HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 27 Mayıs’tan bu yana haber alınamayan DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'i gözaltına alan komutanın da darbe girişiminin ardından gözaltına alındığını ileri sürdü. Yüksekdağ, haber alınamayan Külter'le ilgili olarak, "69 gündür Hurşit Külter'den haber alınamıyor. Hurşit'i gözaltına alan komutan gözaltında, ona Hurşit Külter sorulmuyor" diye konuştu.
Yüksekdağ, bir yıldır avukatlarıyla görüşülmesine izin verilmeyen Abdullah Öcalan hakkında "Bir yıldır İmralı'da tecrit politikası uygulanıyor. Barışın yolu İmralı'dan geçer dediğimiz süre boyunca Türkiye'de OHAL'den ve darbeden bahsedilmiyordu. Ne zaman ki İmralı'nın yolunu kapattılar, Türkiye halkları kendilerini karanlık kaosun içerisinde buldular. Barışın yolunu açmayan, darbenin yolunu açar. İmralı'nın yolunu açın, darbenin yolunu kapatın" dedi.
Yüksekdağ, TSK içindeki bir grup cuntacı askerin gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak, "Darbeyle bize dayattıkları yıkımı AKP Saray iktidarı kendi siyasi yönelimleriyle ortaya çıkarıyor. Gücü, silahı elinde tutan bu gücü halka karşı anti demokratik uygulamalarla kullanıyorsa ortada sadece apolet farkı vardır. Sadece omuzlarında apolet yoktur, bugün bize apoletsiz bir darbe dayatılıyor hâlâ" diye konuştu.
"AKP, darbe girişimini fırsat ve ganimet bildi"
"15 Temmuz darbe girişimini AKP iktidarı mevcut siyasi iktidar bunu fırsat ve ganimet bildi" diyen Yüksekdağ, AKP'nin politikalarını eleştirerek, "Türkiye'nin sürüklendiği böylesi bir kaos ortamı içerisinde hiçbir fırsat size ganimet olmayacak. Dört bir yanı dağıtarak demokratik yöntemlerden ve anlayışlardan uzak yapacağınız her bir düzenleme bir sonraki yıkımın adımı olacak" ifadelerini kullandı.
"Liderler zirvesi diyorlar; Saray'ın düzeyi ortada"
Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından HDP'nin davet edilmediği ve AKP, CHP ve MHP'nin katıldığı Beştepe'deki liderler zirvesiyle ilgili olarak, "Ne yaparlarsa hangi adımı atarlarsa HDP hariç diyorlar. Liderlerin acilen bir araya gelmesini biz yaptık. Diyalog ve uzlaşma zemini oluşturulmasını biz önerdik ama bunu HDP'siz yapıyorlar. Zirve diyorlar aldanmayın çıkabilecekleri zirve Saray onun da düzeyi ortada" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Yüksekdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Net olduğumuz 2 şey var her türlü darbeye karşıyız ve direneceğiz. Nereden gelirse gelsin askeri vesayete karşı çıkacağımızı amasız fakatsız bir biçimde darbeye karşı net olduk. Darbenin siyaset kurumuyla sivil eliyle yürümesine de asla onay vermeyeceğiz. Darbeyle bize dayattıkları yıkımı AKP Saray iktidarı kendi siyasi yönelimleriyle ortaya çıkarıyor. Gücü, silahı elinde tutan buı gücü halka karşı anti demokratik uygulamalarla kullanıyorsa ortada sadece apolet farkı vardır. Sadece omuzlarında apolet yoktur, bugün bize apoletsiz bir darbe dayatılıyor hala. Bugün darbe siyaseti karşısında bu yıkımı ortadan kaldırmanın yolu demokratik halk hareketinin yolunu açmaktır. Ama iktidar buna hak tanımıyor.
"Darbeye karşı demokrasi hemen şiarıyla 10 ün boyunca meydanlardaydık. Ama o meydanlara çıkana kadar alnımız çatladı. Bu zamana kadar kendi taraftarları, kendi yandaşları bütün meydanları herhangi bir izne onaya tabi olmaksızın sınırsızca kullanırken böyle bir özgürlük, serbestlik alanı oluşturulurken bizler kendi seçildiğimiz illerde, seçildiğimiz kentlerde, bir basın açıklaması düzenlemek, bir miting düzenlemek için halen mücadele ediyoruz.
"Bizler 15 Temmuz öncesinde de darbelere karşı sokaklardaydık"
"Birileri 15 Temmuz’da sokağın gücünü keşfetmiş olabilir, ama bizler 15 Temmuz öncesinde de darbelere karşı sokaklardaydık. Demokrasi, özgürlük herkes için değilse siyaseti adalet yönetmiyorsa darbe zihniyeti ortadan kalkmaz. Sizin söylediğiniz en büyük yalan olur.
"İşte bugün mevcut iktidar da bu noktaya gidiyor. Bizler de bunun karşısında darbeye karşı halk gücünü ortaya çıkarmaktan demokrasiyi inşadan vazgeçmeyeceğiz. Bizler yeni yaşamın, bu ülkeye dair yeni ve iyi sözler söylemenin gücüyle hareket edeceğiz. Yeni olan sadece egemenlik ve çıkar ilişkilerini yeniden düzenlemeye başlamış olmalıdır. 15 Temmuz darbe girişimini AKP iktidarı mevcut siyasi iktidar bunu fırsat ve ganimet bildi. Türkiye'nin sürüklendiği böylesi bir kaos ortamı içerisinde hiçbir fırsat size ganimet olmayacak. Dört bir yanı dağıtarak demokratik yöntemlerden ve anlayışlardan uzak yapacağınız her bir düzenleme bir sonraki yıkımın adımı olacak.
"Diyalog ve uzlaşma zemini oluşturulmasını biz önerdik ama bunu HDP'siz yapıyorlar"
"Siyasi iktidarın açıklamalarına baktığımızda 'acaba bazı şeyler değişebilir mi' diye soruyoruz ama her seferinde beklentiler boşa çıkıyor. Ne yaparlarsa hangi adımı atarlarsa HDP hariç diyorlar. Liderlerin acilen bir araya gelmesini biz yaptık. Diyalog ve uzlaşma zemini oluşturulmasını biz önerdik ama bunu HDP'siz yapıyorlar. Zirve diyorlar aldanmayın çıkabilecekleri zirve Saray onun da düzeyi ortada. Halkların duruşunu hiçe sayarak bir siyasi zemin oluşturmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar. Bizler onlar yok saydığı zaman yok olmayız. Bu zamana kadar sayısız kez bütün iktidarlar yok sayarak vurarak devre dışı bırakmaya .çalıştılar. HDP dışındaki yapı tekleşmiş ve birleşmişler. Bugün Türkiye'de siyasetin fotoğrafı bir iktidarda olanlar var bir de fikirleri iktidarda olanlar var. Birleştirici ve bütün meclisi bu sürece dahil etmeyi unutuyorlar.
"Biz kendi güzergahımızada demokratik siyaseti demokratik birliğimizi oluşturarak ve güçlendirerek yol aldık ve yol alacağız. HDP Türkiye'nin tek muhalefet partisi ve yönetimin tek alternatifidir. Hepsi tek cephede birbirlerini onaylamaktan başka bir görevi kalmamıştır. Bakın Meclis tarihindeki en felaket günlerden birini yaşıyor. Noter kurumu görevini yapıyor Hangi demokratik kurum çalışıyor, demokrasi ve demokratik kazanımlar Meclis'te kaybetti. Meclis'i noter kurumunu oluşturuyorlar. Meclis bombalandı tutarlı darbe karşıtlığında Meclis'i merkez alan bir demokratik kurucu süreci başlatmak gerekir. ama yok bunlar Meclis'ten kaçıyorlar. Bütün kurumlar Saray'a bağlanıyor. Milyonlarca insanın oyu çöpe atılıyor. O zaman neden seçimler neden yapıldı, seçim sonuçlarını tanımayacaktınız madem bu oyuna halkı neden alet ediyorsunuz. Bakanlar Kurulu, Meclis, komisyonlar devre dışı. KHK ile ülkeyi yönetiyorlar. Böyle bir işleyiş darbeye karşı demokratik işleyiş olabilir mi? Böyle bir işleyişten yeni bir darbe çıkar. Biz bu işleyiş karşısında gerçek bir demokrasinin tüm alanlarda inşa edilmesi için görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz.
"Aldıkları her bir karar yeni sorunları beraberinde getiriyor. Son KHK'lere bakarsak, orduyu bölerek bir yerlere bağlayarak kendilerini güvence altına almaya dönük bir yöntemle hareket etmeye çalışıyorlar. Darbeden sonra yapılması gereken şeyi yapın, demokratik inşa komisyonu kurulsun. bütün partilerin etkin bir şekilde katılacağı, parlamento dışı siyasi kesimlerle dolaysız ilişkilerin olduğu halkla doğrudan ilişkili bir mekanizma kurulsun. Evet askeri kurumlar sivil siyasete bağlanmalı ama sivil siyaset de demokrasiye bağlanmalıdır. Demokrasilerde olması gereken budur. Ama Türkiye'de bütün sistemi eciş bücüş hale getirerek bir düzgün sonuç ortaya çıkarmayı başaramıyorlar. İçi boşaltılmış bir siyasetle bunu yapmaya çalışıyorlar.
"Milli birlik ve uzlaşma mesajları vermeye çalışıyorlar, tüm davaları geri çekecekler dediklerinde HDP hariç dediler. Dava çok önemli değil, sayısız davamız var, dokunulmazlığımız yok, güvencemiz yok ama bu koşullar içinde bizim için net olan şey şu; bu zamana kadar hakaretle, hileyle siyaset yapmadık. Bizi sadece bizleri yargılama liyakatine sahip olan tek güç halklarımızdır. Bizi yargılama meşrutiyetine sahip olmayan birinin davalarını çekip çekmemesinin bizim için bir önemi yok..
"Onların kurduğu birlikten dirlik çıkmaz... Bu süreçte çözümün olması için tek bir adım var demokratik inşasında kararlı olmakla olur. Başbakan "tankların şehirlerde ne işi var" diyor. Biz aylar önce Mardin'de, Diyarbakır'da, Şırnak'ta bu soruyu sorduk: Tankların şehirlerde ne işi var? Onlar sizin şehirleriniz değil mi? 1 yıldır sayısız kez uyardık tanklar şehirlerden çekilsin çağrı yaptık. Bugün Başbakan'ın bunu sormaya hakkı yoktur. Her şeyden önce tutarlı ve adil olmayı başarmak zorundasınız. Bir darbe tehdidi halen siyasi iktidar tarafından korunuyor. 1 yıldır İmralı'da tecrit politikası uygulanıyor ve sürdürülüyor. Barışın yolu İmralı'dan geçer dedik ve onu dediğimiz süre boyunca Türkiye'de OHAL'den ve darbeden bahsedilmiyordu. Ne zaman ki İmralı'nın yolunu kapattılar Türkiye halkları kendilerini karanlık kaosun içerisinde buldular. Barışın yolunu açmayan, darbenin yolunu açar. İmralı'nın yolunu açın, darbenin yolunu kapatın.
"Darbeye karşı OHAL çözüm değildir, darbenin kaldırılması gerekiyor. OHAL uygulamaları büyük belalara davetiye çıkarıyor. OHAL süre içerisinde sayısız insan hakları ihlali yaşanıyor. Urfa Emniyeti işkence merkezine çevrildi. Erzurum'da partili arkadaşlarımız gözaltına alındı, halen avukatları görüşemedi. Açlık grevi yapan Urfa Emniyeti'ndeki iki gence şeker bile verilmiyor. 69 gündür Hurşit Külter'den haber alınamıyor. Hurşit'i gözaltına alan komutan gözaltında, ona Hurşit Külter sorulmuyor. Bizim sorduğumuz soruya cevap verilmiyor. İşkenceler, faili meçhuller, sokağa çıkma yasakları, gözaltında kayıplar varken demokrasi öyle mi? Böyle bir demokrasi hiçbir yerde yoktur sadece demokrasi yalanı vardır. OHAL'in kaldırılması ve yeni demokrasi inşası için bütün halklarımızı gerçek demokrasiyi geliştirmeye çağırıyorum. Bizler toplumsal yaşamı ve siyaseti demokratik direnişle dizayn etmeyi başarabilirsek eğer kendilerine göre dizayn etmeye çalışanlar başaramayacaklar. Demokrasi yürüyüşümüz bundan sonra da kararlılıkla devam edecek.
"Şırnak ve Hakkariyi il olmaktan çıkararak, illeri ve kurumları kendilerine göre değiştirerek gerçeği kendilerine göre değiştiremeyecekler.Yıktığınız kent merkezlerinde, yaktığınız ilçelerde, kentlerin ismini, il merkezlerinin yerini değiştirerek bu halka gerçeği unutturamazsınız."