LEFKOŞA, (DHA) - YAKIN Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Finn Rasmussen zatürre ve belirtileri ile ilgili yaptığı açıklamada, iki aşamadan oluşan zatürrenin ilk aşamasında vücuttaki bakteri, virüs veya mantarların agresif şekilde yer değiştirdiğini, vücuttan mikropların temizlenmediği durumlarda ise daha ağır ikinci aşamaya geçildiğini ifade etti.
Doktorların genelde zatürreyi farklı şekilde adlandırdığını söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, enfeksiyonun bulaşma şekline bağlı olarak toplum kökenli zatürreler ve hastane kökenli zatürreler olarak ikiye ayrıldığını belirtti.
Toplum kökenli zatürrelerin adından da anlaşılacağı gibi hastane dışında geliştiğini söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, hastane kökenli zatürrelerin ise toplum kökenli zatürrelere göre daha yaygın olduğunu belirterek şunları söyledi:
\"Hastane kökenli zatürre, bir hastanın başka bir şikâyet ile hastanede olduğunda edinilendir. Hastane kökenli zatürreler genellikle daha ciddi vakalara sebep olur. Kişi zaten hasta ve hastane bakterileri de tedaviye daha dirençli olduğu için hastane kökenli zatürre olma riski artmaktadır.\"
\"ZATTÜRENİN EN YAYGIN NEDENİ BAKTERİLERDİR\"
Yetişkinlerde en yaygın zatürre nedeninin bakteriler, iki yaşından küçük çocuklarda ise genellikle grip ve solunum virüsü olan sinsiyal virüs olduğunu söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, tüberküloz ve mikoplazma zatürresi istisna olmakla birlikte bakteriyel ve viral zatürrenin çoğu türünün çok bulaşıcı olmadığını kaydetti.
Açıklamalarında zatürrenin semptomlarından da bahseden Prof. Dr. Finn Rasmussen, en yaygın semptomların öksürük, hafif ya da yüksek ateş, titreme ve bazen sadece merdiven çıkarken kendini belli eden nefes darlığı olduğunu, yaygın olmamakla birlikte özellikle yaşlı kişilerde karışıklık, aşırı terleme ve ciltte nemlilik, baş ağrısı, iştah kaybı, enerji düşüklüğü ve bitkinlik, kendini iyi hissetmeme ve keskin göğüs ağrısı ya da batma gözlenebileceğine de dikkat çekti.
\"HASSAS ÇOCUKLAR VE YETİŞKİNLERE ZATÜRREDEN KORUNMAK İÇİN AŞI ÖNERİYORUZ\"
Hafif bir nezlenin ya da boğaz enfeksiyonunun 5 yaş üstü çocuklarda ve yetişkinlerde tedavi gerektirmediğini, 5 yaş altı çocuklarda veya yaşlı kişilerde ise hayati tehlike teşkil edebildiğini ifade eden Prof. Dr. Finn Rasmussen şöyle devam etti:
\"Bu nedenle zatürrenin 5 yaş altı çocuklar için önde gelen öldürücü bir enfeksiyon olduğu, kronik hastalığı olan yetişkinlerde ise ağır semptomların gelişme riski taşıdığı akılda tutulmalıdır. Diyabet, siroz, astım, KOAH, kalp, böbrek hastalıkları ya da bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler alan kişiler, kemoterapi, radyoterapi tedavisi almış kişiler, sadece sigara içen veya fazla miktarda alkol tüketen kişiler ağır zatürre için yüksek risk grubundadır. Hekimler olarak hassas çocuklar ve yetişkinler için aşı yapınmayı öneriyoruz. Zatürreye neden olabilecek yaygın birçok organizmaya karşı aşılar bulunmaktadır. Temel olarak aşılar bağışıklık sistemini enfeksiyona hazırlar. Kişiler aşıyı yapındıktan sonra bağışıklık geliştirir ve cevap verir. Aşı yaptıran kişi bakteri ya da virüse maruz kaldığı zaman vücut artık hastalık için hazırdır. Öte yandan unutulmamalıdır ki, hiçbir aşı yüzde 100 mükemmel değildir ve bazı kişiler aşı yaptırmalarına rağmen hastalığı geçirebilir.\"
\"GRİP DÖNEMİNDE MUTLAKA BOL SIVI TÜKETMEYE DİKKAT EDİN\"
Kişinin tedbirler almasına rağmen zatürre semptomlarından birini şiddetli şekilde yaşaması durumunda gecikmeden bir doktora başvurması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, tetkik amaçlı akciğerlerin dinlenmesi, zatürre şüphesi durumlarında ise hastadan akciğer grafisi ve balgam kültürü istenmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Doktorunuz akciğer grafisi ve balgam kültürü yaptırdıktan sonra hastaneye yatışın gerekli olup olmadığını sizinle görüşecektir. Eğer zatürre bakterisi tespit edilirse antibiyotik tedavisine başlanılması önemlidir. Hastanın viral zatürresi varsa antibiyotik kullanma gereği bulunmamaktadır. Bunun nedeni antibiyotiğin virüsleri öldürmemesidir. Tedavide antiviral ilaçlar kullanılabilir. Grip evde tedavi edilebilecek bir düzeydeyse mutlaka bol sıvı almaya özen gösterilmesi gerekir. Grip döneminde hastalar meyve suyu, açık çay ve altı ile on bardak arası su arası tüketmeli, alkolden uzak durmalı, dinlenmeli, geceleri uyku sıkıntısı yaşanıyorsa gün içinde bu gereksinim giderilmelidir\" diyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, zatürre hastası olan yaklaşık yüzde 20 oranında hastanın hastanede tedavi görmek durumunda kaldığını, hastanede görülen tedavide ise hastalara sıvı, antibiyotik, damar yolu ile oksijen tedavisi ve solunum fizyoterapisi uygulandığını söyledi.
ZATÜRREDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Finn Rasmussen son olarak, yemek hazırlamadan ve yemeden önce, burun temizliğinden, tuvalet kullanımından, çocuk bezi değişiminden ve hasta kişilerle temastan sonra mutlaka el yıkamaya özen gösterilmesi gerektiğini hatırlatırken, sigaradan uzak durmanın da etkili bir korunma yöntemi olduğuna dikkat çekti.