Medya

Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü: Bilim karşıtı değilim

"Niye kafayı Diyanet mensuplarına taktınız ki?"

07 Nisan 2020 08:35

Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, bilim karşıtı olmadığını ileri sürerken, "Ama tedbir alma noktasında yardımcı oluyorlar diye bilim insanlarını Diyanet mensupları ile kafa kafaya tokuşturmanın bir anlamı var mı?" düşüncesini dile getirdi. 

Doktor düşmanı değilim. Tedbirlere başvururuz.. Sonuçlara da tevekkül ederiz.. Ama hâlâ; “Laboratuvar ürünü mü, doğal yollarla üremiş bir canavar mı?', 'Tekrar mutasyon geçirir mi?', 'Şu hâli ile halimiz harap, bir defa daha mutasyon geçirirse halimiz ne olur?', 'Havada asılı kalıyor mu, hangi şartlarda, ne kadar?', 'Tam olarak nasıl bulaşıyor?', 'Nerelerden bulaşması kesinlikle imkânsız?', 'Tansiyon hastalarına ne yapıyor da öncelikle onları ölüme götürüyor?', 'Kalp hastaları ile arası niye iyi?', 'Yayılma hızının hava sıcaklıkları ile doğrudan ilgisi olup olmadığı' ve daha nice sorulara kesin cevapların verilemediği bir konjonktürde, birileri 'Diyanet mensubundan ne hayır gördük? Bakın imamlar bile, bilim adamlarının iki dudağı arasından çıkacakları bekliyor' diye Diyanet mensupları ile bilim insanlarını birbirinin karşıtı imiş gibi gösterip, kafa tokuşturmaya çalışırlarsa, onlara 'Bir dakika' demeli değil miyiz." ifadesini kullanarak HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı'ya bugünkü köşesinde tepki gösterdi. 

Karahasanoğlu yazısında şunları kaydetti: 

Bir dakika... “Ölüm”ün ne olduğu ile başlayalım, tartışmaya.. Ölüm bir “son” ise, sonrası yok ise.. Bilim adamları ne yapsın size? Bugün kurtardılar diyelim.  Ya yarın? Ya trafik kazasından, veya kanserden veya beyin kanamasından ölmeyeceğinizi garanti edebiliyor mu, tıp adamları? Garanti etmek ne mümkün? Milyonda bir ihtimal de olsa, “belki de hiç ölmezsiniz” diyebiliyorlar mı? Hayır.. O zaman, “Ölüme çare” değil de.. Şu an için, “ölümü geciktirme”ye (Tabii ki kader çizgisi dışında geciktirmeden bahsetmiyoruz. Birilerinin, binbir uğraş ile geciktirdim dediği yaşanan sonuç da, aslında bir kader değil mi?) odaklı bir sonuç için, bu kadar afra tafra yapmaya ne gerek var?

Evet, Cenab-ı Hakk tedbirimizi almamızı önerdiğine göre.. Tedbir almaya çalışırız. Doktora gideriz. İlacımızı almaya çalışırız. Ama tedbir alma noktasında yardımcı oluyorlar diye.. Bilim insanlarını Diyanet mensupları ile kafa kafaya tokuşturmanın bir anlamı var mı? Veya şöyle soralım.. Niye kafayı Diyanet mensuplarına taktınız ki?

Yazının devamı için tıklayın