Ahmet Sever

04 Temmuz 2016

Suriyelilere vatandaşlık: AB Türklere vizeyi kaldırmaz, şartları daha da ağırlaştırır

Hem göçmenleri tutman şartıyla AB’nin verdiği parayı alacaksın, hem de aynı Suriyelileri vatandaşlığa alıp, AB’ye “Hadi şu vizeyi kaldır artık” diyeceksin!..

Her şeyden önce, “Suriyelileri istemiyoruz” dil ve söylemi çok yanlış ve tehlikeli. Avrupa’da aşırı sağcı ve ırkçı çevrelerin “Türkleri burada istemiyoruz” demesinden pek bir farkı yok.

Ancak, mutlaka enine boyuna konuşulması, tartışılması gereken bir konu bu. Zira sonuçları 78 milyon insanı derinden etkileyecek.

Bunun bu şekilde gündeme gelmesi tabii iç politikaya dönük bazı siyasi hesaplar olduğunu açıkça gösteriyor.

Suriyeli mültecilere topluca vatandaşlık verilmesine karşı birkaç gündür epeyce gerekçe ileri sürüldü.

Ben bu yazıda sadece Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerine nasıl yansıyacağını, Türk vatandaşlarının AB ve ABD ile ilişkiler bağlamında bundan nasıl etkileneceğini irdelemek istiyorum.

Mülteci krizi patlak verdiğinde başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin panik ve telaşını tüm dünya gördü. Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin ölümü göze alarak botlarla Yunan adalarına, oradan diğer AB ülkelerine akın etmeye başlayınca, bunu durdurmak için derhal Türkiye ile müzakerelere başlandı.

AB’nin gözü o kadar korktu ki; kesenin ağzını açtı, Türkiye’de gazeteci, aydın ve akademisyenlerin hapse atılmasına gözlerini kapadı, göstermelik de olsa bazı fasılların açılmasını kabul etti, dahası Türk vatandaşlarına vize serbestisini hızlandırdı.

Bütün bunları niye yaptı?

Aman Suriyeli mültecileri kendi topraklarında tut. Geri Kabul Anlaşması’yla gelenleri de sana yollayayım, sen Suriye ile benim aramda güvenlikli bölge ol diye yaptı.

Sonrasında her ne kadar bu hava biraz değiştiyse de, özellikle vize konusu – AB’nin beklediği bazı koşulların yerine getirilmesi şartıyla – masada duruyor.

Suriyelilere vatandaşlık verilmesi meselesini bu açıdan ele alınca Türkiye ve Türk vatandaşları bakımından vahim bir tablo ortaya çıkıyor.

3 milyon dolayındaki Suriyeliye vatandaşlık hakkı tanınması durumunda, AB’nin tutumunu radikal biçimde değiştireceği aşikâr.

Hem AB’nin, Türkiye sınırları içinde tutman şartıyla verdiği parayı alacaksın, hem de aynı Suriyelileri Türk vatandaşlığına alıp, AB’ye “hadi şu vizeyi kaldır artık” diyeceksin.

Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Bu olasılığın hayata geçmesi hâlinde, bırakın Türk vatandaşlarına vizenin kalkmasını, mevcut durum daha ağırlaşacak, Türklerin konsolosluklardaki vize çilesi daha da artacak. Avrupa’daki terör ve mülteci korkusu önlemlerin ve şartların daha da artmasına yol açacak. Kılı kırk yarmaya başlayacak.

Zaten kucağımızı açtığımız Suriyelilerin çoğu, bizimkini değil Avrupa’nın kucağını tercih ediyor. Türkiye’yi bir atlama tahtası olarak kullanmak istiyorlardı. Alırlarsa bu kez Türk vatandaşlığını kullanmak isteyecekler.

Avrupa ülkeleri de bunu çok iyi biliyor.

Aynı durum ABD açısından da geçerli olacak.

Böyle bir gelişmenin, Türkiye ile AB arasında son derece isteksiz ve yavaş yürüyen üyelik müzakerelerine de olumsuz etkileri olacak. Avrupa’daki Türkiye karşıtları inanılmaz bir koz edinecek.

Türkiye ve vatandaşları, içerde ödeyeceği faturaya ilave olarak, AB ve ABD ile ilişkilerinde de ciddi bir bedel ödeyecek.

Yani olan yine Türk vatandaşlarına olacak.