Maç bitmiş, yönetici kendisine uzatılan mikrofonlara diyor ki “Aboubakar’ın niye atıldığını anlamadım…” Aynı yönetici, dört gün önce oynanan Olympiakos maçında Vincent Aboubakar’ın niye atıldığını zorlanmadan anlamıştı oysa ki!
Anlayamadığını, anlayabileceği şekilde biz aktaralım, dilimizin döndüğünce elbette! Sayın yönetici; gerek yönetim, gerek teknik kadro futbolcuların ‘edep sınırlarını’ aşan davranışlarının tümüne ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığı ile yaklaştığı sürece hakemleri daha çok yerip, yitirilen puanların sorumluluğunu da onların üzerine yıkmaya çabalarsınız. Örnek; Ricardo Quaresma’nın oyundan alındığında yaptıkları (bir kez değil), Dusko Tosic ile Oğuzhan Özyakup’un Fenerbahçe ile oynanan kupa maçındaki tutumları yönetiminizce sorgulandı mı, örnek oluşturmaması için kendilerine bir ceza verildi mi, ki siz direkt hakem Mete Kalkavan’ı hedef seçiyorsunuz? Özeleştiri yapıp, önlemini almadığınız müddetçe benzerlerinin yaşanacağından hiç kuşkunuz olmasın. Diyelim ki, Mete Kalkavan’ın Aboubakar’ı ikinci sarı kartlı oyun dışında bırakması ‘hatalı’ karardı. Kamerunlu futbolcu sahadayken Beşiktaş sonuca gidecek oyun mu sergiliyordu? Ayrıca sarı kartlı oyuncunun, ikinci kartı getirebilecek hareketlerden özenle kaçınması gerekmiyor muydu? Olympiakos maçı sonrası Vincent Aboubakar’ı rahmetli Halil Ağabeyin yetiştirdiği emektar malzemeci Süreyya mı karşısına alıp, ‘sinirlerine hakim olmalısın’ ikazını yapacak? Yönetici olmak kolaydır ancak Beşiktaş Kulübü’nü temsil etmek güç iştir!
Beşiktaş’ın şansı kaleci Fabricio Agosto Ramirez’in kurtarışları ardından da Antalyaspor ileri uç elemanlarının beceri noksanlığıydı. Şansızlığı ise Şenol Güneş’in seçimlerinden kaynaklandı ne yazık ki… Olympiakos maçının fiziksel yorgunluğu belirginken haftalardır vasatı aşamayan futbol sergileyen Oğuzhan Özyakup’un tercih edilmesi, Necip Uysal’ın oyuna ancak altmışında dakika dahil edilmesi, tribünde oturanların yaptırımı değildi…
Beşiktaş’taki fiziksel yorgunluk doğal olarak skoru direkt etkiledi. Buna Ricardo Quaresma’nın isteksizliği, Adriano Correia’nın sıradan oyunu, Anderson Talisca’nın tükenmişliği, Oğuzhan Özyakup’un silikliği de eklenince Antalya deplasmanından bir puanla dönülmesi ‘başarı’ olarak kabul edilmeli. Kaldı ki oyuncu değişimleri de yerinde değildi. Dün geceki maç için taktik, teknik üzerine ahkam kesmek abesle iştigalden öteye gitmez zira sahada kazanmayı hedefleyen Beşiktaş olmadığı gibi panikten sıyrılamayan Antalyaspor vardı. Vincent Aboubakar’ı ‘günah keçisi’ ilan etmek Beşiktaş’ın sorununu çözmez. Kamerunlu oyuncu disiplinsizliğin uç noktasından örnekler veriyor, vermesine de Beşiktaş’ın en önemli eksiği, saha içinde de bir nevi ‘ağabeylik’ görevini üstlenecek ‘önder’den yoksun olması. Saha dışında da durumun pek farklı olduğunu söylemek zor! Oysa Metin Keçeli gibi danışıp, deneyimlerinden yararlanabilecekleri fazlaca mütevazı bir büyükleri mevcut…
Kim ne derse desin; Beşiktaş 11 kişiyle de, 10 kişiyle de iyi oynamadı Başakşehir’in puan yitirmesi ise Antalya’daki kaybın avuntusu oldu.