Asena Özkan

11 Aralık 2016

10 numara Olcay Şahan…

Bilumum eleştirilere karşın Olcay Şahan da ısrar eden Şenol Güneş’in mutlak vardır bildiği, çok bilen çok yanılsa da!

Joshua John’un Gökhan Gönül’e yaptığı hareket penaltı kararı gerektiriyor muydu, kaleci Harun Tekin’in dizine basan Marcelo Guedes ‘sarı’ yerine ‘kırmızı’ kart mı görmeliydi, Merter Yüce ikinci ‘sarı’ kartla oyun dışında mı kalmalıydı, hakem Bülent Yıldırım takdir haklarını Beşiktaş’tan yana mı kullandı…
Art arda sıralanan sorular yaratılan ortamda öylesine sıradanlaşıp,  kanıksattırıldı ki uzun süredir adı ‘futbol’ olan oyun yerine salt skor tabelasına odaklanan toplum olup çıkıverdik, tam da istedikleri gibi! ‘Hedefe giden her yol mubahtır’ boylamında…                               

Hangi takımın ‘yandaşı’ olursa olsun özeleştiriyi kabullenemiyor, eleştiri sunanı ise yerden yere vuruyor. Gördüğünüzü değil, onların istediğini yazacaksınız. Futbol tutkunlarını da alıştırdılar sonunda!
 
Beşiktaş için skor iyiden de öte ya futbol? Joshua John’a minnettar olmalı Beşiktaş ve Beşiktaşlılar öncelikle. Karşılaşmanın başında Beşiktaş orta alanını üç kez öylesine kolay geçti ki Hollandalı futbolcu, takım arkadaşlarını rakip ceza alanı içinde topla buluşturamaması tamamen beceri noksanlığından kaynaklandı. Bursaspor oyunun ilk yirmi dakikalık bölümünde Beşiktaş’a gol ya da goller atar sonrası da siyah-beyazlı ekip için ‘kabus’ olur çıkardı. Beşiktaş karşısında onca uygun pozisyonu değerlendiremeyen takımın ne oyuncusu, ne sempatizanı, ne fanatiği, ne de malzemecisi çıkıp ‘hakem’ dememeli, diyememeli! Bülent Yıldırım yerine Joshua Jonh’a  ‘sen ne yaptın?’ sorusunu yöneltmeli. Bursa’ya dönüş yolunda hakem hatalarının ardına sığınmak yerine takım otobüsünde kafa kafaya verip maçtaki hatalarını irdelemeliler. Emre Taşdemir ile aradaki farkı bire indirdikten sonra edindikleri ekstra motivasyonu oyun içinde niye bulamadıklarını nedenini bulmaları gerekir. Buraspor forması giyen futbolcuların kolaya kaçmayıp hakem yerine kendi hatalarına yoğunlaşmaları kendi hayırlarına!
 
Beşiktaş her ne kadar galip gelen, önündeki Başakşehir’in puan yitirmesiyle zirvenin ortağı olsa da siyah-beyazlı ekip için durumun ‘iç açıcı’ olmadığı aşikar! Cenk Tosun’un penaltıdan kaydettiği iki gol dışında sadece iki gol pozisyonu var ama onlarda da gol yok.
 
Bilumum eleştirilere karşın Olcay Şahan da ısrar eden Şenol Güneş’in mutlak vardır bildiği, çok bilen çok yanılsa da! Neyse ki futbolu ‘çok bilenlerin’ yanında cahil sayılıyorum! Şenol Güneş’e sevgi ve saygı Olcay Şahan’a da öneri. Sevgili Olcay ‘kazandığın paranın hakkını vermelisin’ dersem ‘çiğlik’ yapmış olurum kimse sana zorla sözleşme imzalatmadı. Önüne konan mukaveleye imza attın paranı da alacaksın doğal olarak… Ancak bu konuda yapabileceğin bir şey var! Sende biliyorsun ki hiçbir takımda ‘10 numaralı formayı’ sıradan futbolcu giymez. Ya forma numaranı ya da oyun anlayışını değiştir, kazandığın ve kazanacağın paralar ise sende kalsın, kartalın sütü gibi helal olsun! Oğuzhan Özyakup her ne kadar birbirinden farklı iki devre oynadıysa da bir yanlış, bir doğruyu götürür! Oğuzhan Özyakup, Bursaspor maçını bir değil bir kaç kez dikkatlice izlemeli ve de görmeli; ayağındaki topu kime, nasıl aktaracağını düşünürken rakibine kaptırmalarını, yaptığı pas hatalarından söz bile etmeyelim en iyisi. ‘Penaltılar olmasa da Beşiktaş kazanırdı’ görüşünde hemfikir olmak zorunluluk mu? Beşiktaş, dün gece Bursaspor’a yenilmezdi benin doğrum… İvedi olarak Beşiktaş’ın rakibine baskı kurarak gol ve de goller atmayı anımsaması gerekli, bu da Şenol Güneş’in görevi. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar…