Trajedilerimizin komedyeni: Cem Yılmaz; meşrutiyetten 'meşhuriyet'e Britanya'da kraliyet temaşası; Saray-cemaat buluşması: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsmailağa Cemaati'ne yaptığı ziyaretin anlamı...
Seden Mestan sordu, Tayfun Atay yorumladı.
Atay, Seden Mestan'ın, Karakomik Filmler serisinin ikinci bölümünün vizyona girmesini belirtmesi üzerine filme ilişkin değerlendirmede bulundu. Cem Yılmaz'ın 'trajedileri komediye vurduğunu' ifade eden Atay, "Bu serinin önceki çalışmalardan en önemli farkı bu memleketin insanının hikayesini çok daha gerçeğe değer ve fanteziden bir parça arınmış halde bize sunmasıdır" değerlendirmesini yaptı.
"Cem Yılmaz bizim Chaplin'imiz" diyen Atay, Cem Yılmaz'ın mizacını Şarlo/Charlot karakteriyle tanınan ünlü oyuncu ve yönetmen Charlie Chaplin'le ilişikli olarak ele aldı. Atay, "Chaplin bütün dünyayı güldürüyordu, Cem de bütün Türkiye'yi güldürüyor; Chaplin de Cem de güldürürken duygulandıran, hüzünlendiren, ve düşündüren ve politik motivasyonu olan komedyenler" yorumunu yaptı.
Atay, İngiliz Kraliyet Ailesi'nde krize neden olan ve gündemden düşmeyen Sussex Dükü Prens Harry ve Düşes Meghan Markle'nin Kraliyet Ailesi'ndeki resmi görevlerinden ayrılma kararını ve akabindeki gelişmeleri de yorumladı.
Saray'ın tüketim kapitalizmi bünyesinde Birleşik Krallık'ta bir külfetten çok nimete dönüştüğü değerlendirmesini yapan Atay, Kral I. Charles (17. Yüzyıl) döneminden itibaren bugüne kadar olan süreçte Britanya Kraliyet Ailesi'ndeki değişen dinamikleri anlattı.
Kraliyet'in sembolikliğine vurgu yapan Atay, "Meşrutiyetten 'meşhuriyet'e geçtiğimiz bir hayatın içerisinde, Kraliyet bir tüketim metası olarak kültür endüstrisinde değerlendirilir hale gelmiştir" dedi.
Prens Harry ve Düşes Meghan'ın kararına ilişkin de değerlendirmede bulunan Atay şunları söyledi:
"Tabloya baktığınızda simülasyondan ibaret hale gelmiş Britanya monarşisinin içinde, bu sahteliğin dışında kalma yolunda bir tercihte bulunmuş gözüküyorlar. Bu tercihleri anlaşılır. Monarşinin magazinelleştiği bir noktadayız, gücün medyada olduğunu görmek zorundayız. Böyle bir sürecin içinde yer almak, öne çıkma ihtimalleri olmayan çiftin, yeni bir hayat arayışına girmelerine yol açtı."
Atay, son olarak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçtiğimiz hafta İstanbul-Fatih'teki İsmailağa Cemaati'ne ziyaretini yorumladı. Atay, 'bugünün Türkiye'sinde tarikatların hedefinin maneviyattan maddiyata dönüştüğüne dikkati çekti.
Erdoğan'ın ziyaretini, yapılıp yapılmaması tartışamalara neden olan Kanal İstanbul projesine karşı oluşan kamuoyundan ve AKP'nin içindeki kırılmalar sonucu ortaya çıkan yeni partilerden hareketle değerlendiren Atay, şunları söyledi:
"İsmailağa Türkiye'de büyük bir ağa sahip. İsmailağa önderleriyle konuşarak bir tutunum çabası sağlanmaya çalışıldığını düşünmek mümkün. Ayrıca, dindar muhafazakârları kendine çekmek isteyen yeni oluşumlar var, buna karşılık bir 'yoklama ziyareti' de diyebiliriz."