Alex Akimoğlu

15 Kasım 2020

First Lady

ABD'nin çekişmeli Başkanlık seçimlerinde kazanan Joe Biden oldu ve analistlerin pusulası Melania Trump'dan yeni First Lady Jill Biden'a döndü. Ancak ülkenin ilk kadın başkan yardımcısı olan Kamala Harris'e olan ilgi, şimdilik Biden'i gölgede bırakmış durumda

ABD'de ve birçok Avrupa ülkesinde Cumhurbaşkanı ve Başkanlar kadar, eşleri de basın tarafından sıkı takibe alınır. Yaşam tarzlarını, yedikleri içtiklerini, hangi cins köpek sevdiklerini, taktıkları kravat renginden ne mesaj vermek istediklerini algılamaya çalışmaya kadar ince elenip sık dokunurlar.

İlginç kişiliği ile seçildiği günden beri politik skandallar yaratarak gündemden düşmeyen Donald Trump'un hep "yanındaymış" gibi yapay bir görüntü veren eşi Melania, dört yıllık "Fist Lady"liği boyunca eski bir manken ve takı tasarımcısı olmanın verdiği özgüvenle daha çok moda otoritelerinin gözdesi oldu. Güzel bir kadın olmanın verdiği avantajları da kullanarak yarattığı giyim tarzı, daha çok "fashion victime" olarak adlandırılan, marka meraklısı zengin kadın imajından öteye gitmedi kanımca.

115 bin dolarlık Birkin çantası, ünlü markaların imzalarını taşıyan abartılı giysileri ile yarattığı maksimalist kodlar, ülke yararına yapmaya çalıştığı etkinlikleri gölgede bıraktı.

Gelelim çiçeği burnunda yeni First Lady Jill Biden'a. Kritiklere maruz kalması için henüz çok erken olmasına rağmen, eşinin kariyeri nedeniyle politika dünyasında "eş" olma deneyimi uzun yıllara dayanıyor.

Seçim propagandaları boyunca, Trump'a karşı savaşan eşinin söylemlerine paralel olarak çevrebilimi, kadın hakları gibi konuları söylem ve giyim tarzına yansıtarak yarattığı ince üsluplu eleştirileri ilgi çekmişti.

Eski First Lady'lerden Michelle Obama'nın başlattığı "Vote" kampanyasına, üzerinde "oy ver" yazısı olan deri çizmeleri ile katılarak ilginç bir performans sergileyen Jill Biden, daha çok preppy tarzına olan hassasiyeti ile tanınıyor.

Amerika'nın kuzeydoğusunda bulunan ve "Ivy Leage" olarak adlandırılan 8 üniversitede 1950'li yıllarda başlayan, "gelenekselliğe başkaldırı" felsefesi daha sonraları "Preppy Akımı" olarak literatüre geçti. Daha çok elit çevrelerin çocukları tarafından benimsenen bu akımın giyime yansıması ise bir nevi "şık hippilik" olarak da nitelendirilebilir.

1970 yılında yönetmen Arthur Hiller yapımı olarak gösterime giren ve bu akımın felsefesini yansıtan Love Story (Aşk Hikâyesi) filmi, tüm dünyada gişe rekorları kırmış ve haftalarca vizyonda kalmıştı.

Aynı yıllarda Amerikalı tasarımcı Ralph Lauren, Preppy felsefesinin kodlarından yola çıkarak yarattığı markası ile dev bir moda imparatorluğunun tohumunu atmış ve bu eğilime öncülük etmişti. Tommy Hilfiger, Gant gibi markalar bu akımın uzantısı olarak doğdu. Genellikle ev konsepti ile birleştirilerek "yaşam felsefesi" konsepti olarak geliştirildi.

Türkiye'de ise Mustafa Taviloğlu'nun o yıllarda yarattığı Mudo markasının bu akımdan esinlenmiş olduğu kanaatindeyim.

Oxford gömlek, triko hırka, gemici ayakkabıları gibi simgesel giysiler, eğitimci olan yeni First Lady'nin gençliğinden beri benimsemiş olduğu giyim tarzını yansıtıyor.

Joe Biden'ın ABD Başkanı seçilmesiyle tüm dünyada mercek altına alınan Kamala Harris ise şimdilik First Lady'yi sollamış gibi gözüküyor.

ABD'nin ilk kadın başkan yardımcısı olması kadar etnik kökenleri ile de gündeme oturan Harris, Jamaikalı bir baba ve Hintli bir anneden geliyor. Siyahi karizmatik senatör, Joe Biden'la yaptığı iş birliği ile hayatında yeni bir sayfa açmış oldu. İlerde ABD'nin ilk kadın başkanı olması olasılığı ise pek hayal değil gibi görünüyor.

Şahsen günlük hayatta uyguladığı sportif görüntünün kendisine daha çok yakıştığına inansam da, kısa sürede moda danışmanları ile çalışarak "Kamala tarzı"nı yaratacağı şüphesiz.

Birkaç gün önce katıldığı bir toplantıda giydiği Carolina Herrera imzalı beyaz tayyör pantolon takım ise stilistik bir kurgudan öteye bir anlam taşıyor.

20. yüzyıl başlarında ABD'de oy verme hakkını kazanmak için kadın militanların beyaz elbiseler giyerek sokağa dökülmeleriyle simgeleşen bu olgu, kadın politikacılar tarafından "eşitlik mesajı" olarak sıkça kullanılıyor. Margaret Thatcher ve Hillary Clinton da bu rengi tercih ederek eşitlik vurgusuna sıkça dikkat çekmişlerdi. 

Mutlu pazarlar.