Medya

Yeni Şafak yazarı: Sizin ‘din anlayışınız’ buysa sizinle aynı dini paylaşmak istemem

03 Temmuz 2021 08:19

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, İstanbul Kadıköy’de, şort giydiği için bir kadının hakarete uğramasının ardından giyilen kıyafete karışılmasına tepki gösteren 24 TV  moderatörü Erem Şentürk’ün, tiksindiğini söylediği “dindarlık mafyası” tarafından müşriklik, mürtetlik, kâfirlik, münafıklık ile suçlandığını belirterek, “Sizin ‘emri bil maruf’ anlayışınız buysa, sizin ‘iyiliği yayma anlayışınız’ buysa, sizin ‘din anlayışınız’ buysa zaten sizinle aynı dini paylaşmak istemem" dedi.

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Kadıköy’den  giydiği şort yüzünden sözlü tacize uğrayan kadının ardından Şentürk’ün “Kadınların kıyafetlerine karışan erkeklere ‘SANA NE LAN’ demek yetmez. Bir sapık sürüsü var. ‘Sen başını örttün, sen şort giydin, sen niye çarşaflısın, senin eteğin niye kısa’ diye kadınlara saldırıp taciz ediyorlar. Bunları aynı hücreye tıkıp içerde ibreti âlem için süründürmek lazım” diyerek yaşananlara tepki gösterdiği tweetinin ardından,  tiksindiğini ifade ettiği “dindarlık mafyası” tarafından  müşriklik, mürtetlik, kâfirlik, münafıklık ile suçlandığını yazdı.

“Akıl hastası Kemalistlerin başörtüsüne yaptığı şeyi, akıl hastası bir muhafazakâr, şortlu bir kıza yaptığında değişen nedir?” diye soran Kılıçarslan, “Açık söyleyeyim. Kız babasıyım. Kızım o esnada ne giyiyor olursa olsun biri kızımın kıyafeti üzerinden ona saldıracak, onu taciz edecek olursa elimden ne gelirse yaparım. Ve şimdi de şunu açık söyleyeyim: Parkta başörtüsü yüzünden dayak yiyen kız da bizim kızımız, şortu yüzünden taciz edilen kız da” dedi,

Kıyafete karışılmasına tepki gösteren Kılıçarslan, ”Eğer bu, beni sizin dininizden çıkarıyorsa açıklıkla beyan etmek isterim ki çok büyük bir memnuniyet duyarım bundan. Çünkü sizin 'emri bil maruf' anlayışınız buysa, sizin 'iyiliği yayma anlayışınız' buysa, sizin 'din anlayışınız' buysa zaten sizinle aynı dini paylaşmak istemem” dedi.

Kılıçarslan yazısına özetle şöyle devam etti:

"Gelelim meselenin ek yerine. Türkiye’nin dört yanında imam hatipler, beş yanında ilahiyatlar, altı yanında STK’lar varken toplumsallığı değiştiremiyor, dönüştüremiyorsun. Oturup bununla yüzleşmek yerine kapalı yapılar üretip cennet simülasyonları kuruyorsun. Doğalgaza gelen zam, elektriğe gelen zam, yasaklar kalkınca işsiz kalan binlerce insan üzerinden inşa edilir toplumsallık. Adaleti tesis ile inşa edilir. Herkesin kendini güven içerisinde hissetmesi ile tesis edilir. Kapalı yapılarında kurduğun sanal cennetlerle değil.

Anlamıyorsunuz değil mi yine? Ne dediğimi, neden bahsettiğimi asla anlamıyorsunuz. Çünkü donmuş, buzluğa kaldırılmış, sadece fıkıh alanından ibaret bir din anlatınca elde ettiğin kabak çekirdeği büyüklüğündeki iktidarından aşırı, çok aşırı, acayip aşırı memnunsun.

Anlamıyorsunuz. Anlamayacaksınız da. Dünyanın kendinden en emin adamları olarak, hakikatin yegâne sahipleri olarak yaşıyorsunuz çünkü. 20 liraya bonzai alıp ölmeyi tercih eden çocukların ülkesinde misvak kullanmayanı kâfir ilan edince dünyanın en önemli vazifesini tamamlamış olma hissiyle dolu olarak koyuyorsunuz yastığa başınızı. Bu rahatlıktan çıksa çıksa leş bir kaşıntı çıkar reisler, toplumsallık değil."

Yazının tamamını okumak için tıklayın