Sağlık

Yoksulluk depresyon nedeni

Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Halis Ulaş, "işsizlik ve yoksulluğun depresyona neden olduğunu" söyledi.

23 Ocak 2009 02:00
Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Halis Ulaş, "ekonomik krizin temel sonucu olan işsizlik ve yoksulluğun depresyona neden olduğunu" söyledi. 

Kriz 'yatak odası'na yansıdı

Kriz sağlığı nasıl etkiliyor?

"Ekonomik krizin ruh sağlığı üzerindeki etkileri" konusunda İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında bilgi veren Ulaş, dünyanın birçok ülkesinde yapılan araştırmalara göre yoksul kesimin zengin kesime göre daha fazla depresyona girdiğini söyledi.

Ulaş, geçen yılın eylül ayında ABD'den patlak veren ekonomik krizin toplumun ve bireylerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ve olmaya da devam edeceğini belirterek, "Ekonomik krizin temel sonucu olan işsizlik ve yoksulluk depresyona neden oluyor" dedi.

İşsizliğin hem depresyonun başlaması, hem de sürmesinden sorumlu olduğunu ifade eden Ulaş, işsizlerde depresyon oranının 2 kat fazla görüldüğünü, yoksulluğun da depresyona en az 2 kat fazla neden olduğunu kaydetti. Ulaş, "İşsizlik ve yoksulluğun intiharla da direk ilişkisi var. İşsizlik intihar riskini 2-3 kat artırıyor. Yoksul ve işsiz olan bireyler zenginlere göre daha fazla intihara bağlı ölümle karşılaşıyor" şeklinde konuştu.

Halis Ulaş, 1997 Güneydoğu Asya krizi sonrası Kore ve Tayvan'da yapılan çalışmalara göre; her iki ülkede de intihar oranlarında çok ciddi bir artış gözlendiğini vurguladı.

Ekonomik kriz nedeniyle psikiyatrik hastalıklarda artış görüleceği ve psikiyatrik hastalığı bulunan bireylerin sağlık hizmetlerine ulaşımında güçlük olacağını düşündükleri için genel bütçeden finanse edilecek toplum ve koruyucu psikiyatri uygulamalarının çok önemli olduğunu kaydeden Ulaş, "Temel önerimiz; toplum, okul ve iş yeri temelli toplum koruyucu psikiyatri hizmetlerinin ülke çapında örgütlenmesi, bunun genel ve vergiden karşılanmasıdır" dedi.

Savaşların ruh sağlığı üzerindeki etkileri

Savaşların ruh sağlığı üzerindeki etkileri konusunda konuşan dernek yöneticisi Burhanettin Kaya da, savaşlarda hep kayıplar, ölenler ve zararlar üzerinde konuşulduğunu vurgulayarak, insanlarda savaşa bağlı yaşanan travmanın çok önemli olduğuna işaret etti.

Kaya, savaşın özellikle sivil halk ve çocuklar üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu ifade ederek, Gazze'deki insanların psikososyal travma yaşadıklarını ve bunun uzun sürebileceğini söyledi.

Yapılan bir araştırmalara göre; 2. Dünya Savaşı gazileri ile Vietnam gazilerinde ruhsal bozukluğun büyük oranda devam ettiğini anlatan Kaya, savaş travmasına bağlı ruhsal bozuklukların uzun yıllar sürdüğünü belirtti.

Kaya, sosyal destek sistemlerinin çalışması, finansal destek verilmesi ve yaşamsal olanakların sağlanmasının insanlardaki ruhsal bozuklukların iyileşmesini hızlandırdığını vurguladı.

Gazze'ye yönelik olarak kamusal nitelikli bir politikayla travmanın sonuçlarını ortadan kaldırmak için uluslararası ölçekte çalışmak gerektiğine dikkat çeken Kaya, "Uluslararası anlamda Gazze ve benzeri yerlere destek vermek, yardım etmek, ambargoyu kaldırmak oranın yapılaşması, kurumsallaşması ve sağlık imkânlarının gelişmesine imkân vermek gerekir. Yoksa bu travmanın izleri çok ağır olacak" diye konuştu.

Burhanettin Kaya, ekonomik kriz ve ruh sağlığı ilişkisine de değinerek, ekonomik krizin zamanla sosyal krize dönüştüğünü ve sonra da insanda bedenin ve ruhun krizi olarak devam ettiğini belirtti. Bu krizlerin de insanda zamanla davranış sorunlarına yol açtığına dikkati çeken Kaya, insanların stresle başa çıkma yollarını öğrenmeleri gerektiğinin altını çizdi.

Kaya, "Bir olumsuzluk karşısında 'Ben bittim mahvoldum' diye üzülüp dövünmek yerine, 'Şöyle de olabilir, başka bir imkân doğabilir' şeklinde düşünmenin yollarını öğrenmek lazım" şeklinde konuştu.

Çalışan insanlarda da ekonomik krize bağlı olarak iş stresinin ortaya çıktığının dile getiren Kaya, işsiz kalma korkusu, personel sayısı azaldığı için aşırı çalışmanın yaşandığını bildirdi.

Yıldırma

Dernek Başkan Yardımcısı Dr. Doğan Yeşilbursa, İngilizcesi "Mobbing" olan "yıldırma" kavramının iş yerinde kişilerin mağdur edilmesi anlamına geldiğini anlattı.

Yapılan çalışmaların yüksek işsizlik oranlarının ve çalışanlara değer verilmemesinin yıldırmanın artmasına neden olduğunu belirten Yeşilbursa, ABD'de yaklaşık 6 çalışandan 1'inin yani yüzde 16,8'lik oranın, AB ülkelerinde ise çalışan kesimin yüzde 11'inin iş yerinde yıldırma mağduru olduğunu söyledi.

Yeşilbursa, bu kavramın Türkiye'de yeni yerleşmeye başladığını ifade ederek, Japonya'da bu konuyla ilgili 24 bin davaya karşılık Türkiye'de 4 dava olduğunu kaydetti.

İsrail ve Filistin'deki psikiyatri derneklerine çağrı


Dr. Doğan Yeşilbursa, Türkiye Psikiyatri Derneği olarak İsrail Psikiyatri Derneği, Filistin Psikiyatri Derneği ve Dünya Psikiyatri Birliğine, bu savaşla insanlara verilen zararın giderilmesine yönelik ilişkin çağrıda bulunduklarını belirtti. Yeşilbursa, şu ana kadar sadece Filistin'den cevap geldiğini söyledi.

Dr. Halis Ulaş da Türkiye Psikiyatri Derneği ile Türk Psikologlar Derneği, Türk Kızılayı, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Derneği, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneğinden oluşan Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği çerçevesinde hazırlık yapıldığını anlattı.

Filistin, Gazze ile bağlantıya geçilip daha sonraki süreçte orada psikososyal destek hizmetlerinin örgütlenmesinin hedeflendiğini dile getiren Ulaş, izin verildiği noktada mümkün olan tüm desteği vermeye çalışacaklarını kaydetti.

(AA)