Yaşam

"Yeni başlayanlar için Bodrum'da 'beach club' adabı"

Hürriyet yazarı Gülse Birsel: Beni en çok şaşırtan beach club'ların deniz kenarında oluşu

10 Temmuz 2016 15:15

Hürriyet yazarı Gülse Birsel, Bodrum ve Çeşme beach club'larından izlenimlerini aktardı. "Beni en çok şaşırtan beach club'ların deniz kenarında oluşu" diyen Birsel, "Buralarda saat ikiyle üç arası şöyle usulen bir denize çimiliyor, sonrası içme, piyasa yapma ve dans başlıyor. Hanımlar zaten hiç denize takılmıyorlar. Çünkü malum, makyaj ve saçın bozulmaması, örgü mayokininin ıslanmaması lazım" diye yazdı.

Gülse Birsel'in Hürriyet gazetesinin bugünkü (10 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Yeni başlayanlar için 'beach club' adabı' başlıklı yazısı şöyle:

Hep birlikte güneydeki beach club'ların raconunu, estetiğini, kültürel ve sosyal boyutlarıyla inceleyelim mi? Her bölümün sonunda o paragrafın anafikrini de yazdım. "Yazar burada bize ne vermek istemiş" diye kıvranmayın, yazıktır, hava çok sıcak.

Bodrum ve Çeşme beach club’larındaki araştırmalarımda, beni en çok şaşırtan husus, bu beach’lerin deniz kenarında oluşu!

Zira buralarda saat ikiyle üç arası şöyle usulen bir denize çimiliyor, sonrası içme, piyasa yapma ve dans başlıyor. Yani aslında dağa beach club yapıp, ortaya fıskiyeli süs havuzu da koysan yeter. O da arada şöyle bir girip ıslanıp çıkan beyler için. Hanımlar zaten hiç denize takılmıyorlar. Çünkü malum, makyaj ve saçın bozulmaması, örgü mayokininin ıslanmaması lazım.

Demek ki önce kılık kıyafet ve davranış kurallarıyla başlayacağız.

En popüler ‘look’: Hanımlarda örgü mayokini altı bir şey.

Bu bir şey, efil efil etek olur, kot şort olur, dert değil. Mayokininin üstündeki şey daha önemli. Yaptığım gözlemlerde pek farklı ve gösterişli takılar takıldığını idrak ettim. Gerdanlıklar var mesela. Bayağı böyle kat kat gerdanlık. Geçen arkadaşın düğününe gittim, öyle takı takmadım. Vücutlar, belli ki bütün kış haftada beş pilates seansı görmüş. Saçlar fönlü veya maşalı, makyaj doğal görünümlü ama sanırım terlemeye dayanıklı malzemeden. Zira o esnada sıcaktan benim ağzım burnum bile erimiş akıyordu.

Anafikir: Beach club öylesine yüzme ve yan gelip yatma yeri değildir!

 

Beach Club'un iyisi köpüksüz olur

 

Beach’leri birbirinden ayırmak lazım. İyisini bulmak lazım. Mesela gittin, baktın aaa köpük yağmaya başladı, belli ki köpük partisi var. Hemen kaç, belli ki orası Gümbet. Biraz sonra ciğer gibi yanmış şişman İngilizler, İrlandalılar gelip yetmişer bira içip taşkınlık yapacaklar! Ama baktın uzaktan beach’e, aşırı bronzlaşabilmiş, fakat saçı Norveçli gibi sarı ve pilates vücutlu hanımlar var, biraz yaklaş. Mönüde frozen’lı passionfruit’lu telaffuzu zor kokteyller varsa, ikinci ipucu cepte. Ve baktın o pilates vücutlu güzel hanımlar çılgınca dans ediyor, yanlarındaki beyler ise hafif göbekli ve asla dans etmeyerek, bir şeyler yiyip telefonlarından futbol takip ediyorlar, tamamdır. Onlar havalı Türkler, ve sen, bahsettiğim popüler beach club’lardan birindesin.

Anafikir: Beach club yerli ve millidir.

Bodrum beach club’larda ekonomik kriz yok, giriş 150-200 TL civarı. Mülteci sorunu filan da yok. Mülteci sorunu olarak birasını bakkalda içip gelmiş orta gelirli gençler kastediliyor olabilir. Güvenlikler de onları 300 metreden tanıyor, adeta röntgenle cüzdanlarını, kredi kartının limitini görüyorlar, ve “Yer yok” diyorlar.

Geldik mühim konuya. Bu club’larda yer ayırtmak lazım. Racon bu. Ama öyle alelade bir yer olmayacak. Beach club’da şöhret ve cemiyet hayatındaki yerine göre bir konumlandırma var gördüğüm kadarıyla.

Bar kenarı ayakta veya yer minderinde, en iyi ihtimalle avuç içi kadar bar masalarına dayanmakta olan televizyondaki moda programı kızları, dizilerin üçüncü rolleri, öğrenci bütçeli gençler vs.

Şezlonglarda hali vakti yerinde tatilciler, dramaların karakter oyuncuları, Açıkhava’da konser yapamayan ama yüzü tanınan şarkıcılar, zengin aile çocukları.

Localarda veya yataklı kabanalarda sokakta resim çektirilen ünlüler, cemiyet hayatının önde gelenleri, müdavimler, dizilerin başrolleri.

Yani hava kararmadan yan rolle başrol aynı pistte dans etmiyor, öyle diyeyim.

Anafikir: Beach club’ın özü bir ‘kast’ sistemidir.

 

Mekanda kokteyl içmek neden mecburi? 

 

Bazı beach’lerde cibinlikli yataklar var. Ki kanımca en mantıklısı bu. Zira gündüz 37 derecede, çok yüksek volümle kâh Demet kâh Serdar kâh Hande çalınca, başı tutuyor insanın. Bir aspirin alıp azıcık şöyle uzanmak istiyor.

Ben de hep böyleyim zaten. Aman yemek buldum mu yiyeyim, yatak gördüm mü uyuyayım. Oysa elin mayokinili kızı yerinde duramıyor. O kadar çalışkan ki, selfie çekip Instagram’a koymaktan, başkalarını like yapmaktan denize ayağını sokmaya vakit bulamıyor garibim.

Anafikir: Beach club bir mesaidir.

Oysa beach’te aspirin değil kokteyl içeceksin. Zaten o sıcakta o müziklerle dans etmek kahveli çaylı kafayla zor. Fakat öyle “Soğuk bir beyaz şarap alayım” filan gibi de vasatlaştırma kendini! Kokteyl içeceksin ve bunlar evde asla bulamayacağınız malzemelerden olacak. Mesela ‘passion fruit püresi’! Duydunuz mu hiç? Hadi sorun köşedeki markete ‘passion fruit püresi’ var mı diye? Bakalım ne diyecek. Ama işte o beach’e gittiğinde, kokteyl listesine bir bakıyorsun, tanıdık bir tek votka, portakal suyu filan var. Gerisi, passion fruit püresi, ‘mango chutney’ coconut suyu, misket limonu fata fitisi. Her an kokteyl malzemelerinin arasından maymun filan çıkabilir. Nereden bulup alıyorlar bunları arkadaş? 

Öte yandan içecekler ne kadar alafortanfoniyse, yiyecekler de o kadar bizden. Lahmacundu, köfteydi, menemendi, pideydi...

Anafikir: Beach club gastronomik bir dünya turudur.

 

Kültür ve sanata gönül veren beach'ler

 

Bazen sanatçılar sahne alıyor beach club’larda. Ama sanmayın İdil Biret filan.

Sahneye çıkan sanatçıdan bir performans beklemeyin hatta. Genellikle seksi elbise veya mayokini-gerdanlık takımla çıkan genç hanımlar veya şortlu, aşırı yanmış ve aşırı dövmeli genç beyefendiler oluyor. Başkaları tarafından icra edilip kaydedilmiş müzikleri CD’çalardan, kendisi daha usta bir “sanatçıysa” plaktan arka arkaya çalıp, arada “Hadi kopuyoruuuz” filan diyorlar.

Beach club’ların beni en çok cezbeden yönü bu oldu. Bence şahane iş. Benim meslek bilgisayar başında, setlerde gençliğimi yedi. Ben zaten müzik çalıp milleti coşturma işini eşimi dostumu eve çağırdığımda bedava yapıyorum. Mayokinim de var bir tane. Bir şangır şungur gerdanlık bulsam, çok fena yansam, bir de aynalı güneş gözlüğü çeksem gözüme, bence tamamım.

Sonbahara kadar ekmek kapımı buldum. Kimse benden yazı mazı beklemesin. Biraz da eğlene eğlene para kazanayım yav! Derhal afişlerimi bastırmaya ve beach’lerle sezonluk anlaşma yapmaya gidiyorum. Ancak korkarım yevmiyemin bir kısmı ‘frozen passion fruit puree with a twist of paprika, lime and vodka’ gibi özgeçmişi benden daha uzun bir kokteyle gidecek. Zira o gürültü, sıcak ve kalabalığı ayık kafayla çekemem!

Anafikir: Beach club kalkınmadır!