Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, kara para aklamak suçlamasıyla hakkında tutuklama kararı bulunan, holdingine yapılan operasyon sırasında telefonla görüştüğü eski HaberTürk çalışanı Veyis Ateş'in kendisinden 10 milyon euro isteği belirtilen ve geçtiğimiz hafta ABD'nin talebiyle Avusturya'da tutuklanan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz meselesinin sadece gazetecilerle ilgili bir mesele olmadığını belirterek "Türkiye’de nasıl bir operasyon fonlanıyordu ve Korkmaz’ın içerideki asıl para ve ilişki trafiğini kimler yönetiyordu?” diye sordu.
Karagül, ABD’de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir cephenin kurulduğunu ve “Türkiye’de Demokrasi Projesi” adı altında yeni bir darbe koalisyonu kurulduğunu öne sürdü.
“Türkiye’ye müdahale” ekibi oluşturulduğunu yazan Karagül, “İnsanı çıldırtacak vahim ilişkiler. Gizli bir ağ, karanlık bir ortaklık” bulunduğunu ifade etti.
Kurucu isimler arasında, 9 Nisan 2018 ve 10 Eylül 2019 tarihleri arasında eski ABD Başkanı Donald Trump'a Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yapan John Bolton’ın bulunduğunu ifade eden Karagül, Bolton’ın, Erdoğan’ı devirme çağrıları yaptığını iddia etti.
Türkiye’nin demokrasi adı altında yeniden ABD’nin eksenine hapsedilmeye çalışıldığını yazan Karagül, “Şu anki yönetimi devirme, son yıllarda atılan büyük jeopolitik adımları sıfırlama, buna karşı duranları cezalandırma, ABD’yi bu yönde harekete geçirme, gerekirse yeni bir ABD-NATO müdahalesi tertip etme, yine gerekirse Türkiye’ye demokrasi adı altında bir dış müdahale yapılmasını sağlama gibi, cahilce, aptalca, çaresizce, alçakça bir kampanya başlatılmış” dedi.
Karagül, Erdoğan’a karşı olan ekibin Türkiye’den de destekçilerinin bulunduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:
"Sadece soru soruyorum ve cevap arıyorum: Bu çalışmaların CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir işbirliği var mı? Ya da başka siyasi partilerle iş tutuyorlar mı? HDP, PKK ve FETÖ zaten işin içinde, biliyoruz. Ama siyasi partilerle ilişkiler konusu çok başka bir anlam ifade ediyor.
Dışarıdan ve içeriden yeni bir saldırı hazırlığı mı bunlar? “Hazırlanın, altı ay içinde iktidardayız” diyenlere; ‘Size bu sözü kimler verdi’ diye soramayacak mıyız? ‘İktidara geldiğimizde Kanal İstanbul’a destek veren şirketlerin parasını ödemeyeceğiz, projeyi durduracağız’ diyen Kılıçdaroğlu’na nasıl bir liste verildi ve bu listeyi kim hazırladı? Bunu merak edemeyecek, öğrenemeyecek miyiz?
Bu alan aydınlatılmalı! Bu operasyonları finanse etmek için yürütülen para trafiği aydınlatılmalı. Sezgin Baran Korkmaz meselesi, sadece gazetecilerle ilgili bir mesele mi? Türkiye’de nasıl bir operasyon fonlanıyordu ve Korkmaz’ın içerideki asıl para ve ilişki trafiğini kimler yönetiyordu?”
Yazının tamamını okumak için tıklayın