Virüs bilimci Prof. Dr. Selim Badur, Koronavirüs aşılarına ilişkin koruyuculuk, etki tartışmalarında dile getirilen komplo teorilerine itimat etmemek gerektiğini dile getirdi. Aşıların hangi ülkenin üretimi olduğunun bir önemi olmadığını belirten Badur, aşı üretiminde kullanılan teknolojilerin de etki konusunda bir şey ifade etmediğini dile getirdi.
Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Badur, Koronavirüse ilişkin aşı tartışmalarını, Türkiye’nin aşı politikasını ve aşıya ilişkin dünyada yaşanan son gelişmeleri Şirin Payzın’a yorumladı.
"Çin aşısı, Alman aşısı veya ABD aşısı, önemli değil"
Aşıları, Çin aşısı, Alman aşısı veya ABD aşısı diye sınıflandırmanın doğru bir yaklaşım olmadığını ifade eden Prof. Badur, hemen hemen hepsinin ciddi bir yan etkisi bulunmadığını söyledi. Aşıların uzun vadede nasıl bir yan etki yaratacağına ilişkin bir veri bulunmadığını belirten Badur, “Aşı üretiminde kullanılan teknolojinin yeni olmasının da bir önemi yok. mRNA aşısına göre inaktif aşının yan etkisinin daha az olacağını, koruyuculuğunun daha fazla olacağını düşünüyorum. mRNA aşısı yeni bir teknoloji ama bu yeniliği daha iyi aşı olmasını sağlamıyor. Hızlı ve bol üretilebilir olmasıyla bir avantaj yaratıyor” dedi.
mRNA aşısının insan DNA’sına etkileri olduğuna ilişkin tartışmalar için “komplo teorisi” diyen Badur, “mRNA aşısının insan genetiğine girip değişime neden olabileceği gibi komplo teorilerine hiç rağbet etmemek gerekiyor” diye konuştu.
"Aşı karşıtları ikna edilmeli"
Aşı karşıtlarının ikna edilmesinin de Koronavirüs'e karşı başarı elde etmede önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Badur, “Aşı karşıtlığı ülkeye ve kültüre göre değişiyor. Ülkemizde çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen kişi sayısı 26 bini geçti. Türkiye’de son 5 yılda aşı karşıtlığı arttı. Hekimler insanları aşıya ikna etmede kilit konumda. Biz belirli bir oranda insanı aşılayamazsak yıllarca maske ile gezer, sorun devam eder” dedi.
Türkiye’de 16 aşı projesi olduğunu, bu çalışmalarda hemen hemen bütün tekniklerin kullanıldığını belirten Badur, “Ancak ülkemizde aşı hazırlanması konusunda bazı sorunlar var. Nisan ayında başlayan çalışmalar için ABD’den denekler yeni geldi. Bazı arkadaşlarımız kullanacağı malzemeleri bile temin etmekte zorlanıyor. Hammaddeye bu kadar bağımlıyken çalışmaların kolay olmayacağını düşünüyorum ” dedi.
"TTB mayıs ayından beri ne dediyse birebir çıkmıştır"
Türkiye’nin Koronavirüs'le mücadelede şeffaflık ve doğru mesaj verme konusunda eksiklik yaşadığını belirten Prof. Badur, Türk Tabipleri Birliği'nin uyarılarının dikkate alınmamasını eleştirdi. Türk Tabipleri Birliği’nin iktidar tarafından “neredeyse vatan haini” ilan edildiğini ifade eden Badur, “Onların sesine kulak verilse iş biraz daha doğru dürüst giderdi. TTB mayıs ayından beri ne dediyse birebir çıkmıştır. Otorite yanıldı, insanları yanlış yönlendirdi” diye konuştu.
Prof. Badur, Türkiye'deki gidişat için de "Tam kapanma olmadan pandeminin üstesinden gelemeyiz" dedi.