“20 Ermeni sosyalistin mezarlarını geri istiyoruz”
Ermenistan'da şu anda parlementoda olan siyasi partilerden sadece biri Ermenistan'ın bağımsızlığından önce bir tarihe sahip, o da bir önceki yazıma konu olan Taşnaktsutyun yani Ermeni Devrimci Federasyonu.
Taşnaktsutyun bu yüzden Ermenistan siyasetinde her daim, ne kadar az oy alırsa alsın belirleyici bir role sahip.
1946'da “Heğapokhutyun” (iç göç) hareketiyle özellikle Ortadoğu'nun birçok ülkesinden soykırımla vatanlarından ayrılmak zorunda olanlar Ermenistan'a davet edildiler.
Ortadoğuda Taşnaktsutyun'a muhalif bir güç olarak ondan daha “sol”da ve daha eski bir parti güç kazanmaya başladı; Hınçak Partisi (Hınçktsutyun).
Hınçak Partisi aslında Taşnaktsutyun'dan önce kurulmuş, hatta bazılarına göre, Taşnaklar için ilham kaynağı olmuş bir siyai oluşum.
Şimdi, Ortadoğu'da ard arda gelen “Arap Baharı” hareketlerinden sonra 1946'da yaşanan göç bir kez daha yaşandı adeta.
Özellikle Suriye'den Ermenistan'a göç etmek zorunda kalan ailelerin sayısının 5000'i bulması sadece Ermenistan'da değil Türkiye'de de haber oldu.
Nedeni ise bu aileleri Dağlık Karabağ'a yerleşmeleri konusunda teşvik edilmesiydi.
Biz Türkiyeli Ermenilerin Yerevan'daki en iyi anlaştıkları, herhalde Türkçe bildikleri ve zihinleri Ermenistan'daki sovyet eğitimi almış zihinlerden daha açık oldukları için Suriyelilerdir, Lübnanlılardır.
2001'den bu yana birçok kez Ermenistan'a gitmiş biri olarak bunun deneyimle sabit olduğunu söyleyebilirim.
Benim tanıdığım tüm ortadoğulu aileler Türkiye'de çıkan bu Karabağ'a gönderilen Suriyeli Ermeni
ailelerle ilgili haberleri yalanladı. Hatta tam tersini anlatanlar var...
Ermenistan Diaspora Bakanlığı, kanaatimce kurulduğundan bugüne kadar çok başarısız bir politika izlemiştir. Suriye'deki savaşı da öngöremedi. Suriyeli Ermenilerin Ermenistan'a akın etmesiyle Ermenistan'daki siyasilerin eli ayağı birbirine dolaştı. Çünkü bu aileler çoğu sol görüşlü ailelerdi.
“Alamam” diyemezdi.
“Alsam da nasıl başa çıkacağım” diye düşündü.
Çünkü Ermenistan ancak kendi halkından gelen muhalefeti bastırabiliyor.
Dışarıdan gelecek bir muhalefet olarak görüldü belki de Suriyeli Ermeniler.
Ya da bariz bir siyasi vizyonsuzluk örneği...
Nihayetinde durum şu;
Ermenistan'a gelen Suriyeli Ermenilerin sayısı 10 binden fazla.
Zaten orada bulunan Suriyeli Ermenilerle birlikte bu rakam çok daha yükseliyor.
Ortadoğu'da Hınçak Partisi'nin ağırlıklı siyasi görüşünü destekleyen Ermeni nüfusunun Yerevan'a gelmesiyle ülkedeki siyasi dengeler de değişiyor.
Çünkü Ermenistan Suriye'den gelen bu kişilere karşılıksız vatandaşlık vereceğini açıkladı ve veriyor.
Vatandaşlık alındığında oy hakkı doğuyor.
Ermenistan hükümeti bu sırada Suriye'den gelen ve elinde sağlam bir kapital bulunduran yeni vatandaşlarının barınma sorununu da çözmek için kolları sıvadı.
Ama bu girişim de, hüsranla sonuçlandı.
Yerevan dışında yaptırılan TOKİ benzeri konutlar Suriyeli ailelere parayla satılmaya çalışılıyor.
Ancak Suriyeli aileler Sovyet dönemi “tıkıştır gitsin” mantığı ile hazırlanmış bu konutlarda oturmayı reddediyor ve merkeze iniyor.
Orada iş kuruyor; Çoğunlukla kebap salonları ve restoranlar...
Suriye'den gelenler tembel değil.
Sovyetlerin bazı şımarık çocukları gibi yerlerinde duramıyorlar...
Çalışıyorlar...
Şu anda bile Yerevan'da kurdukları işyerleri ile memlekete belirli bir hareket getirdiklerini söyleyebilirim.
Ancak yakın zamanda bunun Ermenistan'daki mafyaları ve tekelleri rahatsız etmesi muhtemel.
Bazı Suriyeliler ise Ermenistan vatandaşlığını sadece Avrupa ya da ABD vizesini Hıristiyan bir memleketin pasaportuna almak daha kolay olduğu için alıyorlar.
Şu anda çoğu Suriyeli ailenin ya bir AB ülkesine vize başvurusu var ya da kaçma hazırlığında.
Ermenistan siyasetinde yeni oyuncu: Hınçaklar
İşte tüm bu izlenimler aklımda Hınçak Partisi'nin Taşnaklar ve Ramgavarlar gibi Hanrabedutyun sokağındaki merkezine gidiyorum. Yıllar önce gençlik kolları üyesi olarak tanıştığım Narek Galstyan şimdi karşımda Ermenistan'daki parti lideri olarak oturuyor.
Masanın etrafında Ortadoğu'dan gelip Ermenistan'daki yapılanmaya katılan Hınçak Partililer var...
Kendi medya organları, kurumsal yapılanmaları var.
Yani Hınçaklar da artık Ermenistan'da aktif siyasette. Davutoğlu'nun gelişi öncesinde otel önünde protestoyu yapanlar da onlardı.
Onların çağırısına diğer muhalefet parti gençleri de katıldı...
Ben protestonun düzeyinin bile farklı olduğunu bunun bir siyasi gelişme olduğunu söylerken Narek Galstyan “Fotokopi bayrakları görmedin mi?” diyerek biraz olsun milliyetçi damarından cevap veriyor.
Hınçaklar aslında bizim Musaler Direnişi olarak bildiğimiz “Musa Dağında 40 gün” romanının kahramanlarının partisi. (Ayşe Hür, Taraf, 18.12.2011
1946'da Ermenistan'a yapılan geri göçü onlar “iç göç” diye görüyor. Yani 1915'te Büyük Ermenistan'da bir yerden soykırıma uğratılarak gönderildiklerini düşünüyorlar.
“Biz kendi toprağımız içerisinde bir yerden diğerine gittik...
Ben Sovyetlerde doğdum ama benim evim Maraş'ta...” diyor masanın etrafındakilerden biri.
“Amanos dağlarında İskenderun doğumlu dedem. 1915'te ilk vapurla kaçmışlar” sözleriyle devam ediyor: “Maraş'ta en zenginler arasındaymışlar. Zeytun'un köylerinden geliyoruz”
Masa kalabalık, İMC'deki Gamurç programında 20 Ermeni Sosyal Demokrat Hınçak'ın idamının yıldönümünde yaptığımıoz program Ermenistan'da yankı bulmuş. Birçokları tarafından izlenmiş.
Narek Galstyan'a Davutoğlu'nun ziyareti ile ilgili yorumunu soruyorum. O da Taşnak lideri Giro Manoyan ile aynı kanaatte; “2015'in önünü almak için yapıyorlar ama işe yaramayacak. Soykırımın bir takvimi yok. Evet 2015'te Türkiye'nin soykırım yapmış bir ülke olarak bunu tanıması için birçok yerden baskı gelcektir ancak sadece tanımakla bu konunun kapanması da mümkün değil.”
1919'da yapılan yargılamaya o da vurgu yapıyor Giro Manoyan'dan biraz farklılıkla : “Orada yerinden edilme ve talan yargılandı sadece. Türkiye eninde sonunda soykırımı tanıyacaktır.”
Hınçaklar da 2013'te Haziran 1915'te 20 Ermeni sosyalistin idam edilmesinin anma toplantısı için İstanbul'a gelmişlerdi; “Türkiye'de yönetimin tavrı değişmiyor ama Türkiye halkı değişiyor. Önceki gibi değil. Bugün artık soykırımı biliyorlar. Ragıp Zarakolu gibi insanlar sayesinde.
Türkiye içerisinde soykırımın tanınması için mücadele edecek insanlar var artık. Haziran'da 100 yıl sonra anma etkinliği için İstanbul'a geldik. Bunun gibi girişimleri destekliyoruz.” diyor parti lideri Narek Galstyan. (Ragıp Zarakolu, Özgür Gündem 15 Haziran 2013
“Cenazeleri geri istiyoruz...”
20 Ermeni sosyalistin cenazesini geri istediklerini belirtiyor masanın etrafından biri. Cenazelerin yerini öğrenmek istediklerini ekliyor ardından. Sohbet bu yönde devam ederken el yükseliyor:
“En azından kemiklerini Ermenistan'a getirmek ve burada bir anıt mezarda tutmak istiyoruz” diyor biri.
Haklılar. Nazım Hikmet'in mezarının Türkiye'de dönmesi için çağrı yapan Başbakan aynı şekilde neden olmasın 20 Ermeni sosyalistin kimsesizler mezarlığındaki kemiklerini vermesin.
Ama Narek, AK Parti hükümetinin Türkiye'deki önceki hükümetlere göre çok daha fazla Ermenilere karşı propaganda ürettiğini belirtiyor.
“En azından yüzleştiler”
Kürtlerin bölgede yürüttüğü diplomasiyi olumlu karşıladıklarını söyüyor parti başkanı ve “En azından onlar bir yüzleşme yaşadılar” diyor ve ekliyor: “Soykırımı Kürt aşiretleri işledi. Çabalar var ama yeterli değil. Biz Kürtleri biliyor ve izliyoruz. Kendi köklerini Ermenilere bağlayan birçok Kürt var. Türklerle olan sorunumuzu çözelim, zamanı geldiğinde biz Kürtlerle problemlerimizi çözebiliriz”
Hınçaklar ne kadar Taşnaklarla aynı görüşteymiş gibi görünseler de sorunlarıan çözümü konusunda çok daha katı olduklarını söyelyebilirim. Taşnaktsutyun diplomatik bir dil üretiyor, hınçaklar ise reel politikada ciddi değişiklikleri dayatıyorlar.
İdam edilen 20 Ermeni sosyalistin cenazelerini istedikleri gibi...
Hınçak Partisi siyaseten sıkışmış Ermenistan'da önümüzdeki dönemlerde çok daha konuşulacak gibi. Benden söylemesi;
Cumhurbaşkanı Sarkisyan kendine bu partiden bir danışman almış bile...