Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk, hükümetin, Yargıtay ve Danıştay'da 711 üyenin emekliye ayrılmasını öngören düzenlemesine tepki gösterdi. Yargıtay üyelerinin, seçildikten sonra görevden alınamayacağını" vurgulayan Selçuk, ''Görevden alma anayasanın ihlali olur. Kaygı içerisindeyim" uyarısında bulundu.
"Yargı organlarını karıştırdılar"
Selçuk, hükümete yakın medyanın yazdığı ve yalanlanmayan, Adalet Bakanlığı'nın yüksek yargıyla ilgili yasa taslağını Özgür Düşünce'den Metin Arslan'a değerlendirdi. "Düzenlemeden basından okuduklarıyla haberdar olduğunu" kaydeden Selçuk, “Nasıl yapacaklar bilmiyorum.Ben de merak ediyorum. Yargıtay'a sormadan böyle bir girişimde bulunmamak gerekir. Ben Anglosakson sistemi ile Kara Avrupası sistemini, yüksek mahkeme kavramıyla yüksek yargı organlarını birbirine karıştırdıklarını düşünüyorum. Sistem farklılığının gözetilmemesi ağır bir yanılgıdır. 2007 tarihli Anayasa taslağında da bunu karıştırmışlardı” diyerek uyardı.
"Kaygı içerisindeyim"
“Seçilmiş Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevine son verilmesi, yanlış” diyen Sami Selçuk uyarılarını şöyle sürdürdü: “Böyle bir düzenleme Anayasa ihlalidir. Yargıtay üyesi, seçildikten sonra görevden alınamaz. 65 yaşını dolduruncaya kadar mümkün değil. Anglosakson ile Kara Avrupası sistemleri birbirinden uzak hukuk sistemleri. Karıştırdıkları için yanlış sonuçlara varıyorlar. O nedenle hepsi yanlış olacaktır. Kaygı içerisindeyim. Ama netleşmediği için de kesin tavır alamıyorum.”
"Avrupa Birliği'nin kaygısı yerinde"
Sami Selçuk, Avrupa Birliği'nin (AB) vize serbestisi şartlarından olan Türkiye'nin terörle mücadele yasasını AB'ye uyumlu hale getirmesiyle ilgili raporunu da değerlendirdi. Selçuk, “AB'nin kaygısını yerinde buluyorum. Devlet elbette terörle mücadele eder. Ama düşman ceza hukuku oluşturarak değil. Hukuk içerisinde mücadele eder. Düşman ceza hukuku anlayışıyla değil hak ve özgürlüklere saygılı, çağcıl ceza hukuku içerisinde mücadele eder. Avrupa'nın kaygısı bundan kaynaklanıyor” değerlendirmesi yaptı.
"Yasalar yoruma açık"
Varolan terör yasalarıyla ilgili tanımların yoruma açık olduğunu belirten Selçuk, “Bu nedenle tanımlar yasallık ve caza hukuku ilkelerine uygun olarak gözden geçirilmeli ve açıklığa kavuşturulmalı” dedi.