Kültür-Sanat

Yazar Oktay Akbal yaşamını yitirdi

Oktay Akbal, hasatalığı sebebiyle bir süredir tedavi görüyordu

28 Ağustos 2015 19:07

Duayen yazar Oktay Akbal, tedavi gördüğü hastanede 92 yaşında hayatını kaybetti.

Oktay Akbal, yalnızca Türk edebiyatının değil, gazetecilik ve dergiciliğinin de, yani tüm bir yazın tarihinin en önemli isimlerinden biriydi. Akbal’ın en önemli özelliklerinden biri de aynı, öykü kitaplarından biri olan Yalnızlık Bana Yasak'ın adı gibi bir yaşam sürmüş ve yaşamı boyunca Türk kültür ve siyaset tarihinden önemli dostluklar biriktirmiş bir kişi olması. Bir diğer büyük usta Tahsin Yücel, özellikle öykülerinden yola çıkarak Akbal için, “Çağımızın en içten, en güvenilir, en soylu tanıklarından biri” diyordu.

Son olarak Aydınlık gazetesine konuşan Akbal, "Bir buçuk yıldır yazamıyorum. Güç okuyorum. Hem yaşlılık, hem hastalık. Yüzümde gittikçe yayılan tümör de beni bunaltıyor" demişti.

Eserleri

 

Hikaye:

Önce Ekmekler Bozuldu (1946),

Aşksız İnsanlar (1949),

Bizans Definesi (1953),

Bulutun Rengi (1954),

Berber Aynası (1958),

Yalnızlık Bana Yasak (1967),

Tarzan Öldü (1967),

İstinye Suları (1973),

İkyaz Devrimi (1977),

İki Çocuk (1979),

Karşı Kıyılar (1979),

Hey Vapurlar Trenler (1981),

Lunapark (1983),

Ey Gece Kapını Üstüme Kapat (1988)

Roman:

Garipler Sokağı (1950),

Suçumuz İnsan Olmak (1957),

İnsan Bir Ormandır (1975),

Düş Ekmeği (1983),

Yeşil Ev (1990)

 Anı:

Şair Dostlarım (1964),

Anı Değil Yaşam (1985)

 Günlük:

Günlerden 1 (1968),

Anılarda Görmek (1972),

Yeryüzü Korkusu (1974),

Yüzyıldır Umutsuzluk (1991)

 Deneme:

Konumuz Edebiyat (1967),

Dost Kitapları (1977),

Yaşasın Edebiyat (1977),

Temmuz Serçesi (1978),

Önce Şiir Vardı (1982),

Geçmişin İçinden (1985),

Birde Simit Ağacı Olsaydı (1990), 

Gezi:

Hiroşima'lar Olmasın (1976)

İncelemeler:

Çağdaş Dünya Edebiyatçıları Sözlüğü (1967).

Akbal'ın ayrıca birçok roman, inceleme ve araştırma çevirisi bulunmaktadır.

 

Oktay Akbal kimdir?

 

20 Nisan 1923'te doğan ve Kumkapadaki bir Fransız okulunda orta öğrenimini tamamlayan Oktay Akbal, İstiklal Lisesi'ne gitti. Üniversite'de birkaç yıl okudu ancak okulu bitirmedi. Edebiyat ve gazetecilik dünyasına Servet-i Fünun dergisinde sekreterlik yaparak adım attı. Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'ndaki görevi nedeniyle Ankara ve İstanbul'da bulundu daha sonra Vatan gazetesine girerek sanat yazıları ve kitap eleştirileri yazdı, fıkra yazarlığı yaptı. 5 Ekim 1969'da Cumhuriyet gazetesinde fıkra yazmaya başlayan Akbal, bu işi 1991 Kasım ayına kadar sürdürdü. 1989-1995 yılları arası Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkanlığı'nı yürüten yazar, halen gazete yazarlığını sürdürmektedir. İlk yazıları Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan ve 1940'lı yılların ikinci yarısından itibaren hikâye yazmayı hızlandıran Oktay Akbal, hikâyelerinde genel olarak tekdüze yaşamı değiştirmeye çalışan ancak değiştirmeye çalıştıkça çevresi tarafından yadırganan ve eski düzene geri dönmek zorunda kalan insanların sıkıntılarını anlattı. İnce duygulu, aydın bir orta sınıf insanın toplum törelerine uyamamasını ve bireysel kaygılarını belirtirken tekil birinci ve üçüncü şahısların iç seslerine de yer veren Oktay Akbal, gücünü dağınık hayat parçalarını uzatılmış düz şiirler biçiminde yansıtmasından alır. 

Daha çok hikâye kitaplarıyla tanınmakla birlikte roman, deneme, söyleşi, anı ve günce de yazan Oktay Akbal 'Suçumuz İnsan Olmak' adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu 1958 Roman Ödülünü, 'Berber Aynası' ile de 1959 Sait Faik Hikâye Armağanını kazanmıştır.

 

Hasan Cemal: Ortak anılarımız kaldı

 

Cumhuriyet gazetesinde editör ve genel yayın yönetmeni olarak beraber çalıştığı T24 yazarı Hasan Cemal, Akbal’ın vefatının ardından "Sevgili Oktay Akbal'ı kaybettik. Cumhuriyet camiasının, hepimizin başı sağolsun. Şimdi içimi acıtan ortak anılarımız kaldı geriye..." dedi.