Ahmet Talimciler

22 Mayıs 2016

Tuhaf işler

Futbol bu ülkedeki iktidarın küçük ölçekli yansımalarından ibaret bir alandır...

Spor, içinde yapıldığı toplumun aynasıdır, bu aynada kusurlu yanlarınızı görme imkanını elde edersiniz. Ülkemiz için bu ayna hiç şüphesiz futboldur ve futbola baktığımız her an ülke gerçeği ile fazlasıyla yüz yüze kalmaktayız. Çok değil birkaç gün önce Elazığspor ile oynayacağı play-off karşılaşması için Malatya’ya giden ve orada kamp yapmak isteyen Adana Demirspor takımı valilik emri ile kentten uzaklaştırıldı.

Malatyaspor taraftar grubunun talepleri doğrultusunda gerçekleşen bu olay sonrasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan bir açıklama gelmiş olmakla birlikte bundan sonrası için son derece sıkıntılı bir sürecin önünü açan vali hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Bir taraftar grubunun kentimizde şu takımı istemiyoruz deme özgürlüğü elbette ki vardır ancak bu özgürlüğün ülkenin bir takımının o kentten kapı dışarı edilmesi gibi bir durum kimsenin aklının ucundan bile geçmemeliydi.

Güvenlik bahane edilmek suretiyle daha önce Fenerbahçeli taraftarların Bursa’daki maç özleme özgürlüğü ellerinden alınmıştı. Bu uygulamalar son derece keyfi bir anlayışın futbol sahaları içinde nasıl bir karşılık bulabileceğini göstermesi açısından önem arz etmektedirler. Çünkü buradaki asıl problemimiz söz konusu olan valilerin bu yasaklamaları getirmeleri kadar, bu kentlerdeki insanların bu olup bitenleri kendi takımları lehine görmek suretiyle normal kabul etmeleridir.

Adaleti yalnızca kendisine isteyenlerin iyilik, doğruluk, hakkaniyet gibi kavramlarla işi yoktur, çünkü bütün bu kavramlar ötekinin varlığı ile birlikte hayat bulmaktadırlar. Bu açıdan bizim işimize gelen bütün uygulamalar doğru ve hakkaniyetli olarak görülürken, yolumuza taş koyan uygulamalar ise sıkıntı vericidir. Ancak sadece bir tarafı kabullenen bir kitle açısından sorun zaten daha başından itibaren çıkmaza savrulmaktadır. Adana Demirspor’lu kafilenin kentlerinde antrenmana çıkmasını istemeyen Malatyasporlu taraftarların bundan sonra bu iki takımın karşı karşıya geleceği bütün ortamlarda yaşanacak olaylarda büyük bir sorumlulukları olacaktır.

Şampiyonluk kutlamalarında bulunan Beşiktaşlı futbolcuların rakiplerine küfürler ettikleri video sosyal medyada karşılık buldu. İsmail Köybaşı üzerinden Fenerbahçe’ye küfürler savuran futbolcular -benzer durum geçtiğimiz yıllarda Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcular tarafından da tekrarlanmıştı- rakip tribünleri gaza getirmekten ve yaşananların kar topu misali katlanmasından başka bir şey yapmamaktadırlar. Futbolcuların sık sık kendilerine edilen küfürler konusunda yaptıkları açıklamaları, bazen doğrudan tribünlerle yaşadıkları diyalogları hatırladığımızda meşhur imam-cemaat benzetmesi bir kez daha haklı çıkmış olmaktadır.

Tam yedi yıl sonra şampiyonluk kupasını almak için bir hayli astronomik bilet fiyatlarını taraftarlarına ödeten Beşiktaş kulübünün, kupayı vermek için gelen federasyon başkanına küfür edilmemesi için ışıkları kapatması yaşadığımız rezilliğin boyutlarını ortaya koymaktadır.

Şike sürecinin ardından Şükrü Saracoğlu stadyumunda Galatasaray’ın kupasını karanlıkta veren federasyon başkanı bu kez yıllarca kulüp başkanlığını yaptığı takıma benzer bir şekilde kupa vermek zorunda kalmıştır. Ağızlarını her açtıklarında futbolun marka değerini yükseltmekten bahsedenlerin, markanın en önemli ürününü karanlıklar altında vermek zorunda kalmaları da bize özgü bir ironi olsa gerektir.

Hakem hataları ve hakemlere yapılanlar ile hatırlanacak olan bir sezonu geride bıraktık, bu sezonun kazananı kadar kaybedenleri de çok konuşuldu, konuşulmaya da devam edecekler. Ama en kestirmesinden bir soru ile durumu netleştirmenin önemli olduğunu düşünenlerdenim: Trabzon’da yaşanan hakem faciası sonrasında üzeri örtülen gelişmelerin hakem dövmeye kadar gittiğini hep birlikte gördük. Peki o günden bugüne kadar federasyonun ilgili kurulları yaşananlar ile ilgili net bir beyanatta bulundular mı?

Ya da olaylara karışanlar hakkında ne cezalar verildi? Sadece para cezaları vererek, ya da saha kapatma cezalarını arttırarak sorunların üstesinden gelemezsiniz. Yaşanan tuhaflıkların her seferinde biraz daha fazlalaşmasına ve sorunların biraz daha içinden çıkılmaz bir hale gelmesine katkıda bulunursunuz. Kimsenin adalete güvenmediği bir ortamın yaratılmasına yapılan her katkı bir sonraki aşamada yaşanacak olanlardaki sorumluluklarınızın artmasına yol açacaktır.

Şike sürecinde yaşadığımız tuhaflıkları halledilmediği için Beşiktaş kalecisi Tolga Zengin ikinci kez şampiyonluğa ulaştığını dile getirmiş, gazetelere Şenol Güneş’in dostları tarafından verilen bir ilanda ligdeki ikinci şampiyonluğu için kendisini kutlayan arkadaşlarının isimleri sıralanmıştır.

Kupa töreni için Beşiktaş meydanından stadyuma doğru giden taraftarların yeni stadyum açıldığından bu yana her defasında yaşadığı gaza boğulma hadisesi bir kez daha gerçekleşti. Görünen o ki bundan sonra oynanacak olan her karşılaşma öncesinde de benzer görüntüler bizi bekliyor olacak. Belirsizliğin prim yaptığı bir futbol ikliminde önümüzdeki sezonun ne zaman başlayacağı bile belli değildir, bu konuda hiç kimsenin bir bilgisi bulunmamaktadır. Bütün umutlarını Euro 2016’ya bağlayan federasyon açısından turnuvada elde edilecek başarılı sonuçlar kendi hanelerine yazılacak, buna karşın başarısızlıklar içinse bahane daha baştan hazır olarak dolaşıma bile sokulmuştur.

Grubumuzda dünya sıralamasındaki en önemli takım İspanya var, onlara yenilmemiz son derece normal, asıl önemli olan biz bitti demeden bitmeyecek sloganını hayata geçirmek olacaktır. Bu konuda çok ama çok deneyimli bir teknik direktörümüz zaten var, eğer futbolcularımız da ona uyarlarsa bir de şans yanımızda olursa finale kadar gidebiliriz. Bu futbol medyamızın bile görmekten imtina ettiği bir rüya, hep birlikte alınan sonuçlara göre yorumlar yapan bir medyanın nasıl dönüşlere imza attığını göreceğiz.

Tekrar hatırlatmalıyım ki kimsenin derdi küfürsüz bir futbol ortamının hayata geçirilmesi, marka değeri, bu ülkenin çocuklarının futbol oynayabilmesi, keyifli anlar yaşayabilmesi falan değil. Futbol bu ülkedeki iktidarın küçük ölçekli yansımalarından ibaret bir alandır ve bu alan da tıpkı diğeri gibi rant ve ihtişam içerisinde bir dünyayı barındırmaktadır.