Asena Özkan

01 Mart 2016

Hakemin verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum

Şenol Güneş ‘kaybetsek de bir şey olmaz’ açıklamasıyla maçı zaten başta yitirmişti

Hakem bir şekilde karar vermiş olabilir. Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum!..

Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi’nin iki gazetecinin tutukluluk günlerine son veren kararı için, “Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyorsa, benim de hakem Cüneyt Çakır’ın verdiği karara saygı duymamı kimsecikler beklemesin! Sahadaki deneyimli otorite Cüneyt Çakır, sarı kartlı Caner Erkin’i art arda yaptığı sertliklere karşın sahada nasıl tutarsın? Göstermen gereken ikinci sarı kartla Caner Erkin oyun dışında kalacak, Beşiktaş avantaj yakalayacak belki de sahadan eşitlik ya da yengiyle ayrılacaktı, belli mi olur bu işler! Sahanın tek hakimi olsan da, kestiğin parmak acıdı! Elbette Andreas Beck’in Volkan Şen’in sırtındaki ayak izleri için de aynı kartı kullanabilirdin...

Bir yanda göreve başladığı günden itibaren eleştiri oklarının odağındaki Vitor Pereira ile Fenerbahçe, diğer yanda ligdeki en iyi futbolu sergilediği iddia edilen Beşiktaş ve onu mükemmel oynattığının altı her fırsatta özenle çizilen Şenol Güneş… Beşiktaşlı oyuncular belki Volkan Şen’in erken golünün şaşkınlığı üzerlerinden atabilirlerdi ancak Vitor Pereira öylesine akılcı Fenerbahçe sürmüştü ki sahaya, siyah-beyazlı ekibin ilk yarıyı 3 gol yemeden tamamlaması ‘şans’ niteliği taşıdı. Oğuzhan Özyakup’un beklenenin çok altında kalması, Atiba Hutchinson’ın hiç yapmadığı kadar pas hatası yapması, savunma elemanlarının uyumsuzluktan kaynaklanan tutarsızlıkları doğal olarak Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırdı. Beşiktaş ilk yarıda çoğu zaman kendi alanından çıkmakta zorlandı dersek abartmış olmayız. Elbette Şenol Güneş’in bir kez daha Olcay Şahan seçimi de Beşiktaş’ı bocalatan önemli etkenlerden birisi oldu.  
 
Beşiktaş kendisine çok da uzak olmayan şampiyonluğu yitirirse sorumlusu Şenol Güneş ile ‘vazgeçilmezi’ Olcay Şahan olacak, ancak kimse de bu satırları anımsamayacak! İkinci yarıda Olcay Şahan – Gökhan Töre değişimi siyah-beyazlı ekibi toparlayıverdi. Ancak buradaki önemli anekdot, Beşiktaş toparlanırken ilk yarıda sahada ‘fırtına’ enleminde esen Fenerbahçeli futbolculardaki fiziksel yorgunluk belirtisi oldu. Çoğu zaman yerden yere vurulan Pereira da bunu rahat algıladı ve gerekli değişimleri vaktinde yaptı. İkinci gol de Alexis’in hatasını iyi değerlendiren Ozan Tufan’ın verdiği pasla Nani’den geldi. Dikkat edilmesi gereken husus, bu iki futbolcunun da yorgun arkadaşlarının yerini alan isimler olması. Şenol Güneş ise maçı zaten başta yitirmişti ‘kaybetsek de bir şey olmaz’ açıklamasıyla. Bir süredir, evlerinde zorunlu olarak maçları izleyen hanımları dahi biliyorlar Beşiktaş’ın sahaya çıkacak kadrosu ile taktiğini! Sürpriz yok, yaratıcılık yok, taktiksel gelişim yok. Dün gece Şükrü Saraçoğlu’nda iki teknik adamın farkı fazlaca sırıtıverdi. Birisi kötü oynayan Fenerbahçe’yi mükemmel kıvama getirdi diğeri ise iyi oynayan takımını tökezletti. Cüneyt Çakır’ın hatası skoru etkiledi mi? Tartışmasız evet ama Ricardo Quaresma’nın kaçırdığı ile direğe çarparak dışarı giden topu da hesapların içine katmalı. Ve Fenerbahçe’nin hakkını vermeli, ilk yarıda hasret kaldığımız hücum futbolunu kusursuz sergilediler ve üç net pozisyonu hovardaca harcadılar yine de rahat kazandılar. Beşiktaş’ın durumu ise ortada. Dost acı söyler; Şenol Güneş’in anlamsız ısrarcı tutumu nedeni ile önümüzdeki haftalarda olmadık puanlar yitirilmesi asla ‘sürpriz’ olmaz. 

@asenaozkn