Karagül, Yeni Şafak'ta "* Sizinki entelektüel ahlaksızlık. * ‘İçeriden nasihat’ değil bildiğimiz omurgasızlık. * “Muhafazakar muhalefet”, müdahale aşamasına geçiyor. * Üstünüzdeki örtü artık sizi gizlemeye yetmiyor" başlığıyla (12 Nisan 2019) yayımlanan yazısında isim vermeden bazı köşe yazarları hakkında yazı yazdı.
"Türkiye’nin çetin mücadelesine karşı cephe kuranlara yaranmaya çalışmak, “bize de bir rol verin, bakın hazırız” diye ihaleye girmek, bu sinsiliği vicdan, hak hukuk kavramları ile örtbas etmek ciddi anlamda kişiliksizliktir" diyen Karagül, şunları kaydetti:
Erdoğan’a düşman kim varsa, hangi iç ve dış çevre varsa destek vermek, sadece bu alana odaklanmak, bir fikir, duruş, kimlik ahlaksızlığıdır.
Türkiye’nin çetin mücadelesine karşı cephe kuranlara yaranmaya çalışmak, “bize de bir rol verin, bakın hazırız” diye ihaleye girmek, bu sinsiliği vicdan, hak hukuk kavramları ile örtbas etmek ciddi anlamda kişiliksizliktir.
Temel değerleri savunur gibi gözükerek, “içeriden nasihat” gibi göstererek, “özeleştiri” sosu ile süsleyerek, kibirli bir akil tavırla ayar vererek, “beni dinleyin, beni görün yoksa işte böyle çökersiniz” havalarına girmek bildiğimiz üçkağıtçılıktır.
Aslında CHP’li bile olmayan, bir “proje” olduğu artık açığa çıkmış olan Ekrem İmamoğlu’na, daha belediye başkanı bile olamadan yamanmaya çalışmak, sinyaller göndermek, küçük hesaplara bulanmış bir tür omurgasızlıktır.
Büyük lafların, yüceltilmiş ifadelerin altına gizlenmiş ezikliktir. Size; “Durun, o daha size bir şeyler verecek noktada değil, biraz bekleyin” diyen de mi yok!
En çok nefret edenlerin, en yüksek beklentilerle yazıp konuştuğunu görüyoruz. En çok öfke saçanların, AK Parti iktidarlarından en çok nasiplenenler olduğunu görüyoruz.
“İçeriden eleştiri” sosu ile sinsi sinsi örtük operasyonlara katılanların, kişisel hınçlarını görüyoruz. Milletvekili seçilmiş, belediye başkanı olmuş, bürokrasinin en üst noktalarına getirilmiş, bunlar ellerinden gidince de azılı Erdoğan düşmanı olmuşlar, görüyoruz.
Şimdi köşe yazılarında nefret saçan bazılarının yıllarca Erdoğan’ın en yakınında nasıl bulunduğunu merak ediyorum. O zamanki sevginiz mi yalandı, bugünkü öfkeniz mi yalan. İki keskin ucu nasıl birarada tutabildiniz?
Yazının tamamı için tıklayın