Sanırım Rıza Çalımbay geldiğine de geleceğine de pişman oldu yaşamının odak noktası Beşiktaş’a! Yerine "ecnebi" teknik adam gelecek… O kabul etmezse bilmem kim gelecek… İki maç kredisi var… Kazanırsa sezon sonuna kadar kalabilir… Bla, bla, bla… Rıza Çalımbay’dan bu koşullar altında nasıl başarı beklenir? Geldiği gün gideceği tarih üzerine toto oynanmaya başlandı. Çok net görülüyor yüzündeki umutsuzluk ve mutsuzluk. Rıza Çalımbay da bilmiyor değil iki, on iki maç kazansa da gönderileceğini, lakin elden ne gelir tek tutkusu Beşiktaş. Yine de bir umut içindeki "Alanyaspor ardından da Hatayspor yengileri" ile belki, olur ya!..
Bu nedenle sahaya üç golcü birden sürdü Rıza Çalımbay ve çok ciddi hata yaptı. Oysa ki Lugano’yu yendikleri maçta genç oyunculara şans tanımış ve başarılı olmuştu. "Mutlaka kazanmalıyım" dedi ama ‘hüsran’ yaşadı ve yaşattı, yağmurlu ve de soğuk İnönü gecesinde. O kadar çaresiz kaldı ki yeşil zeminde bir halt yapamayacağını bildiği ‘hayalet’ Cenk Tosun’u karşılaşma boyunca sahada tuttu, olur da belki bir gol atar diyerek. Oyuncu değişimlerinde sadece golü düşündü ama Beşiktaş kalesinde tam üç gol gördü. Beşiktaş’ta sonuca gidebilecek akılcı futbol oynayan tek eleman Alex Oxlade-Chamberlain’di... Ancak o da tek başına ne yapabilir? Takımda kendisine ayak uyduran tek eleman bulamayınca baktı ki olmuyor ve olmayacak "Sakatlandım" diyerek sahayı terk etti. Ben yazmaktan bıktım Şenol Güneş’in ardından Rıza Çalımbay da bu yanlışı yinelemekten bıkmadı. Şayet bir takımda Cenk Tosun ile Salih Uçan aynı anda oynuyorsa söz konusu takım sahada 9,5 kişi mücadele ediyor demektir. Deneyimleyerek öğrenmeyi seçtiyseniz sizin için yapabileceğim bir şey yok! Kaleci Mert Günok’un yaptığı iki hata ise kariyeri ile hiç bağdaşmadı. Birisini anlarım ama ikincisinin nedeni özgüven taşkınlığı filan değil açık ve net "ukalalık!" Beşiktaş, konuk ettiği Alanyaspor’a 3-1 yenildi ve ligi üçüncü sırada tamamlama umudunu da alt seviyeye çekti. Gelelim Cenk Tosun’a… Paşam karşılaşma öncesi iki elini açtın dua ettin, Allah kabul etsin. Ancak sahada başarı için önce beceri ardından da çalışmak gerekiyor. Sen duanı et yine tabii ama önce kendini geliştir. Ayrıca hangi duaları okuyorsun? Bak baştan söyleyeyim 3 Kulhu 1 Elham ile olmaz bu iş. Nefesi kuvvetli bir hocaya danış, ki saha ortasında okuyacağın dua için aydınlatsın, bilgilendirsin…
Beşiktaş’taki kötü gidişat için ne Rıza Çalımbay ne de başkan Hasan Arat suçlanabilir. Sorumlular defalarca dile getirdiğim gibi Ahmet Nur Çebi – Şenol Güneş ikilisi. Takımı oluşturan onlar, istemsizliği armağan eden onlar, Beşiktaş’ın ruhunu çalan onlar… Birisini artık ülke tanıyor öteki de servetine servet kattı, Beşiktaşlılar da baka kaldı!
Beşiktaş’ı İnönü Stadı’nda 3-1 yenen Alanyaspor’un hakkını teslim etmemek ise düpedüz edepsizlik olur. Oynadılar hem de akılcı oynadılar ve kazandılar.
Kaş yapayın derken göz çıkarmak!
Beşiktaş sezonu Rıza Çalımbay’la mı tamamlayacak yoksa Rıza Çalımbay’ın yerini "ecnebi" bir teknik adam mı alacak? Başkan ve yönetim kurulunun alacağı kararı bu elbette. Peki, bu belirsizlik sürecinde Samet Aybaba’nın futbolcu izlemek için Sırbistan’da ne işi var? Samet Aybaba oyuncu beğenecek, Rıza Çalımbay ya da yerini alacak teknik adam da Aybaba’nın seçtiği futbolcuyu kadrosuna mı katacak? Beşiktaş’ın kadrosunu Samet Aybaba oluşturacaksa teknik direktöre niye gereksinim var? Geçmiş benzer hatalar ile dolu değil mi? Beşiktaş’ın borcu bu nedenle arşa ulaşmadı mı? Futbolcuyu, takımı kuracak teknik adam ya da güvendiği elemanları izleyip seçmez mi? Belirgin; Samet Aybaba’nın görevi Beşiktaş’ta çok şeyi kapsıyor! Görünen o ki, Samet Aybaba bir takım oluşturacak teknik direktör de koşulsuz kabul edecek. Ancak burada da bir soru işareti oluşuyor! Samet Aybaba bugüne kadar hangi futbolcuyu izledi, beğendi ve transfer etti de ardından başarı yakaladı? Seçtiği bir futbolcu bizim bilmediğimiz bir tarih ve ligde yıldız oldu da haberimiz mi yok?