T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu, haftanın hak ihlâllerini değerlendirdiği '5 Dakika Adalet'te bu hafta 103 insanın hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Katliam'ı davasını, 12 yaşındaki Uğur kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın davasını ve gelecek hafta görülecek olan Tahir Elçi davasını değerlendirdi.
-103 insanın hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının duruşması gerçekleşti. Mahkeme saldırıda yaşamını yitiren 9 yaşındaki Veysel Atılgan ve babası İbrahim Atılgan’ın ölümü nedeniyle ailesine 1 milyon lira tazminat ödenmesine hükmetti. Gerekçe ‘istihbarat alınmasına rağmen gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması’ olarak açıklandı. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, saldırı sonrası yaptığı açıklamada ‘önlemlerin alındığını ancak ‘kokteyl bir terör saldırısına’ karşı yapacak bir şey olmadığını’ söyleyerek istihbarat alındığına yönelik iddiaları da yalanlamadı. İçişleri Bakanlığına ait müfettişler yaptıkları soruşturmada, Ankara Emniyeti’ne IŞİD’İn eylem yapacağı bildirilmesine rağmen herhangi bir önlem alınmadığını açığa çıkarmıştı. Savcılık Ankara Valiliği’nden soruşturma açmak için izin istedi ancak Valilik, ‘soruşturmaya yer olmadığı’ gerekçesiyle izin vermedi. Savcılığın Valilik kararına itiraz etmemesi üzerine davada karar kesinleşti ve hiçbir kamu görevlisine soruşturma açılmadı. Bütün bu nedenlerle Veysel Atılgan ve babası İbrahim Atılgan’ın ölümü için verilen tazminat cezalarının kimin suçu olduğu belirsiz kaldı.
-10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın diğer mağdurları arasında yer alan ve saldırıda kızını ve eşinin kardeşini kaybeden HDP Suruç Belediye Eş Başkanı Hatice Çevik, görevden alındı. Yerine kayyum atanan Çevik, daha sonra tutuklandı. Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik HDP adayı olarak girdiği 31 Mart’taki yerel seçimde yüzde 59,38 oy almıştı. Çevik’in tutuklandığı dosyanın içeriği ile ilgili ayrıntılı bir bilgi yok.
-12 yaşındaki Uğur kaymaz (13 kurşunla) ve babası Ahmet Kaymaz 21 Kasım 2004’te Mardin’in Kızıltepe ilçesinde evlerinin önünde öldürüldü. Babasının çatışmaya girdiği Uğur’un da kalaşnikof silahla polise saldırdığı iddia edildi ancak sözünü ettikleri silah neredeyse Uğur’un boyu kadardı. 13 mermi ile öldürülen Uğur’un sırtında sıralı mermi izi bulunuyordu. Kamuoyu baskısıyla savcılık 4 polis hakkında Uğur’un öldürülmesine yönelik dava açtı. Dava farklı mahkemelere sevk edildi ve beraat ile sonuçlandı. Meşru müdafaa kapsamına sokulan dosya gereği kimse ceza almadı. AİHM bu dosyadan Türkiye’yi tazminata mahkûm etti. Anayasa Mahkemesi ise yeniden yargılama kararı vermek yerine AİHM’in takdir hakkını kullandığını belirterek dosyayı kapattı. Yargı süreci yeniden AİHM’e taşındı. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen ceza alan kimse olmadı. Dava ile ilgili yeni bir gelişme de yaşanmadı.
-Uğur Kaymaz davasının da avukatı olan eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin Sur'da öldürülmesinin üzerinden 4 yıl geçti. Dosyada herhangi bir gelişme yok. Diyarbakır Barosu İngiltere'de uzman bir kuruluşla anlaştı. Saldırı anını kare kare gösteren bir simülasyon hazırladı. Görüntüler Elçi'nin bir polis kurşunuyla öldürüldüğünü gösteriyordu. Bu rapor savcılığa da verildi. Ancak herhangi bir işlem yapılmadı. İçişleri Bakanlığı'nın da benzer bir rapor hazırladığı iddia ediliyor. Ama o raporu da gören yok.