T24 Video
Zeynel Nihadioğlu, kardeşi depremzede Tahsin Nihadioğlu'nun önce polis şiddetine uğradığını, ardından trafik kazası sonucu öldüğünü söyleyerek "Bizler aile olarak ne işkencenin kazanın üstünü örtmesini ne de kazanın işkencenin üstünü örtmesini istiyoruz. Üç günde hayatı karartılan depremzede bir işçinin ölümüne sebep olanlar yargılanmalıdır” diye konuştu.
Zeynel Nihadioğlu, yaptığı basın açıklamasında, kardeşinin ölümü ile ilgili iddiaları dile getirerek adalet istedi.
Ölen kardeşinin Hatay Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı’na bağlı HATAY İMAR A.Ş isimli taşeron firmada temizlik işçisi olarak çalışmakta olduğunu söyleyen Nihadioğlu, şu iddialarda bulundu:
“Kardeşim Tahsin Nihadioğlu, 13 Şubat 2023 günü hasarlı olan evine eşya almak için uğradı, çıkışında da asker üniformalı kişilerce “şüpheli” kişi olarak durdurularak; darp edildi, küfür ve hakaretlere maruz kaldı. Ardından bu asker üniformalı kişilerce ters kelepçe yapılan kardeşim, dakikalarca ağır darp ve hakarete maruz kaldıktan sonra, Hatay’a geçici görevlendirme ile gelen 34 plakalı resmi polis aracına teslim edildi. Aynı işkence resmi polis aracında da devam etti. Görevli kolluk kimlik kontrolü yapma zahmetine katlansaydı onun o mahallede, o sokakta doğup büyüdüğünü elbette anlayacaklardı. Fakat kolluk burada görevini kötüye kullanmayı tercih etmiştir. Kardeşim Tahsin Nihadioğlu, yaşam alanı kurulan Sevgi Parkı’na gittiğini orada onu yakınımız Halil Yakut’un beklediğini ifade edince polis, yakınımız Halil Yakut’u da şüpheli kategorisine sokarak, Sevgi Parkı’na ulaşır ulaşmaz Halil Yakut’a da aynı muameleyi yaptı. Milletvekili Barış Atay’ın da müdahalesiyle yok yere işkenceye maruz kalan ve bölgede tanınan bu iki kişi serbest bırakıldı. Tüm bunlar olurken resmi bir gözaltı işlemi ise olmadı.”
Serbest bırakıldıktan sonra kardeşi Tahsin Nihadioğlu’nun o dönem bir televizyon kanalına verdiği röportajda yaşadıklarını anlatarak, suç duyurusunda bulunacağını açıkladığını aktaran Zeynel Nihadioğlu, şöyle devam etti:
“İşkence olayının geniş çaplı duyulmasının ardından Belediye apar topar kardeşimi izne çıkardı. 15 Şubat günü şehri terk etmek üzere yola çıkan kardeşime, Kırıkhan’a bağlı Topboğazı mevkiinde karşıdan karşıya geçerken de Koç Holding’e ait Otokoç’a ait Selim Çamdibi isimli şahsın kullandığı aracın çarpması sonucu ağır yaralandı. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan kardeşim Tahsin, buradan da Adana Şehir Hastanesi’ne sevk edildi, 20 Şubat 2023 tarihinde de hayatını kaybetti. Şoför Selim Çamdibi, 15 Şubat günü yaşanan kazanın hemen ardından Topboğazı Jandarma Karakolu'nda bir süre misafir edildi. 20 Şubat günü kardeşim Tahsin Nihadioğlu’nun vefatından sonra da yine kısa bir gözaltı işleminden sonra savcılığa çıkarılmasına dahi gerek duyulmadan serbest bırakıldı.”
“Madem görüntü yok kardeşlim neye göre kusurlu bulundu?”
Trafik polisinin kaza yerinde tuttuğu ilk raporunda kardeşinin yüzde yüz kusurlu olduğuna kanaat getirdiğini, şoför Çamdibi’nin ise 50-60 kilometre hızla gittiğini, kardeşimi karanlık nedeniyle göremediğini iddia ettiğini söyleyen Zeynel Nihadioğlu, “Oysa kardeşimin vücudunda kırılmadık kemik kalmamıştı. Bu, otopsi raporuyla da belgeli. Otopsi raporu sürücünün sürüş hızıyla ilgili bir fikir vermektedir. Hatay Kırıkhan Topboğazı Jandarma Karakolu’nun neredeyse önünde gerçekleşen bu kazada jandarma görüntü ve tanık olmadığını iddia etti. Bütün bu kameralara rağmen üstelik trafik akışının yoğun olduğu bir bölgede jandarmanın görüntü ve tanık yok demesi Otokoç lehine tek taraflı davrandığına işarettir” iddiasında bulundu.
“Adli tıp raporu olmadan ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararı çıktı”
Avukatlar aracılığı ile hukuksal yollara başvuru yaptıklarını, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kollukla ilgili soruşturma başlatarak, tarafların ifadesine başvurduğunu anlatan Nihadioğlu, şöyle konuştu:
“Henüz aile bireylerinin ve tanıkların tamamının ifadesi alınmamasına rağmen Hatay Valiliği soruşturmaya izin vermedi. Adına kaza dedikleri cinayetle ilgili 07.06.2023 tarihinde Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı tespit tutanağına göre “şüphelinin kusurunun bulunmadığı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Bu karar, Adli Tıp Kurumu raporu ile bilirkişi raporu olmadan bu karar verildi. Bir yılı aşkın bir süre sonunda itirazımız değerlendirildi. Hatay Kırıkhan Sulh Ceza hakimliği “etkin soruşturma” yapılmadığı gerekçesiyle, ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair kararın kaldırılmasına nihayet karar verdi. Tabii bu geçen zaman diliminde deliller ne kadar kalacak bilmiyoruz. Bizler aile olarak ne işkencenin kazanın üstünü örtmesini ne de kazanın işkencenin üstünü örtmesini istiyoruz. Üç günde hayatı karartılan depremzede bir işçinin ölümüne sebep olanlar yargılanmalıdır.”