Ziya Bingöl intihar etti, altın oda ve 7 trilyon borç kaldı

T24 - 1976 yılında Urfa’dan İstanbul’a geldi. Berber dükkânında çalışmaya başladı. 3 yıl sonra kardeşleri Ahmet, Mahmut ve Ramazan’ı yanına aldı. Ahmet’le Mahmut kebapçıda, Ramazan’la kendisi berberde çalışıyordu. Sonra 4 kardeş bir araya gelip ilk kebapçı dükkânlarını açtılar.Arka arkaya şube açarak büyüdüler. Muhafazakâr kesimin tanınan markası haline geldiler. En ünlü restoranları Florya’daki Ziya Şark Sofrası’ydı. Orada açtıkları ‘altın oda’ bu kesimin ilgi odağı oldu. Sonra kardeşler ayrıldı, borçlar arttı. Ziya bu yüke dayanamadı.


Bundan yıllar evvel Şanlıurfa Birecik’ten gelerek ‘Ziya Şark Sofrası’nı kuran Ziya Bingöl’ün öyküsü önceki gün kafasına sıktığı tek kurşunla son buldu. Dün Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verilen Bingöl, 70’lerde İstanbul’a çalışmaya gelmiş. İETT’de berber olarak çalışmaya başlayan Bingöl 80’li yıllarda kendi berber dükkanını açarken, Ahmet, Mahmut ve Ramazan adındaki diğer üç kardeşini de Urfa’dan İstanbul’a getirmiş. Kardeşleri Mahmut ve Ahmet Bingöl’ü kebapçıların yanına çırak olarak veren Ziya Bingöl, en küçük kardeşi Ramazan’ı yanına çırak olarak almış.


Ardından dört kardeş para biriktirmek için kolları sıvarken, akşamları da sinemalarda su ve çiklet sattılar. Sermayeleri artınca Bakırköy’de bir kebapçı dükkânı açan kardeşler Ziya Şark Sofrası’nın öyküsünü de başlattılar.



Muhafazakâr kesime ‘altın oda’



Milliyet'ten Eylem Türk'ün haberine göre Aksaray, Bayrampaşa, Kavacık’ta ardı ardına şubeler açan Bingöl kardeşler, Florya’daki Ziya Şark Sofrası ile muhafazakâr kesimin tanınan mekânı oldular.


Hatta bu kesimden zengin müşterileri için Florya’daki restoranlarının üst katında 20 ve 10 kişilik iki özel ‘altın oda’ tahsis ettiler. Bu odada tavandan koltuk süslemelerine, yemek takımından çatal bıçağa kadar her şey orijinal altın işlemeliydi.



Ayrılık  ve intihar



Ancak bu büyüme beraberinde ayrılığı getirdi. En küçük kardeş Ramazan Bingöl kendi adıyla bir restoran zinciri kurarken, Ramazan’ın büyüğü Mahmut Bingöl de kendi yoluna gitti. Ziya Şark’ın başında sadece Ziya ve Ahmet kaldı. Ziya Bingöl de 2009’da beyin kanaması geçirince işin başına kardeşi Ahmet Bingöl geçti.


Ayrılıklar Ziya Şark Sofrası’nın büyümesine engel olmadı. İstanbul ve Bolu’da yeni restoran yatırımları yapan kardeşler, krize de bu dönemde yakalandı.


Ziya Bingöl’ün sonunu hazırlayan bu süreç de böylece başlamış oldu. Ziya Bingöl’ün, piyasaya 7 milyon lira (eski parayla 7 trilyon) civarında olduğu öne sürülen borcu nedeniyle intihar girişiminde bulunduğu iddia ediliyor. Bir başka iddiaya göre ise Ziya Bingöl’ün intiharına son aylarda girdiği ağır bir depresyon neden olmuş. Gerçek sebebi ne olursa olsun, Ziya Bingöl önceki akşam 18.15 sıralarında, Florya’daki Ziya Şark Sofrası’nda intihar etti.


Ziya Bingöl, kendisine ait yazıhanesinde eşini telefonla aradıktan sonra başına bir el ateş ederek yaşamına son verdi.  58 yaşındaki Ziya Bingöl’ün cenazesi, dün Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verildi.



Cenaze ve birleşme



Ziya Bingöl’ün dün (9 Nisan 2010) Fatih Camisi’nde

kılınan cenaze namazında Mahmut, Ahmet ve Ramazan Bingöl yeniden bir araya geldi. Bu vefatın aile içindeki ayrılık sürecini de sonlandıracağı konuşulurken, bir süre önce Ahmet Bingöl’ün de bu yönde girişimde bulunduğu biliniyor. Ahmet Bingöl’ün Ramazan Bingöl ile yeniden birleşmek için iş dünyasının önde gelen isimlerini devreye soktuğu konuşuluyor.



Ramazan Bingöl: Ayrılıktan sonra işler istediği gibi gitmedi



Ramazan Bingöl, ağabeyinin intiharını bir süre önce geçirdiği beyin kanamasına bağladı. Yaşadığı ekonomik sıkıntının boyutunu bilmediğini belirten Bingöl, şunları söyledi: “Ayrılıklardan sonra işler istediği gibi gitmedi. Beyin kanaması geçirdi. Onun etkisiyle böyle bir şeye kalkıştığını tahmin ediyoruz. Ekonomik sıkıntısı kısmen vardı. Ama bu sıkıntılar böyle bir şeye neden olacak kadar değildi. 12 yıl önce oğlunu kaybetmişti. 4 gün önce görüştük. Zaman zaman ruh halinde buna tevessül edecek durumlar oluyordu. Ancak yapabilece-ğine ihtimal vermiyorduk.”