"Coğrafya kaderdir" bizde en çok sokak hayvanları için geçerli. Bir yere göçemiyorlar, doğdukları sokakta ya da kaybolurlarsa yol kenarlarında, dağda bayırda sefil, aç, susuz, dilleri dışarıda; insan vicdanına, bir gören göze mahkâm yaşıyorlar, buna yaşamak denirse. Oysa ellerindeki şişeden lıkır lıkır soğuk su boşaltırken boğazlarına yanlarındaki hayvanın gözleri ile karşılaşmıyor insanların gözleri.
Kader mahkûmu bizim sokak hayvanlarımız.
Belediyelerin sorumsuzluklarının kurbanı.
Henüz küçükken sokakta bulunan Larry'ye ise kader gülmüş.
Malum Downing 10 numarada bu aralar yoğun bir trafik var, geleni gideni eksik olmuyor. Binaya basın toplantısı vs. gibi sebeplerle giren gazeteciler, onu daima girişte bir yerde pineklerken görüyorlar, bazen okşanmaya izin veriyor bazen vermiyor had bildiriyor.
Larry siyasi bir kimliği olmasa da mekanın gerçek sahibi olduğunu bakışları ile giren çıkana hissettiriyor.
2011'de sahiplenildiğinden beri altı başbakan eskitti: David Cameron, Theresa May, Boris Johnson, Liz Truss, Sunak şimdi de Starmer.
Fareleri kovalama timinin başı olarak iyi bir kariyere imza attığı söylenemez ama 17 yaşına göre hâlâ formunda. Onu gözden düşürmeye çalışanların yaydığı söylentilerin aksine ondan sonra gelen dişi Sybil 10 numaranın hayatına adapte olamayınca kırsaldaki konuta gönderildi, orada da hastalanıp ölmüş. Oysa Larry bu güç oyununda hiç zorluk çekmemiş, X'te 900 bin takipçisi var.
10 numaranın gedikli gazetecilerine göre Sunak'ların gidişinden memnun, yeni gelenlerden de henüz bir şikayeti yok.
İngiltere'nin Başbakanlık konutunda kedi geleneği 1929'dan beri devam ediyor. Kediler liderleri karşılıyor, toplantılara katılıyor, bazen fotoğraf çekimlerine de dahil oluyorlar. Örneğin Larry'nin Theresa May ile Donald Trump arasına girmişliği var. Zaten onunla baş başa fotoğraf çektirmeyen başkan yok.
Battersea Dogs-Cats Home adlı kuruluş henüz küçükken onu sokakta buluyor, 2011'de Downing7'den bir yetkili Cameron'un çocuklarını neşelendirsin diye onu sahiplenmeyi öneriyor.
İngiltere Başbakanı David Cameron, 25 Mayıs 2011'de ABD Başkanı Barack Obama'yı Larry ile tanıştırdı.
Larry'ni konutun resmi sitesindeki özgeçmişi böyle. Görev tanımı da var: konukları karşılama, antika mobilyalardaki böcekleri kontrol etme, fare kovalama.
Ama gözlemcilere göre Larry görev tanımına pek uymuyor, zamanının çoğunu uyuyayarak, geri kalan kalanı ise mahallenin diğer kedisi Maisie ile oynayarak geçiriyor. Larry o kadar tembel ki Cameron döneminde resmi bir akşam yemeğinde farenin dolaştığını gören Başbakan çatal atarak kovalamaya çalışırken o yerinden kıpırdamıyor. Ama yine gözlemcilere göre bu acemi dönemine denk geliyor, yerleşip konutu benimsedikten birkaç ay sonra fare kovalamaya başlıyor. 2011'de aile TV seyrederken sehpanın üzerine atlayıp fareyi öldürmesi ile de rüştünü ispat ediyor ve meşhur oluyor.
Başka başarılar da gösteriyor, böcekleri yiyor ama diğer hayvanlar ile arası pek iyi değil. Yine gözlemci konut çalışanları ve gazetecilere göre eski Maliye Bakanı George Osborne'un kedisi Freya ile hiç geçinemiyor örneğin ama Johnson'un köpeği Dilyn ile sorun yaratmıyor.
Ernest Hemingway'in dediği gibi: "İnsanlar duygularını saklar, kediler değil."
En kanlı dövüşleri yandaki Dışişleri konutunun kedisi Palmerston ile yapıyor. Birkaç kere yaralanmış, yaralamış da. Allah'tan işi yine yaver gidiyor. 2020'de Dışişleri Bakanı emekliye ayrılıyor, kırsaldaki evine giderken kediyi de birlikte götürüyor.
Larry, İngiltere Başbakanı Liz Truss (ortada) ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen'in 1 Ekim 2022'de Londra'nın merkezindeki 10 Downing Street'in önünde bir fotoğraf için poz vermesini izliyor.
Şimdi bir sorun daha var. Starmer ve ailesi; konuta yerleşirlerken kedileri Jojo'yu getireceklerini açıkladılar. Bu durumda Cats Protection Örgütü hemen devreye girmiş ve iki kediyi uzlaştırmak için yardım önermiş.
Jojo, Başkan'ın kedisi olsa da mekanın sahibinin Larry olması gerektiği öğrenmesi gerekiyor.
Türkiye'deki gündeme bakıp küfredenleri duyar gibiyim.
Hatta bana, Larry'ye bile...