Türkiye'de kimse bilmezdi. Gagauz Cumhuriyetinde yaşayan birinci ressamım ben. Benden once hiç ressam yoktu. Üle. Sonra ben çok zorluk geçirdim. Küçükken Bakü'de yaşadık. Sonra geldik Moldovya'ya. Urada benim ikametim yaziyurdu Moldova. Büyüdüğümde dedim olmaz. Ben Gagauz'um. 16 yaşında değiştim. Unlar bizi saymazdı hiç. Bitirdim 10. Sınıf. Sunra resim lisesi, akademi bitirdim. Ukrayna'da.

Sunra ben milletvekili oldum. Sunra da Kültür Bakanı. 91-92'de, Bakanken gelince karşılardı bakanlık beni Ankara'da. Otel, araba hepsi tamamdı. Ressamken yok hiç itibar. Sunra düz bir adam prezidınt oldu. Başladı kendine evler, arabalar almaya. Ben de kritik ettim. Muhalefet yaptım yani. İyi değil adam. Beni istemediler. Başka bakanlıkta yoktu program. Bende hepsi var. Sunra istifa ettim. Geldim Türkiye'ye. İstiim yine gitmeyi eve. Politikaylan uğraşayım, sanatı bırakayım istiim. Ama zor sanatı da bırakmak. Burada yaşiim diye bir sokak açmışlar adıma, istiiler bir okula verecekler adımı. Yok diim. Ülmedim ki ben, gelcem daha neler yapacağız."

Dimitri Savastin'i, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir" cümlesinden sonra, Hakan Aksay'ın yazdığı yazı vesilesiyle hatırladım.

* * *

Fatih'teki buluşmadan sonra onunla bir daha karşılaşmadım. Bu yazıyı yazarken internete girdim, "Açıq Entiklopediya" Vikipedi'anın Gagauz edisyonunda bir madde buldum

Başka bir kaynakta, 2015'te hayatını kaybettiğini öğrendim. Üzüldüm. Dilerim bu dünyadan yapmak istediği şeyleri bitirerek ayrılmıştır.

Dimitri Savastin'in, Mete Savaşan adıyla Kültür Bakanlığı Yayınları'ndan çıkan kitabı.

Aynı apartmanda bir Tebrizli: Cavit Murtezaoğlu

Yazıyı bitirirken aklıma Cavit Murtezaoğlu geldi. O gün Dimitri Savastin'le konuşurken, yukarıdaki daireden uzun saçlı bir adam indi. Melodik bir Tebriz aksanıyla konuşuyordu. Komratlı Dimitri'nin ufak tefek gövdesi mırıltılı sesler çıkartırken, Tebrizli Cavit'in heybetli gövdesi coşkuyla çınlıyordu.

Müzisyen Murtezaoğlu'yla o gün tanıştık. Mollalardan kaçıp Türkiye'ye sığınmıştı. Sonraki yıllarda onunla birkaç karşılaştım ve sohbet ettim. Maalesef 2020'de pandemide, hayatını kaybetti. Ardından, tanıştığımız günü anlatan "Fatih'te bir çizgi roman kahramanı" yazısının linkini şuraya bırakayım.

Aydan Çelik kimdir?

Aydan Çelik 1966 yılında Gürün'de doğdu.

İstanbul Ünivesitesi'nde İşletme ve İktisat Tarihi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Heykel okudu. 

Çizgi film stüdyolarında, reklam ajanslarında, gazetelerde, dergilerde, yayınevlerinde çalıştı. 

Erken yaşta bağlandığı bisiklet sporu vesilesiyle Eurosport Türkiye'de konuk yorumcu oldu.

Açık Radyo'da Esra Ertan'la birlikte Şeytan Arabası adında bisiklet programı yaptı.

2006'da Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan Mişli Geçmiş Zaman adını taşıyan karikatür albümü yayımlandı. 

Devam eden yıllarda Bi Tur Versene, İstanbul Bisiklet Rehberi ve Bisiklet Manifestosu adında bisiklet temalı üç kitabı okurla buluştu.

2013'te Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 50. yaşı için "Pardus" adında bir maskot tasarladı.

Toplumsal Tarih, Cyclist Türkiye, Socrates dergileri yayın kurulu üyesi.

Halen çiziyor, yazıyor, bisiklet üstünde çocukluğunu arıyor.