Videoröportaj

Yüzbinlerce kamu çalışanını temsil eden UNİSON Sekreteri: Türkiye'de mücadele eden sendikacıların temel sendikal hakları ihlal ediliyor

“Eğer bir ülke sendikacılarına yönelik bir baskı uyguluyorsa özgür bir ülke olarak adlandırılamaz”

05 Temmuz 2022 16:07

Özgür Zeren / Ankara

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticilerinin yargılandığı davada tutuklu sayısı 2’ye yükseldi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada SES eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden tutuklu olarak yargılanırken pazartesi (04.07.2022) günü yapılan son duruşmada sendikanın mevcut Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de tutuklanmasına karar verildi.

Davayı izlemek için Ankara’ya gelenler arasında Avrupa Kamu Hizmet Sendikaları Federasyonu (EPSU), Fransa’dan Genel Emek Sendikası (CGT) ve İngiltere’nin en büyük kamu sendikası olan Kamu İşçileri Sendikası’ndan (UNİSON) temsilciler vardı.

T24'ten Özgür Zeren'e konuşan UNİSON Genel Sekreteri Christina McAnea “Türkiye'de mücadele eden sendikacıların temel sendikal hakları ihlal ediliyor" dedi.

SES'le uluslararası dayanışma

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticilerinin yargılandığı davada tutuklu sayısı 2’ye yükseldi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada SES eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden tutuklu olarak yargılanırken pazartesi (04.07.2022) günü yapılan son duruşmada sendikanın mevcut Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de tutuklanmasına karar verildi. 8 sendika yöneticisinin “örgüt üyeliği”, “örgüt yönetmek” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davayı izlemek için Ankara’ya gelenler arasında Avrupa Kamu Hizmet Sendikaları Federasyonu (EPSU), Fransa’dan Genel Emek Sendikası (CGT) ve İngiltere’nin en büyük kamu sendikası olan Kamu İşçileri Sendikası’ndan (UNİSON) temsilciler vardı.

UNİSON Genel Sekreteri Christina McAnea dayanışma için Ankara’ya geldiklerini söylerken “eğer bir ülke sendikacılarına yönelik bir baskı uyguluyorsa özgür bir ülke olarak adlandırılamaz” dedi.

Ankara’da bugün izlediğiniz davanın önemi nedir?

Bugün Ankara’ya SES sendikasının bir önceki eş genel başkanı Gönül Erden ve diğer sendikacı arkadaşlarımızın sendikal faaliyetler yürüttükleri için karşılaştıkları terörizm suçlamasıyla ilgili dava kapsamında geldik. Ve üyelerinin haklarını korumak için elinden geleni yaptılar ve bu nedenle devlete karşı suç işleme iddiasıyla tutuklanma riskiyle karşı karşıya kaldılar. Bugün burada bulunmamızın sebebi bu sendikacılar demokrasi için gerekli bir kesimdir ve yine kamu hizmetlerinin demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gereklidir. Adalet ve eşitlik için çok önemli bir işleve sahiptir sendikalar. Tabii ki bir sendika, eğer bir ülke sendikacılarına yönelik bir baskı uyguluyorsa özgür bir ülke olarak adlandırılamaz.

Türkiye’deki sendikal hareketler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye büyük ve harika bir ülke. Türkiye halkları sendikal hakların özgür bir biçimde uygulanmayı hak ettiği bir ülke. Türkiye ile Birleşik Krallık arasında uzun ve yakın ilişkiler var. Türkiye’de birçok kişinin İngiltere’de akrabası var. İş yapan birçok kişi var, İngiltere’den Türkiye’ye gelen pek çok kişi var tatil için geliyorlar ve tabii burada sendikal hakların kullanılmasının normal olduğu varsayılıyor. Bu yüzden İngiltere’deki sendikacıların kullandığı hakların Türkiye’de de kullanılması gerekir. Bu bizim için son derece önemli. Ben şöyle değerlendiriyorum; Türkiye devleti hükümeti sendikacılara yönelik adil bir biçimde davranmıyor. Sendikacıları cezaevine koyuyor, mahkemede yargılıyor ve haksız iddialarla yargılanıyor. Bu kişilerin adalete eşitliğe erişimi yok. Benim işimin bir parçası da İngiltere’deki en büyük sendikanın genel sekreteri olarak işimin bir parçası da buradaki arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza, meslektaşlarımızla dayanışla içinde olmak. Ve arkadaşlarımın dayanışma duygularını getirdim. Sadece benim sendikamın temsil ettiği 1 milyon 300 bin üyemizin değil, İngiltere genelindeki toplam 7 milyon sendikalı üyenin dayanışmasını getirdim. Bu sendikacıların tamamı burada yaşananlarla ilgili dayanışma duygularını iletiyorlar, Gönül Erden ve aynı adaletsizliğe uğrayan tüm meslektaşlarımıza, arkadaşlarımıza dayanışmalarını iletiyorlar. Bugün kendisinin tahliye edilmemesinden son derece üzüntü duydum ve bu konuyla ilgili kendisinin davasıyla ilgili kampanyamızı yürütmeye devam edeceğiz ve Gönül Erden ve diğer kişilerle ilgili kampanya yürütmeye çalışacağız ve İngiltere’deki işçilerin ve sendikalarının desteğine sahip olduklarını belirtmem gerekir.

Türkiye’yi ne zamandan beri takip ediyorsunuz, dikkatinizi çeken neydi?

Unison, Türkiye’yi çok yakından takip ediyor 2015 yılından bu yana ve bunlar olağanüstü hal döneminde devam etti, insan hakları ve demokrasi alanında büyük bir gerileme olduğunu gördü. 120 binden fazla kamu çalışanının kesin bir biçimde kamudan ihraç edildiğini biliyoruz ve bu kişilerin ihraç edilme gerekçeleri de bilinmiyor. Bu durumun da tabii insanların yaşamı üzerinde büyük bir etkileri oldu, ailelerin üzerinde etkileri oldu. Biz Türkiye’yi şu yüzden takip ediyoruz, çünkü Türkiye halklarının, insan haklarını uygulaması gerekir ve Türkiye’yi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin insan haklarını uygulamaması nedeniyle hesap verebilir olması gerekir. Bu sadece biz değiliz tabii ki, Birleşmiş Milletler, İLO ve diğer uluslararası organlar da Türkiye’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yakından takip ediyor. Sendikalara yönelik ihlalleri yakından takip ediyor. Bu önemli, bunların tüm dünyada farklı ülkelerde de yaşandığını biliyoruz. Biz onları da takip ediyoruz. Mesela Filistin’i takip ediyoruz, Kolombiya’yı takip ediyoruz. Türkiye’nin bu pozisyonda olmaması gerekir. Bizim için öncelikli bir ülke listesinde. Ama şunu biliyoruz Türkiye halkları insan haklarını, sendikal hakları rahatlıkla kullanmayı hak eden bir ülke. Ve bu konuda insanların çıkarlarını koruması sendikaların doğal bir adeti ve bunun devam etmesi gerekir. O yüzden hakları için ayağa kalkan sendikacılar, mücadele eden sendikacılar yargılanıyor, sorgulanıyor ve haksız iddialarla mahkeme önüne çıkarıyor. Temel insan hakları ihlal ediliyor. Temel sendikal haklar ihlal ediliyor.

Kadın hakları üzerine de çalıştığınızı biliyorum. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışına ilişkin süreci takip edebildiniz mi? Bu durumu insan hakları bağlamında nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim Dünyanın farklı yerlerindeki sendikacı dostlarım gibi ben de Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin İstanbul Sözleşmesinden imzasını geri çekmesinden büyük bir üzüntü duydum. Hayrete düştüm. Türkiye gibi bir ülkede kadınların haklarını kullanabilmesi gerekir. Herhangi bir şiddetten, herhangi bir tehditten uzak bir hayat sürebilmeleri gerekir. Haklarını kullanabilmeleri, her konuda görüşlerini ifade etmeleri gerekir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin İstanbul Sözleşmesini tekrardan imzalaması gerekir. Bu konuyu kendi hükümetimiz nezdinde de Birleşik Krallıktaki hükümetimiz nezdinde de gündeme getireceğiz.  Aynı zamanda da uluslararası sendikal hareket içerisinde de dostlarımızla birlikte dünyanın her yanında bu konuyu gündeme getireceğiz. Uluslararası bir çalışma yürüteceğiz. Bu konudaki karar yanlış. Sözleşmeden çekilmek yanlış bir karar. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi yanlış.  Biz bu konuda aktif bir biçimde kampanya yürüteceğiz. Unison’daki sendikaların üyeleri olarak bu konuda çalışmalar yürüteceğiz. Ve burada kadın haklarıyla ilgili konuşmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.