Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce yaptığı açıklamalarla bazı ezberleri bozmuştu.
O dönem televizyonda kendisine ilk ben söz vermiştim ve büyük ilgi toplamıştı. Demokrasi, temel haklar, Kürt sorununun çözümü konularındaki açılımları, mesajları muhafazakâr bir liderden duymaya alışık olmadığımız türdendi. Yerel seçimler öncesi bir kez daha buluştuk Temel Karamollaoğlu’yla.
AKP, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başta 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere Erdoğan’ın eski yol arkadaşları ve seçim güvenliği konularında önemli tespit ve açıklamalaru var Karamollaoğlu’nun.
Örneğin, “Abdullah Gül ve diğer Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarının seslerini yükseltmeyerek hata yaptıklarını, üzerlerine gelinmesinden kortukları için konuşamadıklarını, ancak yanlışlara ‘yanlış’ demeleri gerektiğini” vurguluyor.
“Tek parti döneminin bile ötesine geçtik”diyen Karamollaoğlu’na göre “AK Parti öbür dünyayı çoktan bıraktı bu dünyada bile hesaba çekilmekten korkuyor.”
SP lideri; AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmasına rağmen TBMM Başkanlığı’ndan istifa etmeyen Binali Yıldırım’ın seçimi kazanamama endişesinden bahsederken “Bunun hesabı bugün sorulmazsa öbür dünyada sorulur” diyor.
AKP’nin “bütün seçim sandıklarına doğrudan doğruya müdahale edebilecek bir güce sahip” olduğuna, “sandık listelerine hayali seçmenlerin yazıldığına” curgu yapan Karamollaoğlu, seçmenleri oy kullanırken düşünmeye davet ediyor. Karamollaoğlu’na göre tabanını ve gençleri tatmin edemeyen AKP’nin oyları yüzde 30’lara düşmüş durumda. İnsanların, “Sen Müslümanım diyorsun, sonra İslam’ın emrettiği adaletten “İçerdeki çürümenin dışardan gelecek tehlikeden daha tahripkâr olduğunun” altını çiziyor.
Saadet Partisi’nin maddi destek sorununa özellikle değindi ve eskiden destek verenlerin bugün hiç ilgilenmediğini, destek istemek için yaptığı çağrıların boşa çıktığını söyleyen SP lideri, “Sıfıra sıfır, elde var sıfır” diye tanımlıyor durumlarını.
Manevi destek verenlerin, değişim isteyenlerin korktuklarını, korkutulduklarını söylüyor.