Hülya Karabağlı/Ankara
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na CIA ajanı dediği iddiasıyla disiplin kuruluna sevk edilen CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz yaptığı açıklamada, “parti hukukuna aykırı olarak Grup Disiplin Kuruluna sevk edilmiş olmam beni, CHP ve ilkelerini savunmaktan asla alıkoyamaz” dedi.
‘Cumhuriyet düşmanı olmayan bütün partilerin kongresine katılırız’
Basında DSP’ye geçeceğine yönelik çıkan haberleri değerlendiren Yılmaz ,” Uşak’ta yapılan DSP il kongresine Uşak CHP il yöneticilerimiz ve Belediye Başkanlarımız ile birlikte bir nezaket ziyaretinde bulunduk. Kardeş parti olarak gördüğümüz DSP'ye güçlerimizi birleştirme çağrısı yaptık. Ortak oy tabanımız olan ve pek çok konuda ortak görüşlerimiz olan DSP ile geçmişte nasıl güç birliği yaptıysak önümüzdeki yerel seçimlerde de güç birliği çağrısı yapmamızdan daha doğal bir şey olamaz. Bu toplantıya Uşak CHP örgütü olarak katılmamıza başkaca bir anlam yüklemek sadece kötü niyetin bir göstergesi olabilir.Üstelik CHP olarak bize davetiye gönderildiği takdirde Cumhuriyet düşmanı olmayan diğer partilerin de kongrelerine her zaman katılır ve demokratik nezaketimizi gösteririz” dedi.
‘CHP’den vazgeçmek Türkiye’den vazgeçmektir’
Çözüm sürecine yönelik açıklamalarda da bulunan Yılmaz, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
CHP Emperyalizmin yeni Sevr planının bir gereği olarak ülkemizin paramparça edilmesine, “barış! ,barış! “ diyerek ABD-AKP-PKK ortaklığıyla ülkemizin Ortadoğu bataklığında bir savaşa ve ülke içinde bir iç savaşa sürüklenmesine, laik, demokratik düzenin ortadan kaldırılmasına, rejimin değiştirilmesine asla izin vermeyecek ve bu mücadelede tüm yurtsever demokrasi güçlerine önderlik edecektir.
Öte yandan benim parti hukukuna aykırı olarak Grup Disiplin Kuruluna sevk edilmiş olmam beni ,CHP ve ilkelerini savunmaktan asla alıkoyamaz. CHP’li olmak bu ülkenin Kurtuluş Savaşına, Cumhuriyet Devrimlerine, Atatürk ilkelerine, çağdaş, laik demokratik Türkiye’ye, ülke bütünlüğüne sahip çıkmak demektir. İşte bu nedenlerle beni CHP’li olmaktan ve CHP yi savunmaktan hiç kimse vazgeçiremez. CHP den vazgeçmek demek Türkiye’den vazgeçmek demektir. İşte bu nedenle biz CHP liler ülkemize nasıl sahip çıkıyorsak aynı inanç ve ruhla partimize de sahip çıkarız.
‘Hüseyin Aygün ve Faik Tunay neden disipline sevk edilmedi?’
Hüseyin Aygün ve Faik Tunay’ın yaptığı açıklamalardan kaynaklı neden disiplin kuruluna sevk edilmediklerini soran Dilek Akagün Yılmaz, şu soruları sordu:
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu büyük önder Atatürk için “soykırım yapılmasına izin vermiştir” diyen, Kurtuluş Savaşı için “Ege’de Rumlara etnik temizlik yapılmıştır’ diyen, PKK’lı teröristlere “iyi çocuklar” demesine tepki gösteren milletvekili arkadaşlarına “ulusalcı-kafatasçı, kafasız” gibi sözlerle basın önünde hakaret eden Hüseyin Aygün neden Disiplin Kuruluna sevk edilmemiştir, bu söz ve eylemler parti programına ve ilkelerine aykırı değil midir?
Basın önünde ve attığı Tweetlerde “CHP’li değilim, ancak CHP milletvekiliyim” diyen Fethullah Gülen’e ve Said-i Nursi’ye övgüler düzen ve milletvekillerine Risale- i Nur’u okumalarını ve feyz almalarını öneren Faik Tunay neden disiplin Kuruluna sevk edilmemiştir, bu söz ve eylemler parti program ve ilkelerine aykırı değil midir?
‘Tanrıkulu’nun Genel Başkan Yardımcılığını devam ettirmesi doğru mudur?’
Sezgin Tanrıkulu’nun CHP Genel Başkan Yardımcılığı’nın devam etmesini eleştiren Yılmaz, “Wikileaks belgelerinde Amerikan Konsolosluğu tarafından “Uzun zamandır konsolosluk irtibatı “ olarak bilgi aktardığı belirtilen, ABD’ye gittiğini ve ABD’nin Kürt sorununun çözümlenmesi için hazırladığı A,B,C,D planlarını bildiğini açıkça ifade eden, Sezgin Tanrıkulu antiemperyalist bir Ulusal Kurtuluş Savaşının sonucunda kurulmuş olan CHP ilkelerine aykırı davranan bir kişi değil midir?” dedi.
CHP program, tüzük ve ilkelerine aykırı sözler söyleyenlerin sorgulanmadığını ama kendisinin disipilin kuruluna sevk edilmiş olmasının anlamı olmadığını belirten Yılmaz, “Ben 12 eylül l980 darbesinde 17 yaşında işkencelerden geçmiş, her an kim vurduya gidebilecekken tesadüfen yaşayan bir devrimciyim.
Ben l988 den bu yana önce SHP de, sonra CHP de parti içi demokrasi mücadelesi veren, önseçim olmadığı için aday olmayı reddeden, örgütü defalarca görevden alınan, direniş ruhunu sonuna kadar sürdüren bir ilin milletvekiliyim” dedi.
CHP’nin altı oktan vazgeçip değişip dönüştürülemeyeceğini ifade eden Yılmaz açıklamasını ”CHP büyük tarihi rolünün farkında olarak çağdaş uygarlık yolunda Türkiye’nin ilerlemesinin, cumhuriyet devrimlerinin tamamlanmasının öncü ve devrimci gücü olmaya devam edecektir” sözleriyle bitirdi.