Videoröportaj

LGBTİ+ çocuğu olan aileler anlatıyor: Çocuğumu dövüp, sokağa atsam hatta öldürsem aileyim ama onu benimsediğimde aile olmuyorum

22 Temmuz 2019 00:19
Damla Uğantaş

Türkiye'de her yıl Haziran ayında düzenlenen LGBTİ+ Onur Haftası ve haftanın sonunda gerçekleşen Onur Yürüyüşü, 2015 yılından bu yana valilik tarafından yasaklanıyor, polis müdahalesine sahne oluyor. Bu yıl Onur Yürüyüşü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesinin hemen ardından 30 Haziran tarihinde gerçekleştirilmek istendi ancak seçim atmosferinin de etkisiyle, Onur Yürüyüşü’nü ve cinsel yönelimleri hedef alan söylemler, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a uzanan silsilede, üst düzey isimlerden ve tonu giderek sertleşen üslup ile dile getirildi.

Yine bu yıl önceki yıllardan farklı olarak pek çok belediye, Twitter hesaplarından LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne destek verirken, bir başka grup belediye ise Onur Yürüyüşü’ne karşı #AilemizHerŞeyimiz etiketiyle mesajlar paylaştı. Tartışmalar 2011 yılında imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması talebinin dile getirilmesine dek uzandı. Peki LGBTİ+ çocuğu olan aileler bu tartışmalar karşısında neler hissediyor, ne düşünüyorlar?

Konuya ilişkin sorularımızı yöneltmek üzere LGBTİ+ çocuğu olan ailelerin bir araya geldiği LİSTAG Derneği’nde LİSTAG’tan Züleyha, Neşe, Günseli ve Ankara Gökkuşağı Aile Grubu’ndan Atilla ile buluştuk. Çocuklarının cinsel yönelimleri konusunda kendilerine ne zaman açıldığından, her sene kortej halinde katıldıkları Onur Yürüyüşleri’nin kendileri için ne anlam ifade ettiğine, siyasi ve dini temsilcilerin açıklamaları karşısında ne hissettiklerinden, aile kavramına yönelttiğimiz soruları kişisel deneyimlerini paylaşarak yanıtladılar.