Yeniçağ yazarı Ergun Kaftancı, Gülen cemaatinin bir dönem önde gelen isimlerinden olan Nurettin Veren'in "Meral Akşener'in bakan olması için Fethullah Gülen'in talimatıyla dönemin başbakanı Tansu Çiller'den ricacı oldum" şeklindeki sözlerine ilişkin olarak, "İpe sapa gelmez bir iddia..." diye yazdı. "Böyle söylemekle hem Çiller'i, hem Akşener'i cemaatçi gibi göstermeye çalışmış" diyen Kaftancı, Veren hakkında "İblisin adını taşıyan örgütün nüvesi, iki binli yılların başında atılmış. Çeteleşmeyi sağlayan ve sızmaları organize eden isim" ifadelerini kullandı.
Ergun Kaftancı'nın Yeniçağ gazetesinin bugünkü (8 Ağustos 2016) nüshasında yayımlanan "Peşleri bırakılmasın" başlıklı yazısı şöyle:
İblisin adını taşıyan örgütün nüvesi, iki binli yılların başında atılmış. Çeteleşmeyi sağlayan ve sızmaları organize eden isim de Nurettin Veren...
Önceki akşam CNN kanalında sunucu Didem Arslan Yılmaz'ın konuğuydu...
Anlattıkları doğruysa iblisin bir dönem en yakın adamı, yani mutemeti olmuş...
......................
Çok şey söyledi...
Çeteleşmeye katkılarından bahsetti...
Nedenini söylemedi ama yanılmıyorsam 2005 yılında cematten koptuğunu açıkladı...
En son lafı şimdi söyleyim; fethullahçı çetenin bu organizatörü de gözaltına alınıp adam akıllı sorgulanmalı...
Söyleyeceklerinden yola çıkarak daha başka noktalara ulaşabiliriz...
......................
Bugün AKP içerisinde fethullahçı isimlerin olduğu iddiası da ona ait. Sıraladığı isimler arasında Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Bülent Arınç, Vecdi Gönül de var...
Sorgulandığında bu listeye daha başka AKP'lileri de dahil edebilir...
......................
Bir başka iddiası daha var; adı geçen AKP'lilerle sözde yüz yüze görüşüp cemaatçi olmaktan vazgeçmelerini önermiş...
Sunucu Arslan'a sonucu da şöyle açıkladı:
-Uyarıyı kulak ardı edip cemaatçiliğe devam ettiler...
.....................
AKP'de de fethullahçıların olabileceği ihtimalini ilk biz söyledik; ardından AKP teşkilâtına Genel Merkez'den temizlik yapılmasına ilişkin uyarı gitti...
Sanıyorum iktidar partisinde harıl harıl fethullahçı aranıyor...
......................
Veren birilerinden o yönde talimat almış olmalı ki MHP'li Meral Akşener'e de bulaşmaya kalktı...
Güya Akşener'i Tansu Çiller'e bakan yapması için önermiş; Çiller de bu sözü muteber addedip Akşener'i İçişleri Bakanı yapmış...
İpe sapa gelmez bir iddia...
Böyle söylemekle hem Tansu Çiller'i, hem Meral Akşener'i cemaatçi ya da cemaate yakın siyasetçiler gibi göstermeye çalışmış...
Muteber bir lâf değil...
Akşener'e yeni saldırı türü...
.....................
Nuretin Veren şaibeli bir isim...
Fethullahçılıktan çık gel, Aydınlık Grubu'na katıl...
Bugün adı Vatan Partisi olan eski İşçi Partisi üyeliğine rağmen İslamcılık yapan gazetede köşe yazarlığına soyun...
Dalgalanmaya bakın, notunuzu verin!
BİR PARAGRAF YETER HERHALDE
-------------------------------------------
FETHULLAHÇILIĞIN çeteleşme sürecini en iyi ifade eden söylemlerden biri de eski Hava Kuvvetleri Komutanı'mız emekli Hava Orgeneral Bilgin Balanlı'ya ait...
Balanlı, kumpas sonucu başlayan Balyoz yargılanmasında yer alan tek muvazzaf subay. 2011 yılında tutuklandı, üç sene cezaevinde kaldı...
Bilgin Paşa da diğer üst düzey komutanlarımız gibi fethullahçıların gazabına uğrayan askerlerimizden...
O da beraat etti ama ömründen üç yıl, yaşanmadan eksildi...
...........................
Balanlı Paşa'ya kulak verelim; onun dilinde çeteleçme sürecinin özeti şu:
-Kısaca ifade etmek gerekirse "Ne istediler de vermedik" söyleminden "Rabbim ve milletim beni affetsin" noktasına geldik. TSK'nın üst düzeyi tam bir aymazlık içinde bu çete mensuplarını, bırakın temizlemeyi kritik görevlere getirerek hain kalkışmaya âdeta zemin hazırladı. Hava Kuvvetleri'ndeki tasfiye sadece Balyoz ve benzeri davalarla sınırlı kalmadı, disiplin soruşturmaları altında yüzlerce subay ve astsubay Hava Kuvvetleri'nden atıldı. Kimse buna ses çıkarmadı. Ne oluyor diye sorgulamadı....
..........................
Paşa, bu saptamaya devam edebilirdi...
Anlaşılan o ki, öteki sızmalara değinmeden şu tek paragrafa sığdırdığı sızmanın fethullahçılığın nasıl ve nerelere uzandığını göstermeye yettiğini düşündü ve noktaladı...
SİLAHLANMAYA PAYDOS DİYELİM
-----------------------------------------
KARARNAMELER dönemindeyiz...
Hükûmet ülkeyi yönetirken OHAL'in sağladığı bu imkânı sonuna kadar ve hiçbir engelle karşılaşmadan kullanabiliyor...
Şimdi, bir yurttaş olarak öneriyorum...
Ateşli ve kesici silahlara ilişkin yasa ele alınsın ya da kanun hükmünde kararnameyle yeniden düzenlensin...
Acil...
Can ve mal güvenliğimizin tehlikede olmasından bıktık usandık...
........................
Başbakan televizyon kanallarını seyretmiyor herhalde...
Seyretse ekranların, gazetelerin üçüncü sayfasından farkı kalmadığını görür...
Her Allah'ın günü cinayet, karşılıklı ateş açmalar, insanlara silah göstermeler, polise silahla saldırmalar yaşanıyor...
Modern (!) kovboylar türedi...
Beline silah takan, eşini, çocuğunu, komşusunu, yol vermeyen sürücüyü, dükkân sahibini, kasiyer kızı, yavuklusunu öldürüyor...
Ya tabancayla, ya bıçakla...
Popalı tüfek ve satır kullanan da eksik değil...
Kendisini tedavi eden hekimi bile katledenler çıkıyor...
İnsanlık ya öldü, ya canavarlaştı...
.......................
Turgut Özal döneminden gelen kolay silah edinme imkanına bu nedenle son verilmesini istiyoruz. Kanun hükmünde bir kararnameyle silahlanma çılgınlığını sonlandırmak mümkün...
Bekliyoruz!
RASTGELE
----------------------------------------
BİR dönem iktidarın göz bebeğiydi. Meğer o da cemaatçiymiş...Firar edince gerçek ortaya çıktı.
Her savcılık yazısının altına farklı imzalar atmış...
Zekeriye Öz'den bahsediyorum...
Bugün CHP Milletvekili olan emekli Deniz Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzası denilen imza bu fethullahçı tarafından atılmış olamaz mı...
Sahtekârlık da fethullahçılığa özgü ya...
BİR SÖZ
----------------------
DÜŞMANI affetmek büyüklüktür, onu unutmak ise aptallık...