7 Haziran seçimleri için AKP'den aday adayı olan eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, "AK Parti, terörle neden mücadele ettiğini, çözüm süreci için ne yaptığını, ve Kürt halkı için düşündüklerini yine anlatmazsa, bu sefer de büyük bir hüsran yaşayabilir" görüşünü dile getirdi. Öztürk, "Acı gerçeği görelim, PKK söylemi, şu anda uluslararası medyada hükümetin argümanlarından daha çok yer alıyor" dedi.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Öztürk'ün "Terörle mücadelede söylem üstünlüğü kimde?" başlığıyla yayımlanan (18 Ağustos 2015) yazısı şöyle:
Diyarbakırlı bir dostum var. 1995 yılında, ilk defa Diyarbakır'da tanıştığımda, bölge alev alev yanıyordu yine. Sezgilerine ve analizlerine güvenirim, ne zaman Küt sorunuyla ilgili konuşmak istesem bu dostumu ararım.
Seçimlerden önce çok dert yanmıştı, vicdanı uyutmamıştı onu. PKK ve HDP'nin bölgede Kürt halkını temsil etmediğine inanır, PKK'nın, kendisi de dahil Kürt halkına büyük zarar verdiğini söylerdi. Ancak malum çevrelerin desteği ile PKK/KCK/HDP koalisyonunun bölgede güçlendiğini, tehditle de olsa oylarının yükseldiğini görmüş ve bana anlatmıştı. O zaman bir eleştiride de bulundu, AK Parti'nin mevcut söylemi ve adaylarıyla bu yükselişi durdurmasının mümkün olmadığını, ciddi bir sıkıntı yaşayacağını söyledi. Söyledikleri de çıktı.
PKK sokakta yoğun propagandaya başladı
Dün kendisi aradı beni, yine dertliydi. PKK'ya karşı başlatılan askeri operasyonların ilk başta halktan ciddi destek aldığını, PKK'nın zulmünden bıkan bölge halkının güvenli bir hayat sürmek istediğini, ancak son günlerde durumun değiştiğini söyledi.
PKK/KCK/HDP koalisyonu ve bunların kontrolündeki belediyeler, dernekler, vakıflar, yurtlar, gazeteler, radyolar ve internet siteleri tamamı büyük bir kampanya başlatarak, ölen ve öldürülen herkesin günahını Cumhurbaşkanı'na ve AK Parti'ye fatura ediyorlar dedi. Kahvelerde, lokantalarda, cami bahçelerinde, iş yerlerinde, meclislerde, ev sohbetlerinde PKK/KCK/HDP koalisyonu sürekli bunun propagandasını yapıyor. Dostum üzülerek altını çiziyor, “başarılı oluyorlar, yine seçim öncesi gibi, kamuoyu AK Parti ve hükümet aleyhine dönüyor” dedi.
PKK ile mücadelede uluslararası basının tutumu
Daha önce terör ve iletişim konularında altını çizmiştim; IŞİD ve PKK'nın iletişim kanalları, yöntemleri ve etkinliğini hafife almamak gerekir. PKK'nın IŞİD'den daha fazla uluslararası etkiye sahip, güçlü bağlantıları var. Başta Alman basını olmak üzere, BBC ve ABD'nin Neo-Con medyasına bakarsanız durumu görürsünüz. BBC Türkçe ekibi hiç çekinmeden, hem resmi kanallarından, hem de kişisel sosyal medya hesaplarından var güçleriyle hükümeti eleştirip, PKK'yı aklıyorlar. Acı gerçeği görelim, PKK söylemi, şu anda uluslararası medyada hükümetin argümanlarından daha çok yer alıyor.
AK Parti aynı hataya düşmesin
AK Parti'nin seçim öncesinde iki büyük hatası olduğunu yazmıştım. Sahada güvenlik açığı çok büyüktü ve AK Parti teşkilatları HDP ile dişe diş mücadele etmemişti. Düşünün, Ağrı gibi bir yerde, AK Parti'nin Kürt sorunu için yaptığı reformları anlatan bir Kürtçe broşür bile dağıtılmadı.
Bu iki sorun, sadıklarda çok büyük etki yaratmış ve ciddi bir oy kaybına neden olmuştu. Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki dramatik milletvekili ve oy kaybının nedenleri üzerine istişareler yapıldı, raporlar hazırlandı, ancak henüz gereği yerine getirilmedi.
Şimdi ortada akut bir sorun var. Kan akıyor, şehit veriliyor, terörizm şehirlerde ciddi kaos oluşturmak için her yolu deniyor. PKK'nın şehirlerdeki agresif saldırıları ve ABD nezdindeki girişimleri, güvenlik güçlerinin operasyonlarından ciddi oranda etkilendiğini gösteriyor.
Güvenlik açığının kapatılması ve şehirlerde asayişin sağlanması için yapılan operasyonların Kürt halkı üzerinde önceki yıllarda olduğu gibi negatif bir etki yarattığını ben de düşünmüyordum. Ancak PKK'nın iletişim taktikleri ve yoğun çabası bu düşünceyi tersine çevirebilir.
Doğu'da yüz yüze iletişim geçerlidir, Twitter değil
'Çözüm sürecini bozan, operasyonları başlatan, savaş isteyen, oy için insan ölmesini isteyen taraf' olarak gösterilen AK Parti, Hükümet ve Cumhurbaşkanı doğu ve güneydoğunun sokaklarında herkese anlatılmaya başlandı. Bu, tek taraflı propagandanın etkili olduğunu Ağrı, Van, Diyarbakır, Batman'da konuştuğum başka arkadaşlarım da teyit ediyor.
Burada bir hataya düşmemek lazım. PKK/KCK/HDP propagandasına cevabı sadece ulusal medya ya da Twitter üzerinden vermek sorunu çözmez. Kürtlerin yoğun yaşadığı il ve ilçelerde hükümet söylemlerine yer veren gazetelerin ve televizyonların yeterli olduğunu düşünmüyorum. İletişimin en etkili yöntemi olan yüz yüze iletişim bu bölgenin de en güçlü silahı. Halka terörle mücadele ile çözüm sürecinin ayrı ayrı şeyler olduğunu bizzat yanına giderek anlatmak gerek.
Uluslararası medyada kaybedilen söylem üstünlüğüne hiç girmiyorum, Diyarbakırlı dostum gibi, ben de Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için endişeye kapıldım. AK Parti, terörle neden mücadele ettiğini, çözüm süreci için ne yaptığını, ve Kürt halkı için düşündüklerini yine anlatmazsa, bu sefer de büyük bir hüsran yaşayabilir. Koalisyon görüşmeleri MHP ile yeniden sonuçsuz kalırken ve seçime hazırlanırken herkese hatırlatayım dedim.