Yasemin Çongar'ın Kurucu Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olduğu Taraf'tan ayrılmadan önce "Ex Libres - Dünya Bunları Okuyor" başlıklı köşesinde kaleme aldığı edebiyat yazılarını biraraya getiren üçüncü kitabı yayımlandı. Çongar'ın Türkiye medyasında örneği çok görülmeyen ve büyük ilgi gören yazılarını topladığı, "Çok Sevdiklerimiz, Yarım Bıraktıklarımız" ve "İnşaata Girmek Tehlikeli ve Mubahtır"ın ardından üçüncü kitabı "İsyan ve Yerçekimi" adıyla raflardaki yerini aldı.
Yasemin Çongar, deneme türünün güzel örneklerini verdiği sunuşlarla kaleme aldığı yazılarda dünya edebiyatından yaptığı okumaları çarpıcı bir üslupla okurlarıyla paylaşıyor.
Çongar'ın Everest Yayınları'ndan çıkan kitabı da adını "Ziyafet ve katliam, isyan ve yerçekimi" isimli yazısından alıyor.
Çongar'ın güncel sanat alanında işler üreten Damien Hirst'e ayırdığı "Ziyafet ve katliam, isyan ve yerçekimi" başlıklı deneme yazısının bir bölümü şöyle:
Kabe'nin ortasında bir kafatası
"Ondan nefret etmeyi giderek daha çok seven eleştirmenlerin “dünyanın en çok para kazanan sanatçısı” unvanını isminin yanından zinhar eksik etmedikleri 1965 Bristol doğumlu Damien Hirst’ün 1988’den bu yana yaptıklarının toplamından oluşan sergi, bütün o karmaşaya bakarken tiksinti zırhını hepten kuşanmadıkları gibi, sualsiz bir hayranlıkla da kamaşmayan gözlerimi hayli yordu. Bu yorgunluğu sevdim. Gördüklerimi, okuduklarımdan süzerek anlatacağım sana; gitmesen, gezmesen de, serginin kitabını –kataloğunu demiyorum bak– karıştırmak istersin belki.
Londra’nın Tate Modern Müzesi, bu ilk Hirst retrospektifini düzenlemeye girişirken, bunca eleştirinin hedefi olacağını da tahmin etmişti sanırım. Bense “bayağı, iğrenç, çirkin, yüzeysel, tekrarcı, paragöz” diye özetlenebilecek eleştirileri okumadan ve Tate’in bu vesileyle bastığı Damien Hirst kitabını elime almadan gezdim sergiyi. Ama ak bir sayfa değildim haliyle. Yıllardır hakkında çıkan haberlerden damıtılmış “Elmas kafatası kitsch bir fikirdir” nev’inden cümleler, ve tabii, Michel Houellebecq’in La carte et le territoire (Harita ve Topraklar, Can Yayınları, Orçun Türkay’ın tercümesi) romanından yadigâr o müstehzi tarifin etkisindeydi hislerim. Houellebecq’in ressamı, Hirst’ü, “ziyadesiyle zenginleşmiş” bir başka sanatçı olan 1955 doğumlu Jeff Koons’la karşılıklı resmedeceği tabloyu tasavvur ederken Koons’u biraz daha gizemli bulur. Hirst’ü ise yakalamak kolaydır: “Hoyrat, edepsiz bir ifadeyle resmedilebilirdi, hani ‘bendeki mangırlar hepinizin ağzına sıçmama yeter’ dermişçesine bir ifadeyle; ayrıcaölüm üstüne sıkıntılı bir çalışma yürüten asi (ama zengin) sanatçı olarak da çizilebilirdi; yüzü kıpkırmızı, tepkisizdi, tam bir İngiliz, bu haliyle bir Arsenal taraftarına benziyordu.” Hâsılı, etkilenmeye teşne bir halde gitmedim Tate’e. Ama henüz bilet alıp sergi katına bile çıkmamışken, huzuruna vardığım For the Love of God ’ı (Tanrı Aşkına) tavaf ettikten sonra usulca değişmeye başladı bir şey. Değişmeye başladım.
Hepimiz okuduklarımızla değişiriz ve o “norm”ların dışına taşarız
Everest Yayınları'ndan çıkan "İsyan ve Yerçekimi"nin arka kapak yazısı da şöyle:
Hepimiz okuduklarımızla değişiriz ve o “norm”ların dışına taşarız. Yasemin Çongar bir edebiyat metni olan denemelerinde Michael Haneke, Jean Genet, Damien Hirst, Lawrence Durell, Victor Hugo, Charles Dickens, Mo Yan, Salman Rushdie, Alan Turing, John Irving, Will Self, David Hockney, Richard Sennett, Siri Hustvedt, Denis Lehane, Claire Messud ve daha nice yaratıcının izinden kendini kuruyor bir kez daha."