Suriye Türkiye sınırındaki Kesab kasabasından gelen son haberler üzerine alternatif kaynaklardan bana gelenleri derleyip paylaşmanın sağlıklı olacağını düşündüm.
Suriye ve çevre ülkelerinde (Türkiye dahil) artık ne sağlıklı kaynak ne de gazeteci bulamıyoruz. Suriye'yi ve içini bilmeyenler için her haber bir dezenformasyon. Her kanal birilerine ait. Dolayısı ile en tarafsız bilgiyi yine olayların yaşandığı yerlerde yaşayan insanlardan alabiliyoruz.
Yer isimlerinin Türkçe'de veya Uluslararası literatürde nereye tekabül ettiğinin bile kestirilmesi zor olan tarih boyunca bu topraklarındaki devletler tarafından çok kez el değiştiren bu sınır kasabasına ben Kesab diyeceğim. Birçok farklı kullanımı da var. Sizler iseterseniz Kessab, Kasab, كسب , Քեսապ da diyebilirsiniz...
Kesab
Antakya'nın 40 km kadar güneybatısında yer alan kasabada, Birinci Dünya Savaşı öncesinde 4.760 Ermeni yaşıyordu. Kasabaya bağlı biri çoktan yok olmuş on köyün toplam Ermeni nüfusu ise yaklaşık olarak 4.000'di.
Kasabada Surp Astvadzadzin Kilisesi ve 20. yüzyıl başında 140 erkek öğrencinin davam ettiği bir okul bulunuyordu.
Bugün Suriye'nin Lazkiye vilayetine bağlı nahiye olan ve Türkiye sınırına 3 km mesafede yer alan Kesap'ın nüfusunun büyük bir bölümünü Ermeniler oluşturmakta. Kesab ve çevresindeki on Ermeni köyünün toplam nüfusu yaklaşık olarak 2.000.
Suriye Merkez İstatistik Kurumu'na göre Kesab'ın merkezinin nüfusu 2004 sayımlarında 1754.
Kesab artık boş
Tarihi Ermeni kasabası Kesab Newroz'dan beri (21 Mart) zor günler geçiriyor. Nihayi durum belli olmasa da Kesab'a saldırıyı Özgür Suriye Odusu'nun bir parçası olan Ahrar el-Sham örgütünün yaptığı söyleniyor.
Saldırısı öncesinde Kesab'taki askeri birliklere gelen bilgiler doğrultusunda Ermeni ve Alevilerin yaşadığı köy tamamen boşaltılmış.
Ermenilerin saldırılar olmadan köyü tamamen boşaltması, saldırıların bilgisinin önceden edinildiğini gösteriyor. Ancak Alevi ailelerin ne durumda olduğuna dair Ermenice kaynaklarda herhangi bir bilgi yok.
Sosyal Medya'dan iletişim kurduğumuz Kesab'lılar, 21 Mart akşamı kenti boşaltıp Lazkiye'ye (Latakya) gittiklerini söylüyorlar.
Zaten bir süredir bölgede belirgin bir rahatsızlık olduğunu söyleyenler Türkiye'nin Suriye'nin uçağını düşürmesiyle gerginliğin en yüksek noktaya çıktığı görüşündeler.
Hagop Kortmosian özetle diyor ki;
Saldırılar zaten 4 gündür sürüyordu. Henüz bölgede ne olacağı veya ne olabileceğiyle ilgili herhangi bir bilgi gelmedi. Gerçek olan bir şey var ki o da tarihte Kilikya Ermeni Krallığı'nda Ermenilerin yaşadığı son toprak da Ermenilerden arındırıldı. Önümüzdeki günlerin ne getireceğini kimse bilmiyor...
Buradaki haber kaynaklarına göre 600 Ermeni aile Lazkiye'ye göç etti...
Lazkiye ve Kesab ile bağlantıda olanların büyük harflerle manşetler atmaması, umutlu ya da umutsuz cümleler kurmaması bilgi dezenformasyonunu engellemek için dikkatli adım atılması gerekiyor.
Lazkiye'ye göç edenlerden Vrej Karamardyan'dan gelen mektupta ise can kaybı olmadığı söyleniyor;
Halk tamamen Lazkiye'ye geç etmiş durumda. Büyük bir bölümümüz evlerde konaklıyoruz. Burada akrabası veya tanıdığı olanlar çoğunlukta. 250'ye yakın kişi kilisenin 2 salonuna yerleştirildi.
Lazkiye'deki tüm kuruluşlar bize yardım etmeye çalışıyorlar. Yardım dernekleri ve devlet kurumları da yardım sunuyorlar. Yardım eden eller çok. Umarım kesilmez. Facebook'tan Kantsasar (Գանձասար) ve Perio News haber almak için takip edilebilir. Kesab geri dönecek, Kesab yaşayacak.
Ermenistan dışişleri: Yakından izliyoruz
Tüm bunlar olurken Ermenistan'da Kesab Ermenilerine yardım için daha önce Suriye'den Ermenistan'a göç etmek zorunda kalmış olanlar bir yardım kampanyası başlattılar. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tigran Balayan da bakanlığın öncelikli gündemlerinde Kesab Ermenileri olduğunu söylüyor. Balayan da saldırıların El-Nusra, Sham El İslam ve Ansar El İslam tarafından yapıldığı görüşünde.
Bir grup Ermenistanlı milletvekili ise Birleşmiş Milletlere bir mektup yazarak bölgede araştırma yapılmasını istedi. Vekiller Ermeni soykırımın ardından Türkiye'nin tacizleriyle Kesab'a yeniden saldırılar yapıldığını, bunun kabul edilemez olduğunu söylediler.
Kilikya Ermenileri Patriği devrede
Yardımların nasıl ve nereye ulaştırılacağı konusunda henüz resmi bir açıklama olmasa da ilk resmi girişim Kilikya Ermenileri Patriği'nden geldi.
Patrikhane'nin resmi sitesindeki açıklamaya göre Aram I, cuma günü haberi alır almaz Suriye hükümeti ile temasa geçti. Kesab Ermenilerinin can güvenliğinden kaygı duyduğunu ve Suriye Devlet güçlerinin bölgeye acil askeri destek göndermeleri gerektiğini belirten Kilikya Ermenileri Patriği'nin bu çağrısı yankı bulmuş olacak ki aynı günün akşamı Esad'ın mesajını Lübnan'daki Suriye elçisi bizzat Patrikle görüşerek iletti.
Bir saatten uzun süren görüşmenin ardından, Lübnan'da yayınlanan Ermeni gazetesi Aztag başta olmak üzere, ajanslara düşen haberlerde Esad'ın Aram I'in telefonu üzerine Suriye elçisine hemen talimat verdiği ve Ermenilerin can güvenliğinin sağlanacağı yönünde Aram I'e teminat verildiği iletiliyordu.
Suriye'nin Lübnan elçisi Esad'ın sözlerini: “Ermenilerle aramızda derin bir saygı bağı vardır” şeklinde aktardı. Esad, Kilikya Ermeni Patriği Aram I'e Kesab'da istikrarın en kısa zamanda tekrar sağlanacağı mesajını da elçisiyle iletti.
Lazkiye valisinin kilise ve okul salonlarında kalan Ermenileri ziyaret ettiği ve her türlü yardım sözü verdiği de gelen bilgiler arasında veriliyordu.
Açıklamalarda çokça Türkiye'den bahsedilirken saldırının ardındakilerden hiç bahsedilmiyordu. Özellikle elçinin Türkiye'yi sadece saldırganlara destek vermekle değil, bizzat yönlendirmekle suçlaması dikkat çekici.
Kesab'ın geçmişi ve köylerinin tarihi yazısı da bir sonrakine kalsın artık...