İstanbul Ataşehir'de geçen yıl 7 Ekim tarihinde lüks restoranda eşinin 3 yaşındaki yeğeni Y.K.'ya kimyasal saldırı düzenlediği iddiasıyla, ‘tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etmek' ve ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak' suçlarından 24.5 yıl hapis istemiyle yargılanan "asitçi enişte", Cihan Araçman'a 9 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Ailenin diğer avukatları ise sanığın cezasında indirim uygulanmasının kamu vicdanını zedeleyeceğini belirterek Araçman'ın cezalandırılmasını talep etti. Y.K.'nın babası Cenk Kocakaya ise sanığın en üst sınırdan, indirim uygulanmadan cezalandırılmasını istedi.
Anneden avukata tepki
Sanık Araçman'ın avukatlarından Gürkan Altun, sanık Araçman'ın olay günü montun cebinde tesadüfen boyayı bulundurduğunu belirterek, "Çocuğun eline dökmeye çalışmış, dökülmemiş, sıkınca da yüzüne sıçramıştır. Olayda bir tasarlama ve kasıt olmayacağı açıktır. Müvekkilim kimyasal madde içeriği ve tepkilerini bilmemektedir. Çocuğun boya sıkıldıktan sonra yüzünün yıkanması çocuğun zararına olmuştur. Restoranın yakınındaki hastaneye gidilmiş olsaydı muhtemelen zarar bu dereceye varmayacaktı" dedi.
Bunun üzerine anne Işıl Güven, "Keşke bu dedikleriniz doğru olsaydı" diyerek avukata tepki gösterdi. Avukat Altun konuşmasını, "Bu olayın dünyada tek olduğu yönünde beyanda bulunmaları doğru değildir. Cilde uygulanırsa sülfürik madde öldürücü nitelikte olmamaktadır. Müvekkilim yaklaşık 13 aydır tutukludur" şeklinde sürdürdü.
"Tahliyesini talep ederim"
Araçman'ın bir diğer avukatı Şerafettin Tiryaki ise, "Müvekkilim 2 ayrı üniversiteyi birincilikle bitirmiştir. Olay anına kadar parlak kariyeri olan bir kişiydi. Bu olay nedeniyle iş hakkı feshedildi. Eşi tarafından boşanma davası açıldı, evlilik birliği sona erdi. Bu olayı tasarlamış olsa kimsenin görmediği bir yerde yapabilirdi. Müvekkilimin tahliyesini talep ederiz" dedi.
"Zarar göreceğini bilseydim..."
Mahkeme Başkanı tarafından son sözü sorulan Cihan Araçman ise, "Bu olay, çocukları elleri yüzleri boya olduğunu gördüğümde aklıma geldi. Hiç istemediğim bir şekilde sona ermiştir. Zarar göreceğini bilsem onlarca kameranın önünde öyle bir şey yapamazdım. Art niyetim olsa neden yüzlerce kişinin olduğu yerde böyle br şey yapayım? Fevkalade bir durum farketseydim ilk müdahaleyi ben yapardım. Yerime geçip oturduğumda annesinin yanına gelen çocuğun gözleri açıktı. Muhtemelen yüzü annesi tarafından yıkanınca böyle oldu. Olaydan sonra annesinin peşinden hastaneye gittik. Hastaneye gidince 'Acaba benim yüzümden mi oldu' dedim?
Olaydan sonra vicdan azabıyla her şeyi anlattım. Olayın detayları benim anlatmamla ortaya çıkmıştır. Kamuoyu bu olayı saldırı olarak lansetmiştir. Kamuoyunun baskısı ile oluşturulmş bu iddianame neticesinde bir cani durumuna düşürüldüm. Çocuğun iyileşmesine çalıştım. Her günümü vicdan azabıyla hastanede geçirdim" diye konuştu.
"Keşke içini kontrol etseydim"
Araçman ifadesinde devamla, "Benim tek ve en büyük hatam bu maddeyi boya zannetmemdi. Keşke kontrol etseydim içini. Etsem bile ne olduğunu anlamayacaktım. Böyle bir uzmanlık alanım yok. Anne bilmeden çocuğun yüzünü yıkayınca sonucun nasıl böyle olacağını bilmiyorsa ben de içindeki ile böyle olacağını bilmiyordum. Bunca üzücü olayın içinde cezaevinde beni sevindiren tek şey Yaman'ın sosyal hayatına dönmüş olmasıdır. Bunları onlara yaşattığım için çok pişman ve üzgünüm. Bundan sonra da ailenin maddi ve manevi yanında olacağım" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti kararını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Cihan Araçman'ın 9 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.