Neyse ki futbol kulüplerinin telefonları dinlenmiyor ya da dinleniyor da haberimiz yok. Maazallah ‘bir konuşma’ kulüplere ‘kayyum’ atanmasına neden olur bunların sağı solu belli mi olur belki de ‘kayyum teknik direktör’ diye bir şey uydururlar. Aklıma geldikçe kendi kendime gülüyorum bilmen ne spora ‘kayyum teknik direktör atandı!’
Kasımpaşa’nın da sağı, solu belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz ‘sıradan’ Anadolu ekipleri karşısında puanlar yitiriyor bir bakıyorsunuz İstanbul takımları karşısında ‘canavar’ olup çıkıveriyor. Dün geceki gibi diyemeyeceğim zira Kasımpaşa ‘canavar’ olmadı sadece ‘Beşiktaş gel beni ye’ dedi.
Adam ne yapsın? ‘Adam’ dediğim Hollandalı teknik direktör Giovanni van Bronckhorst tabii ki. Yaşamı futbolla bütünleşmiş Bronckhorst, Ernest Muçi’nin kanat oyuncusu olmadığını, şişirilen bir balondan ibaret olduğunu bilmiyor mu? Elbette ki hepimizden çok daha iyi biliyor üstüne üstlük daha neler biliyor da susuyor! Sanki adamın kadrosunda ‘başarılı’ kanat oyuncaları mevcut o oynatmıyor. Ne yapsın çaresizlik içinde Semih ile Muçi’den ‘çakma’ kanat oyunculara yaratmaya çabalıyor. Cher Ndour, Onur Bulut, Joao Mario, Can Keleş gibi oyunculardan da zorunlu olarak ‘medet’ umuyor. Beşiktaş yönetiminin 10 milyon Euro’nun üzerinde ödeme yaparak kadrosuna kattığı El-Musrati ise yedek kulübesinde oturuyor.
Beşiktaş’ın Kasımpaşa’ya 3-1 yenildiği maçın ardından siyah-beyazlı ekibin yöneticilerine, idareci kadrosuna yüklenmek adettendir lakin ben bunu sezon başında da söyledim ve söylemeye de devam edeceğim. Yeni jenerasyonun söylemi ile Kasımpaşa yenilgisi sadece ‘Beşiktaş yönetimine yazar.’ Niye mi? Anlatmaya çalışayım…
Toplam 24 milyon euro harcayarak transfer ettikleri iki eleman için “Avrupa’nın en iyi oyuncularını aldık” duyurusunu yaparak İnönü Stadı’nda görkemli imza töreni düzenleyenler Beşiktaş’ın başarısızlığının ardındaki sorumlu kişilerdir.
Oyunculardan birisi yedek kulübesinde diğeri içinse ‘acaba biz bu adamı kaça satıp kurtulabiliriz’ düşüncesi hakim. ‘Almış’ olmak için futbolcu transfer ettiler, sahadaki oyunu düşünmeden. Savunma ve orta alan için gereksiz transferler yapıldı. Özel uçaklarla getirilen ‘sıradan’ futbolcular için şaşalı karşılama törenleri organize edildi. Beyler yarım asırdır ben bu film izliyorum inanın bugüne kadar hiç ‘mutlu son’ ile bitenine tanıklık etmedim!
Kasımpaşa maçında net görüldü ki ne savunma güven veriyor ne de orta alan ne de ileri uç. Kanatlar demiyorum çünkü Beşiktaş’ın kanatları yok. Ha bir de Ciro Immobile gerçeği var hani “İtalya’nın en büyük golcüsünü” transfer ettik hikayesi. Evet deneyimine söz yok ama artık becerisi sınırlı ayrıca Ciro Immobile yerine Mustafa Hekimoğlu seçimi, ne bileyim!..
Suçu direkt yöneticilere yükledim ancak Hollandalı teknik adam Giovanni van Bronckhorst da payını almalı. Sevgili hocam, bir takım her hafta sahaya farklı kadroyla çıkar mı? Savunma farklı, orta alan farklı, sözde kanatlar farklı. Sen de Beşiktaş’ı deneme tahtasına çevirdin ama… Beşiktaşlılara tek soru; bu takımın başında Yılmaz Vural olsaydı durum daha mı kötü olacaktı?
Hakem Zorbay Küçük’ün maçın başında Sadık Çifitpınar’ın Rafa Silva’ya yaptığı hareket kırmızı kartı gerektirir miydi? Adama ilk önce sorarlar ‘sen ne oynadın?’ diye. İyisi mi hiç sormamış olalım!