Kabil Havalimanı için ABD ve Türkiye arasında yapılan görüşmeleri ve ABD’den Türkiye’ye heyetin masaya yatıracağı konuları değerlendiren T24 dış politika yorumcusu Barçın Yinanç, heyetin öncelikle askeri ayrıntıları netleştirmek üzere geldiğini ifade ederek “Ankara’nın özellikle ülkeden çıkmaktan olan NATO ve ABD güçlerinin silahlarını geride bırakması ve ikinci bir konu olarak tahmin ediyorum, emir-komuta, yetki paylaşımı olacaktır” dedi.
T24 dış politika yorumcusu Barçın Yinanç ve M. Kaan Kurtuluş, Kabil Havalimanı için ABD ve Türkiye arasında yapılan görüşmeler, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri ve göçmen yardımı anlaşması, İran ve Ermenistan seçimlerinin Türkiye'ye etkisi ve dış politikadaki önemli gelişmeleri 'Dış Politika İle İçli Dışlı'da yorumladı
“İktidar, Afganistan konusunda muhalefetin eleştirilerini kendi lehine de kullanabilir”
Muhalefetin Türkiye’nin Kabil Havalimanı konusunda endişelerini hatırlatan Yinanç, TBMM’nin geçtiğimiz sene Afganistan’daki Türk askeri varlığının 2022’ye kadar uzatılmasına dair bir aldığını dile getirdi. Yinanç, “Muhalefet tabi ki endişelerini dile getirmekte haklı. Bu endişelerini ne kadar yüksek sesle dile getirrirse aslında bakarsanız Türk müzakere heyetinin elindeki müzakere gücünü de yükseltir. Çünkü bazı noktalarda iktidar en azından Amerika’ya ‘muhalefet tarafından sıkıştırılıyorum, bana daha fazla güvence vermeniz gerekir’ diyerek muhalefetin eleştirilerini kendi lehine de kullanabilir tabi” diye konuştu.
“Reisi’nin kazanması ilk aşamada Türkiye açısından olumlu değil”
İran ve Ermenistan’da yapılan seçimlere ilişkin değerlendirmede İran’ın vekalet savaşlarına ve Suriye’deki politikalarına dikkat çeken Yinanç, İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden galip çıkan İbrahim Reisi’nin sertlik yanlısı olduğunu hatırlatarak “Böyle bir sertlik yanlısı liderin gelmesi bize İran’ın bölgesel politikalarını benzer şekilde devam ettireceğinin işaretini veriyor. Bu tabi ilk aşamada Türkiye açısından olumlu değil” dedi. ABD ile İran arasında nükleer programın müzakerelerinin bu değişimden çok etkilenmeyeceğini düşündüğünü dile getiren Yinanç, “Ankara ABD-İran arasındaki ilişkileirn yumuşaması taraftarıdır her zaman. Bu uzlaşma sonucu İran’a yaptırımların kaldırılması Türkiye açısında özellikle ticari anlamda çok önemli bir boyut” yorumu yaptı.
Ermenistan’daki seçimlerde Nikol Paşinyan’ın seçimleri kazanmasının Türkiye açısından olumlu olduğunu ifade eden Yinanç, “Paşinyan’ın en büyük rakibi Robert Koçaryan, iktidarı alması durumunda Azerbaycanla yapılan anlaşmaları tekrar müzakereye açma vaadinde bulunmuştu” dedi.
“Rusya’dan gelişler, Avrupa’ya seyahatlerde yeni kısıtlamalar gelmesine yol açabilir”
Rusya’daki Koronavirüs mücadelesinde ciddi problemler olduğunu, vaka sayılarının yükseldiğini ve bunların çoğunun ’delta’ varyantı olduğuna dikkat çeken Kaan Kurtuluş, Rusya’da hastanelerin doluluk oranına dikkat çekerek böyle bir ortamda Rusya’dan Türkiye’ye gelecek turistlerin yaratacağı riske dikkat çekti.
İngiltere’nin hala Türkiye’yi kırmızı listede tuttuğunu, Avrupa ülkelerinin bazılarının giriş şartlarını sıkılaştırdığına dikkat çeken Yinanç ise “Rusya’dan yapılan bu gelişler, tekrar Avrupa’ya seyahatlerde ekstra yeni kısıtlamalar gelmesine yol açabilir” dedi. Yinanç, diplomatların Türkiye’deki salgın koşullarının iyileştiğinin farkında olduğunu ancak Türkiye üzerinden Avrupa’ya giden 3. ülke vatandaşlarının yarattığı riskin endişe yarattığını ifade etti.
“AB göçmenler için vereceği yardımı doğrudan verme konusunda tereddütlü”
AB Zirvesi’nde mülteci mutabakıtının yenilenmesinin gündeme geleceğini ve Türkiye’ye 3,5 milyar dolarlık bir fon sağlanabileceğini söyleyen Kurtuluş, zirvenin sonuç bildirgesinde Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasıyla ilgili bazı ifadelerin de yer alabileceğinde dair haberleri hatırlattı.
Yinanç ise Reuters’ın Türkiye’nin verilecek olan maddi desteğin dorğudan kendisine verilmesini istediğine dair haberini hatırlatarak “Ancak AB bu konuda tereddütlü. Malum Türkiye’de suç örgütü liderinin ifşaatları doğrultusunda bu kadar yolsuzluk haberleri bu kadar havada uçuşurken zannediyorum AB bu maddi yardımı doğrudan vermek yerine hükümet dışı örgütler aracılığıyla vermek istiyor. Ancak Türkiye’nin de şu noktada itirazında haklılık pay yok değil. Eğer 10 euro verilmişse raya giren kuruluşlar nedeniyle o 10 euronun 8’i eriyip gidiyor” dedi.