Kültür-Sanat

'Yerli ve milli tiyatro' tartışması: Brecht'ten, Shakespeare'den vazgeçilerek tiyatro nereye taşınacak?

Orhan Aydın, meselenin özünün “yerli-milli oyun” tartışmasından ibaret olmadığını aktardı

29 Ağustos 2016 17:17

Bu sezonun 4 Ekim’de 8 oyunla, 65 sahnede açılışı yapacak olan Devlet Tiyatroları’nın genel müdürü Nejat Birecik, bu yıl başlangıçta sadece “yerli oyunlar” sergileneceğini söylemesinin ardından 'Yerli ve milli tiyatro' tartışması başladı. Tiyatro sanatçısı, Sanatçılar Girişimi üyesi Orhan Aydın meselenin özünün “yerli-milli oyun” tartışmasından ibaret olmadığını aktardı. Seçim yapılırken Turgut Özakman ve  Tuncer Cücenoğlu gibi yazarların eserlerine genel müdür tarafından sansür uygulandığını iddia etti. Orhan Aydın, “Dünya tiyatro hayatının seçkin yazarlarının önemli eserleri var. Devlet Tiyatroları da onları sahneleyerek bugünlere geldi. Varlığını bu oyunlara borçlu. Shakespeare’in, Brecht’in eserlerinden vazgeçilerek tiyatro nereye taşınabilir?” dedi. 

Aslı Uluşahin'in kulturservisi.com'da yayımlanan 'Devlet Tiyatroları’nda ‘yerli oyun’ tartışması: Ne olacak, amaç ne?' başlıklı yazısı şöyle:

1 Ekim’de yeni sezona başlayacak Devlet Tiyatroları’nda 2016-2017 sezonu boyunca yalnızca yerli oyunların sahneleneceği iddiası yankı uyandırdı. 

İddiaya göre Genel Müdürvekili Nejat Birecik, bölge müdürlüklerini arayarak bu yıl yalnızca “yerli oyunların” sahneleneceğini söyledi ve repertuvara yabancı oyunların alınmamasını istedi. “Türkiye’nin perdeleri Türk Tiyatrosuyla açılıyor” sloganıyla darbe girişimi sonrası Devlet Tiyatroları’nda da “milli ve manevi duyguları pekiştirecek” oyunların sergilenmesi gerektiğini söyleyen Birecik iddiaya göre şöyle dedi: “Milli, manevi duyguları pekiştirmek için hümanist vatan milliyetçisi sanatçılar olarak vatan bütünlüğüne, birliğine katkıda bulunmak amacıyla sadece yerli oyunlarla sahnelerimizi açıyoruz.”

Konu hakkında bilgi aldığımız Devlet Tiyatroları İletişim Koordinatörü Murat Demirbaş, Kültür Servisi’ne bir açıklama yaparak sezonun yerli oyunlarla açılacağı bilgisini doğruladı, ancak devamında yabancı oyunların da sahneleneceğini belirtti. 

Merat Demirbaş, sezonun ilk turunda tüm Devlet Tiyatroları sahnelerinde yerli oyunların sergileneceğini, böylelikle Türkiyeli oyun yazarlarına, Türkiye tiyatrosuna dikkat çekmeyi amaçladıklarını aktardı. Demirbaş, sezonun devamında ise yabancı oyunların da programda yer alacağını vurgulayarak “Devlet Tiyatroları’nda yabancı eserlerin yasaklandığı” şeklindeki yorumların gerçeği yansıtmadığının altını çizdi. 

Öte yandan, aktarıldığına göre, bu yıl yeni oyunların tümü yerli eserlerden oluşuyor ve yeni sezon için herhangi bir yabancı eserin provalarına başlanmadı. Sezonda görülebilecek yabancı oyunlar, geçen yıldan devam eden eserler olacak. 

Orhan Aydın: Vekil Necat Birecik sansür uyguluyor

Kültür Servisi’ne açıklamalarda bulunan tiyatro sanatçısı, Sanatçılar Girişimi üyesi Orhan Aydın ise meselenin özünün “yerli-milli oyun” tartışmasından ibaret olmadığını aktardı. Seçim yapılırken Türkiye tiyatrosunun saygın yazarlarının ötelendiğini vurgulayan Aydın, Turgut Özakman’ın “Resimli Osmanlı Tarihi”,  Tuncer Cücenoğlu’nun “Çıkmaz Sokak” gibi eserlerine genel müdür tarafından sansür uygulandığını söyledi.  

Orhan Aydın, “Dünya tiyatro hayatının seçkin yazarlarının önemli eserleri var. Devlet Tiyatroları da onları sahneleyerek bugünlere geldi. Varlığını bu oyunlara borçlu. Shakespeare’in, Brecht’in eserlerinden vazgeçilerek tiyatro nereye taşınabilir?” dedi. 

Genel Müdürvekili Necat Birecik’in, Bursa Devlet Tiyatrosu ve kimi başka sahneleri arayacak pek çok sözleşmeli oyuncunun işine son verilmesini istediğini de belirten Orhan Aydın, Necat Birecik’in DT Genel Müdürlüğü’nde vekaleten bulunduğunu, yakın bir zamanda da süresinin sona ereceğini hatırlattı. Orhan Aydın “Bu kararları o mu veriyor, yoksa Türkiye’ye 4+4+4 gerici eğitim sistemini getiren, Türkiye’yi imam hatip cenneti yapan yeni Kültür Bakanı Nabi Avcı mı?” diye sordu.

Orhan Aydın, kurum içinde onlarca oyuncuya soruşturma açıldığını, maaş kesintisi gibi baskıların uygulandığının da altını çizerek bu yıldırıcı uygulamaları “faşizm” olarak niteledi.