Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, Bank Asya'nın Ziraat'e satışı konusunda Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'la polemiğe giren Yiğit Bulut'un yeni kabinenin ekonomi yönetiminde olmayacağını söyledi. "Yeni kabinede mevcut ekonomi yönetimi ile devam edilmesi eğilimi ağır basıyor" diyen Selvi, "Davutoğlu'nun tercihi belirleyici olacak. Bir değişikliğe gidilse, dahi bu ismin Yiğit Bulut olmayacağı kesin" ifadesini kullandı.
Selvi'nin Yeni Şafak'ta "Yeni Başbakan yeni kabine" başlığıyla yayımlanan (18 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
Başbakanlık için Ahmet Davutoğlu ismi öne çıktıkça destek artıyor. Temayül yoklaması için İl başkanlarına, milletvekillerine dağıtılan zarfın içinden Davutoğlu ismi açık ara önde çıktı. Davutoğlu, kendisini en yakın takip eden isimden dört kat fazla tercih edildi.
Binali Yıldırım'a da hatırı sayılır bir oy çıktı. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Mehmet Müezzinoğlu'nun ismini işaretleyenler de oldu. Ancak ikinci sırada, 'Sen kimi istiyorsan o olsun' dedi AK Parti yetkili kurullarının üyeleri.
AK Parti'yi kurulduğunda iktidara taşıyan ve tam 9 kez oy rekorlar kırmak suretiyle bir başarıdan diğerine taşıyan bir isim Recep Tayyip Erdoğan. Siyasetin en büyük ilacı başarı. Erdoğan'da ise ondan fazlasıyla var.
Davutoğlu ismi Cumhurbaşkanı Erdoğan'la uyumlu çalışabilecek bir isim olduğu için tercih ediliyor şüphesiz ki... Ancak tek tercih nedeni o değil.
AK Parti'de güçlü bir lidere emanetçi bir isim aranmıyor.
Bu gözle bakılması hem Erdoğan'a hem Davutoğlu'na haksızlık olur.
Güçlü Cumhurbaşkanı, Güçlü Başbakan.
AK Parti'de bir genel başkan ya da Başbakan seçilmesinin çok ötesinde bir değişim yaşanıyor.
Bu hareketin tartışılmaz lideri olarak Erdoğan bir üst basamağa çıkarken, kendi elleriyle misyonu yeni kuşağa devrediyor.
Bu misyonun yeni kuşak temsilcisi olduğu için tercih ediliyor Ahmet Davutoğlu.
Erdoğan yeni Cumhurbaşkanı'nın niteliklerini tarif ederken, 'Koşan terleyen bir Cumhurbaşkanı' olacak demişti. Hatay mitinginden dönüyorduk. Sordum. 'Başbakan da koşan terleyen birisi mi olacak?'
'O benden daha çok koşup terleyecek' demişti.
Cumhurbaşkanlığı süreci başlayınca Cumhurbaşkanı adayının profilini, sıra kimin Başbakan olacağına gelince başbakanlık kriterlerini açıklamıştı Erdoğan.
Genel Başkan ile Başbakan ayrı ayrı olmayacak. Emanetçi olmayacak, geçici olmayacak, 2015 seçimlerinde meydanlara çıkıp oy isteyecek.
Bu kriterler bir anlamda Davutoğlu'nu tarif ediyordu. Açıklanmayan ama bu niteliklerin hepsini tamamlayan bir kural daha vardı.
İslam dünyasına ilgisi.
Bu misyon önce Cumhurbaşkanı'nı belirledi.
Halkımızın yüzde 52'si parti aidiyetlerini aşarak, İslam dünyası lideri olarak gördüğü için Erdoğan'a oy verdi.
Ahmet Davutoğlu'nu da diğer adaylar arasından ön plana çıkaran onun İslam dünyasının derdiyle dertlenmesi oldu.
Erdoğan son mitingini Konya'da yaptı. Konya mitinginde konuşanlardan biri Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Bakir İzzetbegoviç'ti. 10 Ağustos gecesi Erdoğan'dan sonra AK Parti Genel Merkezi'nin balkonunda konuşan ikinci isim ise Kırgızistan Cumhurbaşkanıydı.
Balkanları, Orta Asya'sı, Ortadoğu'su ve Afrikasıyla İslam dünyası.
Seçim mitingleri artık sadece Türkiye'nin meydanlarında yapılmıyor. Kahire'nin meydanlarından Kosova'ya, Gazze'den Erbil'e kadar bütün İslam coğrafyasında yapılıyor. Artık Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanları, Başbakanları ve Dışişleri Bakanları seçilirken, 'İslam dünyası' çok önemli bir kriter oluyor.
2011 seçim sonuçlarını analiz eden uzmanlar AK Parti'nin aldığı oyda, hizmetler, demokratikleşme ve istikrar gibi unsurların yanı sıra ilk kez dış politikanın da etkili olduğunu tespit ettiler.
Kısır muhalefet hala makarna, kömür, buzdolabı masalları ile kendini avutsun, sandığa gidenler Bosna için Gazze için oy kullandı.
Türkiye'yi sabah kalktığında bugün Gazze'de, Bosna'da ne oldu endişesini taşıyan Cumhurbaşkanı ve Başbakan yönetecek.
Peki Davutoğlu gibi bir Başbakan'ın kabinesi nasıl olacak?
Öncelikle Davutoğlu geçici bir başbakan olmayacak.
Güçlü bir Başbakan.
Ayrıca, 'Geçici bir hükümet' de kurulmayacak.
Türkiye'yi 2015 seçimlerine götürecek bir hükümet.
Ve
'Güçlü bir kabine'
Davutoğlu'nun rengini taşıyan bir kabine.
Elbette ki yeni Türkiye'nin ve yeni Başbakan'ın heyecanını yansıtacak bir Bakanlar Kurulu olacak. Ama vazonun çatlamamasına özen gösterilecek.
Burada üç kritik nokta var.
1-Ekonomi yönetimi
2-Çözüm süreci ve paralelle mücadele.
3-Dışişleri.
Mevcut ekonomi yönetimi ile devam edilmesi eğilimi ağır basıyor. Davutoğlu'nun tercihi belirleyici olacak. Bir değişikliğe gidilse, dahi bu ismin Yiğit Bulut olmayacağı kesin.
Çözüm süreci ve paralelle mücadeleyi de içine alacak şekilde Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş gibi isimlerle güçlendirilmiş bir kabine.
Hizmet bakanlıklarında bazı değişiklikler öngörülüyor ama işini iyi yapıp çalışanlar açısından bir sorun gözükmüyor.
İşin püf noktası Dışişleri...
Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na geldiği, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığa yürüdüğü bir koltuk orası.
Cumhurbaşkanları, Başbakanlar çıkarıyor.
En favori isim, AK Parti'nin dış politika vizyonunun sahadaki uygulayıcılarından biri olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan.
Peki Hakan Fidan Dışişleri Bakanı olursa, bir o kadar önemli olan MİT'in başına kim gelir?
Süleyman Demirel gibi olacak ama MİT başsız kalmaz.